Kitabın adından içeriği anlaşılıyor aslında. Bu kitapta sonuca değil sürece odaklanıyoruz. İvan İlyiç'in ölüşüne değil, nasıl ölüyor olduğuna tanıklık ediyoruz. İvan İlyiç'in ruh dünyasının derinliklerine iniyoruz; ölecek oluşunu kabullenemeyişini ama kendini çaresizce ölümün soğuk kollarına teslim edişini, acılar içinde kıvranışını, ne karısının ne kızının kendi halinden anlamayışını, etrafındaki insanların birer birer nasıl silikleştiğini okuyoruz. 83 sayfalık kısa bir maceraydı. 1,5 saat belki sürer belki sürmez. Bir şans verin derim, ben sevdim.