“Ölüme ramak kala Düşlerimi ve özlemlerimi Sessizce dudaklarının arasına Bırakıyorum...”
Ölüme ramak kala?
Her şeyin zamanı yaşadığınız o andır. Mutlu olmayı ertelemeyin. Çünkü canınızın istediği zaman ölmeyeceksiniz.
Reklam
Nerede okumuştum, hani bir idam mahkumu ölümünden biraz önce şöyle söylemiş ya da düşünmüştü: ‘Yüksek ve sarp bir kayalıkta, ancak iki ayağımın sığabileceği, dar bir çıkıntıda, dört bir yanım uçurumlar, okyanuslar, sonsuz bir gece, sonsuz bir yalnızlık ve hiç bitmeyecek bir fırtınayla sarılmış durumda yaşamak zorunda olsam ve bütün ömrümce, bin
İnanç
İnanç, tıpkı bir tren tarifesi gibi, özünde bir zamanlama meselesidir. Gar duvarındaki dairevi, heybetli, fildişi saat, insan ömrünün çeşitli zamanlarında vurur. Aynı saatlerde kalkar tren. Öğleden önce tek bir sefer vardır, çocuk yaşta bir inancı benimseyenler buna biner. Öğleden sonra bir kez daha kalkar tren; ergenlik döneminin huzursuz yolcularını da alıp götürerek. Sonra ta akşama kadar başka bir sefer olmaz. Akşam geldiğinde, insan ömründe ilk derin pişmanlıkların baş gösterdiği, işlenen cürümlerin telafisinin mümkün olmadığının anlaşıldığı, en kavi yuvaların tepetaklak devrildiği, ilk ciddi sağlık sorunlarının belirdiği saatte, üçüncü kez kalkar tren. Yolcuları nedense hep son dakikada telaşla biner buna. Ve nihayet gece yarısına doğru, kritik ameliyatlardan sonra ya da ölüme ramak kala, peş peşe iki sefer daha vardır. En kalabalık trenler bunlardır. Hiçbir istasyonda durmadan, şefaat ekspresiyle dosdoğru Tanrı'ya giderler. Akşam yolcularının aksine, gece yolcuları, trenlerini kaçırmamak için, ne olur ne olmaz önceden alırlar gardaki yerlerini. Ve vakit gece yarısını vurduğunda, çember tamamlanıp akrep ile yelkovan başlangıç noktasına vardıklarında, garın o hıncahınç kalabalığından geriye tek tük inançsız kalmıştır. BİT PALAS
264 syf.
8/10 puan verdi
·
10 günde okudu
Hayatta sanki hiç ölmeyecekmiş gibi yaşamak neden? Kimin garantisi var bu hayatta? İşte böyle bir anda , hiç ummadığımız bir anda ölüm gelir yapışır yakamıza. Bazen de şanslıysanız ölüme ramak kala tekrar canınız bağışlanır ve kaldığınız yerden devam edersiniz hayata ama tek bir farkla, yeni bir kimlikle. 2.kez yaşamak bahședebildiyse eğer eskisi gibi herşeye üzülmez, takılmazsınız. Yazarımızda çok yakın arkadaşının ölüm haberini alınca üzülür ve haberin ardından bile bile ölüme gider. İşte o andan itibaren yaşam ile ölüm arasındaki o ince çizgide gidip gelir. Diğer tarafı, cenneti, "Peponi" olarak nitelendirir. Buarada yaşadıklarıyla beraber kendini daha iyi tanır. Geri döndüğünde artık eskisi gibi değildir. Kitapta bu süreçte yaşananlar anlatılıyor. Kitap tam olarak roman da değil, öykü de değil, kişisel gelişim de değil . Hepsinden esintiler var. Güzel okunası bir kitap.
Sıfır
SıfırTunç Kılınç · Destek Yayınları · 2015960 okunma
Geri17
75 öğeden 71 ile 75 arasındakiler gösteriliyor.