Ahmet Cemal ismini Can Yayınlarının kırmızı kalp logosunun hemen üzerinde görmeye alışmışım bugün(1 Ağustos 2017) "Ahmet Cemal hayatını kaybetti." haberinin başlığında görünce önce şaşırdım, sonra anladım ki bir edebiyatçımız daha göçüp gitti bu dünyadan.
Okuduğum yabancı edebiyat eserlerinin kimin çevirisi olduğuna dikkat edecek kadar
İsimsiz Şiirler XXIII
Yavaşça ölüyoruz, sanki dağlar yürüyor,
Kazık çakan dünyalı!... Göğü ölüm bürüyor.
Yer habersiz seferden, taşlar dilsiz ve sağır,
Sırtımızda bir yük var; bir nefes kadar ağır.
Nerededir eceli şerbet bilen o mâzi?
Ölürsek şehit diyen, kalırsak elbet gazi.
Bir hayal mi oldular ölümü öldürenler?
Tebessümü ağlatıp, korkuyu güldürenler.
Nerede o mezarlar, nefes alıp da veren?
Bir gül bahçesi kabir, her mevsim yediveren.
Şimdi bir nesil geldi, ölümünden habersiz,
Ecel tâ ufuklarda, Azrail'den ezbersiz.
Gelin ey uyananlar, gelin de uyandırın,
Vakit çok geç olmadan bir ateşe yandırın.
Ankara, Haziran 2018
Yazarla tanıştığım ilk eseri oldu, Senin Köylerin. İncelemeler olumsuz, kitap yarım bırakılmış. Kitabın içeriği hakkında konuşmayacağım sadece bana hissettirdiklerini yazacağım.
Yaşananlar köyde geçiyor. Ve okurken her insan zevk almaz bu kitaptan.
Yangın sadece insanın dışında olmaz zaten görünen yangınlar saman alevi gibidir çabuk söner.