Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
110 syf.
8/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Kötülük var mıdır?
Bu kitaptan yola çıkarak birkaç analiz yapmak ve farklı bir bakış açısı sunmak istiyorum. Bazı kitapları neden okuduğunu kimse bilmez; kitap ünlüdür, ses çıkarmıştır, puanlaması yüksektir, herkes okuyordur ve senin de okuman gerekir. Peki, ne anlatıyor? Özetini ya da kalıplaşmış temasını sormuyorum; daha da derinlerden bahsediyorum, hani o
Yabancı
YabancıAlbert Camus · Can Yayınları · 2021111,2bin okunma
Aklı, insanla öldüğü gün öpüşecek.
Aklının korunması için Tanrı’ya ilk yalvaran insanın dileği yerine getirildi. O günden bu yana insanın aklı, Tanrı tarafından korundu. Belki bir kasada, belki de cennette. Çünkü aklın, insan bedeninden kaçabileceği beş delik ve akıl yoksunu bedende delilik vardı. Akıl, insandan korundu. İnsan, beş duyulu bir hayvan oldu. Bedeni ölümlü, aklı korunan, beş duyulu bir hayvan. Tanrı’nın insan olarak doğacağı güne kadar böyle sürecek. Aklı, insanla öldüğü gün öpüşecek. Hayattakilerse son ana kadar koklayacak, duyacak, görecek, tadacak, dokunacak ama asla düşünemeyecek. Çünkü aklı alınmış insana bırakılmış olan beyin, sahibine sadece hayal veren bir organdır. Var olanın üzerine kurulan hayaller. Oysa akıl, yoktan düşünce yaratır. Yoktan var etmek bir düşünce, yoktan var ettiğini düşünmek bir hayaldir. İnsan düşünmez, düşündüğünü hayal eder. Akıl sadece Tanrı, beyinse bir çocuk tarafından korunabilir. İnsanı koruyansa ölümdür. Bir hayal organıyla yaşadığı sürece kendine zarar verecek olan insanı sonsuz acıdan kurtaran ölüm, doğumdan üstündür.
Reklam
496 syf.
·
Puan vermedi
Hastalıklı insanlarla ve saçma olaylarla dolu bir kitap.
Ah gerçekten kitap hakkında ne düşünsem bilemiyorum karakterlerin hepsinde ve olaylarda beni rahatsız eden noktalar deli gibi fazla olmasına hatta hoşuma giden şey olmamasına rağmen kitabı zaman geçirmek için okuyabildim. Kitap aşırı kötü. Yazar toxic ve yanlış fikirler içeren bir kitap yazmış bunu belirteyim. Sanırım canım saçma bir şeyler okumak
Bir Milyon Öpücük
Bir Milyon ÖpücükMonica Murphy · Ren Kitap · 0697 okunma
153 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
11 günde okudu
Eleştiriye Açık-Düşünce İstemi
Mimarlık ve Felsefe, Dücane Cündioğlu'nun kaleme aldığı bu eser, farklı bir pencere sunuyor. Bildiklerim üzerine tartışma yapmamı sağlayan bir dil ve üslup ile karşılaştım. Ki onun da tam olarak istediğinin en azından kendimce bu olduğunu düşündüm. Ey talib, düşün diyor. Estetiği, kaygıyı, gözle görünen ve aradığını düşün. Bu zamana kadar bildiklerini unutmadan üstüne ekleyerek benim dile getirdiklerimi de düşün diyor. Dile getirilmeyen konulara, araştırılmayan tartışılmayan konulara değiniyor belki de. Kitaba başlarken kafamda kurduğum taslak bir senaryo vardı, mesleki açıdan okuyacağımı düşündüğüm. Ancak pek çok kesime hitap eden bir akış var. Halkın düşünmesi, akletmesi gereken hususlar içeriyor. Eleştirel yanları da yok değil ancak onun eleştirdiği kişi ve olaylar kadar, kendinin de eleştirileceğinin bilincinde kaleme aldığı yazıtı olumlu yanlarını hissederek tamamladım.
Dücane Cündioğlu
Dücane Cündioğlu
Mimarlık ve Felsefe
Mimarlık ve FelsefeDücane Cündioğlu · Kapı Yayınları · 2012284 okunma
Yani eş seçimimizi ve ilişkimizin içeriğini kişilik özelliklerimiz belirler. İlişkilerimizde olumlu ya da olumsuz yönlerimize en fazla benzerlik gösteren partnerleri buluruz. Örneğin geçmişimiz bize, fazla bağlanmadan yaşanan fiziksel yakınlaşmaların bizim için en doğrusu olduğunu öğrettiyse, tam bu kalıba uygun birilerini kendimize çekeriz.
Kadının yerinin (özellikle Türk toplumu için konuşuyorum) başta ataerkilliği öven İslam inancı ile değiştiğini eleştirdiğim zaman 'sen de İslam'a sövmek için yer arıyorsun' tepkisi ile karşılaşıyorum. İslam zaten ataerkillik üzerine inşa edilmiş bir inanç. Meselenin diğer tarafını göremeyen kadın/erkek inanan insanlar ise bunu İslam kadına değer veriyor, yüceltiyor şeklinde yorumluyor. Arap kültüründeki kadınlar için konuşuyorsak, evet haklısınız en azından Arap kültüründe yaşayan kadınlar için küçük de olsa olumlu bir gelişme olabilir. Ancak yine de bu düşüncenize tam katıldığımı söyleyemem. Kendi kültürünü bırakıp Arap kültürünü ve düşünce yapısını benimsemeye çalışmadan İslamiyet öncesi Türk kültürünü biraz anlamanızı isterdim ama kendisini Arap olarak hissedenler için yapacak bir şey yok 🙃
K

K

@K_Krzm
·
15 Nisan 17:21
“Ailenin reisi baba savaşa veya ava gittiğinde erkek ve kız çocuğunu anne eğitirdi. Bu eğitimler sadece davranış disiplinleri değildi. Bu duruma Zemarkhos (Bizans), Wang Yen-te (Çin) ve İbn Fadlan (Arap) seyahatnamelerinde de rastlamak mümkündür. Kadınlar at binme ve ok atmayı bildikleri için çocuklarına bu eğitimleri de verirlerdi. İslamiyet öncesi Türk topluluklarında kız ve erkek çocukları arasında cinsiyet ayrımı gözetilmezdi, aynı tür harp ve davranış eğitimi bütün çocuklara verilirdi. Misalken Tirmurlu devlet geleneğinde hanedana bağlı tüm kız çocuklarının eğitimleri ve yetiştirilmeleri tıpkı erkek çocuklarının eğitimi gibi önemsenirdi. Bu nedenle erkek çocuklarının eğitimi için "atabeg", kız çocuklarınınki için ise "ateke" tayin edilirdi. Böylelikle hanedan içinde iyi eğitilmiş Timurlu kadınlar, gerektiğinde hanedan için veliaht yetiştirebilecek ya da devletin yönetimini ele alabileceklerdi...”
Reklam
Aklının korunması için Tanrı’ya ilk yalvaran insanın dileği yerine getirildi. O günden bu yana insanın aklı, Tanrı tarafından korundu. Belki bir kasada, belki de cennette. Çünkü aklın, insan bedeninden kaçabileceği beş delik ve akıl yoksunu bedende delilik vardı. Akıl, insandan korundu. İnsan, beş duyulu bir hayvan oldu. Bedeni ölümlü, aklı korunan beş duyulu bir hayvan. Tanrı’nın insan olarak doğacağı güne kadar böyle sürecek. Aklı, insanla öldüğü gün öpüşecek. Hayattakilerse son ana kadar koklayacak, duyacak, görecek, tadacak, dokunacak ama asla düşünemeyecek. Çünkü aklı alınmış insana bırakılmış olan beyin, sahibine sadece hayal veren bir organdır. Var olanın üzerine kurulan hayaller. Oysa akıl, yoktan düşünce yaratır. Yoktan var etmek bir düşünce, yoktan var ettiğini düşünmek bir hayaldir. İnsan düşünmez, düşündüğünü hayal eder. Akıl sadece Tanrı, beyinse bir çocuk tarafından bile korunabilir. İnsanı koruyansa ölümdür. Bir hayal organıyla yaşadığı sürece kendine zarar verecek olan insanı sonsuz acıdan kurtaran ölüm, doğumdan üstündür.
223 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
8 günde okudu
Kitaptan kısa bir alıntı. "eskinin yerine yenisini koymak da gereklidir. Kelime kelime. Düşünce düşünce." Yazar alanına hakim. Kitabın başlangıcında bir bireyin çocukluğundaki dönemde ne kadar 'hayır' kelimesini tekrar ederek bir şartlanma oluşturduğunu çok güzel anlatılmış. Kitabın ilerleyen bölümlerinde, kişinin gün içerisinde veya herhangi bir zamanda kendiyle olumsuz ve yetersiz diyaloğu eş zamanlı olumlu,yeterli bir diyalog ile değiştirme örnekleri de var. Ayrıca kişilere özel 'içe dönük konuşma' metinleride var. Örnek olarak 'sorumluluk' üzerine , 'özgüven' üzerine. Kısaca sağlam bir kitap, öneririm.
İçe Dönük Konuşmanın Gücü
İçe Dönük Konuşmanın GücüShad Helmstetter · Sistem Yayıncılık · 199599 okunma
Papa Eftim'e Bağlı Papaz Trantos'un Şüpheli Ölümü
"Seni şimdi biz geberteceğiz, sade seni değil fırsat düşünce Papa Eftim'i de, bütün Türk Ortodokslarını da!" Papa Eftim'e bağlı papazlardan Trantos Kasım 1931'de hastalanır. İlk tedavisini yapan Kapayı namında bir doktor Trantos'a nüzul (felç) isabet ettiğini ve hastaneye kaldırılması gerektiğini söyler. Trantos,
6 )Sözel judo: eleştiri ateşi altında olduğunuzda karşılık vermeyi öğrenin değersizlik hissinizin nedeninin süregiden de öz eleştirileriniz olduğunu öğreniyorsunuz Bu durum sürekli kendinize nutuk çektiğiniz ve sertt gerçekçi olmayan bir şekilde zulmettiğiniz üzücü bir iç konuşma şeklini alır Genellikle öz eleştiriniz başka birinin sert bir
Sayfa 143
Reklam
Tarihte yalanı olumlu ve yüce bir sanat haline getirmiş ilk uygarlık modern Batı medeniyetidir. İnsanlar ne iş yaparlarsa yapsınlar yüz kızarmadan, gözlerini kaçırmadan, sesi titremeden, güler yüzle, gür sesle, pişkince yalan üzerine yaşayan ilk sistem budur.
392 syf.
·
Puan vermedi
İnsân-ı Kâmil" olarak İslâm kültüründe kendisine geniş bir yer bulan düşünce sistemi, Doğan Cüceloğlu'nda "Savaşçı" tabiriyle karşılanmaya çalışılmış diyebiliriz. Tabi tahmin edileceği gibi, burada savaşçının dini boyutlarına girilmemiş. Ben kitabın olumlu yanından ziyade olumsuz taraflarına vurgu yapmak istiyorum, zîrâ okuyan
Savaşçı
SavaşçıDoğan Cüceloğlu · Remzi Kitabevi · 20219,8bin okunma
Bir görüş doğruysa, bir kez, iki kez, hatta pek çok kez susturulabilir, ama çağlar içinde onu yeniden keşfedecek insanlar genellikle çıkacaktır, ta ki baskıdan kurtulup bir daha susturulamayacak kadar ilerleyeceği olumlu koşulların ortaya çıkacağı bir döneme denk gelene kadar.
109 syf.
8/10 puan verdi
·
4 günde okudu
Aforizmalar Üzerine:
Parça parça sözlerle bir bütün haline getirilmiş bir düşünce anıtı gibiydi. Her biri farklı alan ve farklı kelimeler ile inşa edilse de benzer yapıtlar ortaya çıkartıyordu. Şimdi, ilginç görüp; kitabın üzerinde bazı tartışmalar yaşadığım bazı aforizmaları paylaşacağım: 6.Aforizma: ‘‘İnsanoğlunun gelişiminin kesin sonuca ulaşacağı an, sürekli
Aforizmalar
AforizmalarFranz Kafka · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 201728bin okunma
1.421 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.