İbrahim-i Teymî der ki: «Dünyada benim rahatımı kaçıran iki şeydir: Birı ölümü hatırlamak, diğeri, Allah Teâlâ'nın huzurunda hesap vermek yerinde durmayı hatırlamak.» Ömer bin Abdülaziz her gece âlimleri toplayıp ölüm ve kıyâmeti hatırlarlar ve aralarından cenaze kalkmış insanlar gibi ağlaşırlardı. Hasan-ı Basri bir yerde oturup vaaz verirken daima ölüm ve cehennem ahvâlini söylerdi. Hanımlardan biri, Hz. Aişe'ye kalbinin katılığından şikâyet etti. Hz. Aişe: «Ölümü çok hatırla, kalbin yumuşar.» dedi. O hanım öyle yaptı. Kalbinin katılığı gitti ve Allah'a şükür etti. Rebi bin Heysem, evinde bir mezar kazmıştı. Hergün birkaç defa o mezarın içine girip yatardı. Böylece kalbinde ölüm endişesini ta zelerdi ve derdi ki, bir saat ölümü unutsam, kalbim kararıp bir çeşit oluyor. Ömer bin Abdülaziz bir kimseye, ölümü çok hatırla. Çünkü sıkıntıda olursan, o sana teselli olur, nimet içinde olursan, o nimetin tadı kaçar, seni dalâlete götürmez. Ebû Süleymanı Darani der ki: Ümm-i Harun'a, ölümü sever misin? dedim. Sevmem dedi. Niçin de dim: «Bir insanın yanında bir suç işlesem, ona görünmek istemem. Bu kadar günahla nasıl Allah'ın huzuruna gitmek istiyeyim.» dedi.
Sayfa 712 - Merve Yayınları
Hatırlamak ve unutmak, yaşamak ve ölmek. Unutmak... anının ölümü. Unutmak, bu anlamda, kişinin kendisinin de bir parçasının ölümü değil mi?
Reklam
ÖLÜM VAR YA ÖMER!
Hz. Ömer adaletle hükmetmek, haktan ayrılmamak ve ölümü hatırlamak için bir adam buldu ve ona dedi ki: Her sabah kapımı çalıp, "Ölüm var ey Ömer, ölüm var!" diyeceksin. Ben de sana ücret olarak bir altın ödeyeceğim. Adam şaşkındı, ancak iyi bir iş bulmanın sevinciyle her sabah Halife Ömer'in kapısını çalıp, Ölüm var ey Ömer, ölüm var!" diyerek uyarısını yapmaya ve ardından parasını alıp gitmeye başladı. O günden sonra her sabah bu sahne tekrarlanır ve görenlerin meraklı bakışları altında adamcağız hatırlatmasın yapardı. Aradan aylar geçti, Hz. Ömer'e ölümü hatırlatmak üzere adam yine geldi. Hz. Ömer dışarı çıktı, ancak bu sefer adamı konuşturmadı: Al bu ücretini ve git, bundan sonra gelmene gerek yok, deyince adam sebebini merak edip sordu. Hz. Ömer, "Çünkü bu sabah aynada sakalımda ak bir tel gördüm. Ben her sabah çoğalan ak telleri gördükçe o sözü kendi kendime hatırlayacağım..." diye cevap verdi.
"Bunları geç... bunları hatırlamak çok acı!"
"Elbette demirin paslandığı gibi kalpler de paslanır. Peki,cilâsı nedir ey Allah'ın Elçisi, diye sorulunca Efendimiz (s.a.s.) şu cevabı verdi: Kur'ân okumak ve ölümü hatırlamak." ( Beyhakî,Kitabü'z-Zühd)
ÖLÜMÜ HATIRLAMAK Ey İlâhî sırları öğrenmek isteyen! Bir kimse: 1 — İşlerin sonu: Ölüm, 2 — Son durağı: Kabir, 3 — Kendisine gelecekler: Münker, Nekir, 4 — Vâdesi: Kıyâmet, 5 — Ebedî kalacağı yer: Cennet veya Cehennem olduğunu bilirse, o kişiye ölüm düşüncesinden daha önemli bir düşünce gelmez. O kişi, akıllı ise ona ölüm tedbirinden üstün
Reklam
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.