Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
İki şeye hakkım olduğuna karar verdim. Özgürlük ve Ölüm Birine sahip olamazsam ötekini isterim Hiç kimse beni canlı tutsak edemez Özgürlüğüm için savaşmayalım Gitme zamanın geldiğinde ise Tanrı beni öldürmelerine engel olmayacaktır.
Devrimci Kadınlar
Devrimci Kadınlar
208 syf.
9/10 puan verdi
Anlam Arayışı Yalom'la Varoluşsal Sorgulamalara Dalmak
Irvin D. Yalom'un "Günübirlik Hayatlar"ı, terapi ve varoluş üzerine samimi ve aydınlatıcı bir meditasyon gibi. Deneyimli bir psikoterapistin günlüklerinden derlenen bu eser, okuru terapinin içine çekiyor ve insan ruhunun karmaşıklığını keşfetmeye davet ediyor. Yalom, hastalarıyla kurduğu ilişkileri ve bu ilişkilerden edindiği
Günübirlik Hayatlar
Günübirlik HayatlarIrvin D. Yalom · Pegasus Yayınları · 20158,4bin okunma
Reklam
Ölüm; insanın ve insanlığın en eski ve en yeni kaygısı. Özgürlük; İnsanın ve in­sanlığın en eski ve en yeni amacı. Edebiyat; insanın ve insanlı­ğın en eski ve en yeni sığınağı...
159 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
2 saatte okudu
Vurulduk Ey Halkım Unutma Bizi
"biz unutkan bir ulusuz. olanları bitenleri çabuk unuturuz. bugün yarın kanlı olaylar için yas tutarız, sonra, daha önceki olaylar gibi bu son kanlı olay da unutulur." Demiş Uğur Mumcu ___ umag'ın unutmayalım unutturmayalım sloganıyla birlikte düşünceleri faili meçhul cinayetlerde katledilenleri anarken hatırlattığı dize ve kitabın
Vurulduk Ey Halkım Unutma Bizi
Vurulduk Ey Halkım Unutma BiziUğur Mumcu · Uğur Mumcu Vakfı Yayınları · 1996176 okunma
Komün yenildikten sonra tutuklanan diğer tutsaklar gibi aylarca berbat koşullarda tutulan Louise Michel, yargılanmaya başladığında mahkeme heyetinin yüzüne şöyle bağırıyordu: “Kendimi savunmak istemiyorum, kimsenin beni savunmasını da istemiyorum! Ben her şeyimle toplumsal devrime aidim ve yaptığım her eylemin sorumluluğunu kabul ettiğimi ilan ediyorum. … Beni generallerin infazına katılmakla mı suçluyorsunuz? İşte yanıtım: Evet, onlar halkın üzerine ateş etmek istediği zaman Montmartre’de olsaydım, bu türden emirler veren insanların üzerine tetiği çekmek için bir an bile duraksamazdım.” Hakkında ölüm cezası istendiği açıklandığında, “Mademki özgürlük için atan yüreğin yalnızca bir kurşun hakkı var, ben de kendi payımı istiyorum. Eğer yaşamama izin verirseniz intikam diye bağırmaktan vazgeçmem ve Af Komisyonundaki katillerden kardeşlerimin intikamını alırım. Eğer korkak değilseniz, beni öldürürsünüz” dedi. Ama onu idam etmeye cesaret edemediler ve ömür boyu hapis cezasıyla Yeni Kaledonya’ya sürgüne gönderdiler.
Sayfa 137 - c:2
415 syf.
10/10 puan verdi
AMOR FATİ :)
Hepimizin aldığımız kararlardan, olduğumuz yerden ve kişiden şüpheye düştüğümüz; ''Her şey çok başka ve güzel olabilirdi.'' dediğimiz anlar olmuştur. Belki de bazılarımız bütün hayatını bu keşke ve acabaların arasında geçirmiştir. Dr. Bruer de bu kişilerden biri. Yaşadığı yerin en saygın doktoru, zengin ve iyi bir ailesi var
Nietzsche Ağladığında
Nietzsche AğladığındaIrvin D. Yalom · Ayrıntı Yayınları · 202351,9bin okunma
Reklam
Şiir piçtir... Baba va da babalarını kimse bilmez. Ne ilginçtir ki; şair fahişeliği, şiir piçligi konusunda fanatik narsistirler. Vefadan nasiplenmemiş bir piç olan şiir doğar doğmaz ahlaki (!) gerekcelerle terk eder annesini. Anne onun yeni kardeşleri için başka sancılarla kıvranırken, mahlası özgürlük olan şiir hiç acı çekmeden başına buyruk dolanır. Annesinden, öteki annelerden ve süresiz esin kaynağı olacağı diğer piçlerden habersiz... Gün gelir anne ölür, bu ölüm şiiri hiç ilgilendirmez. O, yalnızca kendi ölümsüzlüğünü arar. Bulduğunda (ya da bulursa) unutacaği ilk şey, sonsuz var oluşunu annesinin ölümcül yaratıcılığından aldığıdır. -Mühür
Sayfa 12 - Şair ve Şiir üzerineKitabı okudu
.... Gelin Birazda Düşünelim: KÖLELİK Kölelik en genel tanımıyla, bir başka insanın “metası” olmaktır. Yani kişisel bir özgürlük ya da söz hakkı sadece sahibi tarafından belirlenmesi ve insandan ziyade “makine” olma durumudur. Dünyada uzun yıllar boyunca çeşitli şekillerde uygulanmıştır. İlk olarak yaklaşık 11.000 yıl önce ortaya çıkmıştır.
464 syf.
9/10 puan verdi
Sloganla Özgürlük Olmuyor
İki Şehrin Hikâyesi Dünya edebiyatının önemli klasiklerinden biri. Charles Dickens’ın en önemli kitabı olarak kabul ediliyor. 1859 yılında yayınlanmış, 170 yaşını aşmış bir roman elimizde. Dünyada en çok satılmış roman olarak anılıyor. Kitap Fransız İhtilali yıllarında yaşanan olayları konu alıyor. Kitaba adını veren iki şehir Paris ve Londra
İki Şehrin Hikâyesi
İki Şehrin HikâyesiCharles Dickens · Can Yayınları · 202358,4bin okunma
128 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
Ah zebercet ah ...
Kitap Milli Eğitim Bakanlığı’nın onayladığı 100 temel eser arasında yer almış (gerçi sanırım sonradan içerdiği müstehcen kelimelerle çocukların ruhsal ve zihinsel gelişimi açısından olumsuz etkileneceğini öne sürülerek geri kaldırılmıştır. Genelde bu tarz eserlerde hep aynı şey oluyor önce mutlaka okutulması gereken en önemli eser denip sonrada
Anayurt Oteli
Anayurt OteliYusuf Atılgan · Can Yayınları · 202329,8bin okunma
Reklam
83 syf.
10/10 puan verdi
Satranç Tahtası Üzerindeki Delilik Dansı
Hikayemiz New York'tan Buenos Aires'e giden bir gemide geçiyor. Gemide dünya satranç şampiyonu Mirko Czentovic de var. Czentovic, yıllarca süren esaretten sonra özgürlüğüne kavuşmuş olsa da, bu onu tatmin etmiyor. Satranç dışında bir amacı olmayan Czentovic, kendini boşlukta hissediyor. Tam bu sırada gizemli bir adam olan Dr. B. ile tanışıyor. Dr. B., Czentovic'e geçmişte yaşadığı travmatik bir olayı ve bu olayın onu nasıl satranç takıntısına sürüklediğini anlatır. Bu hikaye Czentovic'i derinden etkiler ve kendi hayatını sorgulamaya başlar. Dr. B. ile Czentovic arasında bir satranç oyunu başlar. Oyun ilerledikçe Dr. B.'nin zihinsel durumu da bozulmaya başlar. Nazi toplama kamplarında yaşadığı işkenceler ve gördüğü vahşet onu travmatize etmiştir. Satranç tahtası Dr. B.'nin zihninin savaş alanı haline gelir ve her hamle onun için bir ölüm kalım mücadelesi haline gelir. Satranç sadece bir oyun değil, aynı zamanda hayatta kalma ve özgürlük mücadelesini de simgeliyor. Czentovic ve Dr. B.'nin hikayeleri, savaşın ve totaliter rejimlerin insan psikolojisi üzerinde yarattığı derin tahribatı gözler önüne seriyor. Zweig, bu kısa romanında insan ruhunun kırılganlığını ve travmanın yıkıcı etkisini ustalıkla tasvir ediyor. Satranç, sadece satranç severler için değil, insan psikolojisi ve tarihi olaylarla ilgilenen herkes için okunması gereken bir eser. Kısacası, Satranç sizi hem nefes nefese edecek bir satranç oyunu izlemeye, hem de insan ruhunun karanlık dehlizlerinde bir yolculuğa çıkaracak.
Satranç
SatrançStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2020236,4bin okunma
Bu sözümü unutmayın ve tarihe kayıt düşün: dünya iyice kana bulanacak. "Vahşilere ölüm! Yaşasın uygarlık! Yaşasın özgürlük, kardeşlik ve eşitlik!"
Dört kutsal kelime duydum Acz Nasip Rahmet Ölüm Dört kutsal kelime daha duydum Tutsaklık Teklif Kabul Özgürlük Ve dört kutsal kelime daha duydum Kendi sancağımdı tutunduğum Zulmedince kendim Lutfedince sen Seni andım hamdettim sana taptım
"Vahşilere ölüm! Yaşasın uygarlık! Yaşasın özgürlük, kardeşlik ve eşitlik!"
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.