Hasan Hüseyin Korkmazgil ' in eşi için yazdığı evlilik yıldönümü armağanı...
Eşini çok sevdiği ve ona hayran olduğu o kadar belli ki yazdığı şiirde...
Şiirde en beğendiğim kısımlardan biri :
" senibenkorkununkaratırnaklıelleribileklerimebirhayaletgibisarıldığıgünlerdede
Radyonuzda 28.11.1964 günü saat 21-21:30 arası yayımlanan “Bir Portre” programında, şair Orhan Veli’nin 14. ölüm yıldönümü hâtırası anıldı. Büyük şairin ölümü üzerine parçalar ve Orhan Veli'nin kendi eserlerinden seçilmiş bazı şiirleri okundu. “Yol Türküleri” isimli şiiri okunurken “Arifiye Köy Enstitüsüne ait”
olan kısmın çıkarılmış olması gözden kaçmadı.
1 - Şiiri tahrif etmek, şairin hâtırasına ne dereceye kadar saygı göstermektir.
2 - Köy Enstitüsü sözü, bir kültür kurumu olan Devlet Radyosunca neden sakıncalı görülmüştür?
3 - Bir sanat yapıtının, siyasi görüş ve kanaatle bir nevi sansüre uğratılması sizce de sanat özgürlüğü anlayışına aykırı değil midir?
4 - Bu tutumunuz halkın Devlet Radyosuna olan güvenini sarsmaz mı?
Büyük şairden İstanbul Radyoevi adına özür diliyoruz.
83. Yine, "Günahları bağışlanmış olanlar için dua etmek yanlışsa, niçin ölenler için yapılan bağışlar geri ödenmiyor ve geri ödenmesine izin verilmiyor da, cenaze ve ölüm yıldönümü ayinleri yapılıyor?"
2 Nisan 1948...
Sabahattin Ali'nin ölüm yıldönümü 🥀
Koca yürekli edebiyatçımız Sabahattin Ali’yi sevgi ve saygıyla anıyoruz.
Evinde elektrik olmadığı için sokak lambasının altında kitap okuyan çocuk kimdir? derlerse
“O” deyin
Türkiye’de öğretmenlikten atılıp, dergisi kapatılıp, borç harç içinde yaşamış ve kamyonla nakliye işi yapmış bir devrimci
var mıdır? derlerse
“O” deyin
Türk edebiyatı dünyasına, dünya edebiyatını
ilk getiren kimdir? derlerse
“O” deyin
“Benim meskenim dağlardır” dedikten sonra, dağlarda kalan kimdir? derlerse
“O” deyin
Türkiye’de hapisten çıkması için, şiir yazılması istenen bir şair var mıdır? derlerse
“O” deyin
Öldürüldüğü sırada dahi kitap okuyan ve öldürüldükten sonra kitapları 15 yıl boyunca
yasaklanan tek şair ve yazar kimdir? derlerse
“O” deyin
Türkiye’de, cumhuriyet tarihinin faili belli ama mezarı olmayan ilk gazeteci kimdir? derlerse
“O” deyin
“O” SABAHATTİN ALİ deyin…
Hissedince sana vurulduğumu
Anladım ne kadar yorulduğumu
Sakinleştiğimi, durulduğumu
Denize dökülen bir pınar gibi
Şimdi şiir bence senin yüzündür
Şimdi benim tahtım senin dizindir
Sevgilim, saadet ikimizindir
Göklerden gelen bir yadigar gibi
Mademki nur-u hakikat, imana muhtaç gönüllerde tesirini yapıyor; bir Said değil, bin Said feda olsun. Yirmi sekiz sene çektiğim eza ve cefalar ve maruz kaldığım işkenceler ve katlandığım musibetler hep helal olsun. Bana zulmedenlere, beni kasaba kasaba dolaştıranlara, hakaret edenlere, türlü türlü ittihamlarla mahkûm etmek isteyenlere, zindanlarda bana yer hazırlayanlara, hepsine hakkımı helal ettim.
Bu yazıyı yazmamın nedeniyse, genç bir kızın uzaktan yolladığı mektup. Yazıyı okuyunca bana küsmüs; Turgut Uyar’ı anan yazılarımı dört gözle bekliyormuş. Çok içten, çok dokunaklı bir mektup doğrusu. (Oysa o yazıda da benzer sakıncalara değinmiştim, umarım bu yazıyı okur ve ne demek istediğimi daha iyi anlar.) Ama benim de bu tür gerçekten vefalı okurlara bir önerim var. Neden anma günlerini ve yazılarını başkalarına devrediyorlar, kendileri bir girişimde bulunmuyorlar?
Ben, yerlerinde olsam herhangi bir tarihi seçerdim, ille bir yıldönümü gerekiyorsa Uyar ‘ın doğum günü olan 4 Ağustos'ta anılmasını yeğlerdim. Nasılsa şiirleri yaşıyor. Ölüm tarihini asla seçmezdim.
Bugün Aşık Veysel'in ölüm yıldönümü
(21 Mart 1973)
Bu dünyadan bir ozan geçti...
Gözleri kapalı, gönlü açık bir âşık geçti...
Aşık Veyseli ölüm yıldönümünde saygıyla özlemle ve rahmetle anıyoruz..🙏
♥️
DOSTLAR BENİ HATIRLASIN
Ben giderim adım kalır
Bugün Halepçe katliamının yıldönümü
16 Mart 1988
Elma kokusuyla bahara başladı ölüm.
Kalbinden vurdular Halepçe’yi bugün. (16 Mart 1988)
Baharı beklerken, kış geri döndü.
Halepçe’ye Cemre değil, ölüm düştü.
Gün sessiz, mevsim vefasız...
Kara bulutların getirdiği haber ölüm sessizliği...
Gökyüzünü sis kapladı, duman kapladı.
Güle beyaz ölüm
usevi Dini Bayramları ve Kutsal Günleri
Musevi dini bayramları ve kutsal günleriyle Musevi dinine ilişkin öteki anma, kutlama ve oruç günleri İbrani Takvimi esasına göre düzenlenmiş olup bu takvime göre her yıl aynı tarihte ve dolayısıyla aynı mevsim içinde kutlana gelmektedir.
Musevi inanç disiplininin temel kutsal günü "Şabat"tır.
11 Şubat 2024 /Pazar günü
Yarın okul var. Saat 17:36. Hatırşinas'tayım. En sevdiğim hava: güneş çoktan bulutların arkasında kaybolmuş. Kartal tarafı gri bulutlarla dolu. Yağmur yağacak belli ki. Hatırşinas'ın bahçesinde önümde üç dört kitap-yeni bir tevbe saati- çay-üşüme hissi-hepimiz bir aradayız. Bulak günlerdir yok. la Marine