Hayalcinin tam bir tanımını yapmak gerekirse; insandan çok, ara kademede bir yaratık, demek yerinde olur. Oturmak için çoğu zaman cehennemin bucağındaki yerleri seçer. Gündüz ışığından kaçmak istiyormuş gibi, oralara sığınır. Bir köşeye yerleşince de, sümüklüböceğin duvara yapışması gibi, ayrılmak bilmez. Daha doğrusu, bu bakımdan hep evciğiyle birlikte yaşayan kaplumbağaya benzer. İsli, nursuz, sigara dumanı sinmiş ve mutlaka yeşile boyalı şu dört duvara karşı bu bağlılık nedendir dersiniz? Niçin bu gülünç adam, eksile eksile tek tük kalan ahbaplarından biri evine gelince onu şaşkın, utangaç, hatta renkten renge girerek karşılar? O kadar ki, içeri adım atar atmaz insanın, bu evde ya bir cinayet işlenmiş ya da kalp para basıyorlar diyesi gelir. Yahut da, ev sahibi; sanki ölmüş bilinmeyen bir şairin dostu olarak ve hareketini “Kutsal bir ödev”. diye adlandırarak, basımevlerinden birine imzasız bir mektup hazırlamış, şimdi de, basılması için birtakım şiirler çiziktirmekle uğraşmaktadır. Niçin ev sahibiyle konuğu bir türlü konuşacak söz bulamazlar? Başka zamanlar çalçene, kahkahası bol olan, latif cinse ilişkin ve öbür neşeli konuları seven adamın dili neden tutuluverir? Bu ilk ve herhalde son ziyarette –çünkü böyle bir karşılaşmadan sonra ikinci kez gelmeyi aklından geçirmez tabii– niçin ziyaretçi de ev sahibinin şaşkın, donuk halini görünce onun gibi olur? Hele ev sahibinin konuşmayı canlandırmak için karşısındaki gibi, toplum hayatına, kadınlara ilişkin konularda bilgili görünmek, kendini yanlışlıkla kapısını çalan zavallı konuğun zevkine uydurmak istemesine ne demeli?
Sayfa 13
"Bazen insan başarısız olur ve çeker kendisini etrafındaki herkesten, onların varlığıyla kendisini teselli etmek yerine. Yalnız hisseder kendisini. Sonra da o hissin etkisiyle başka hislerin içinde doğmasına çanak tutar."
Reklam
Anlıyor musun Olric? Anlıyorum efendimiz. Anlamasan da olur. Kimse anlamasa da olur. Gerçek hürriyet budur Olric.
Efe’nin birdenbire karnı ağrımaya başlamıştı. Ece, Efe’ye daha önce kendisinin de karnının ağrıdığını anlattı. Annesi ona sıcak bir çorba içirmişti, hiçbir şeyi kalmamıştı. Efe de annesinden çorba istedi. Fakat karnının ağrısı çorbayla geçecek gibi değildi.Efe hastaneye gitmeyi pek istemiyordu. Hastanelerin çok ama çok hasta insanların gitmesi
Uzaktan ilişkilerde süreç farklı ama sonuçlar aynı olur. Özellikle de bağlanamayan, sorumluluk almak istemeyen, çabalamak ve emek vermek istemeyenler ve kaçak dövüşenler için uzaktan aşk en çok tercih edilen ilişki biçimidir. Bunun yanında yalnız ve depresif insanların da bu tip ilişkileri seçtiklerini belirtmek gerekir. Bu tip kişiler normal ilişkilerde zaten sorun yaşar.
Bir önceki dönemde çocuğun sevk hisleri aklı da yönettiği halde, bu dönemde yorumlayıcı akıl devreye girer. Akıl, çocuğun duyarlılığının karşısında iradesini güçlendirmek üzere ona destek olur.
Reklam
Yeni bir yaratım, örneğin yeni bir krallık, dostlardan çok düşmanlara gerek duyar: ancak karşıtlık içinde kendini zorunlu hisseder, ancak karşıtlık içinde zorunlu olur… “içimizde ki düşman” a da farklı davranmayız: düşmanlığı orada da tinselleştirmiş, orada da değerini kavramışızdır. Ancak çelişki dolu olmak pahasına verimli olunur; ancak ruhun gevşememesi, huzuru özlememesi koşuluyla genç kalınır…
Kendine karşı
Zira bir zihin ancak istedikleri hakkında, sevdiği ya da nefret ettikleri hakkında yanıldığı ölçüde önemli olur; birçok olduğu için, kendini seçemez. Sarhoşluğa kapılmayan bir karamsar, acılık taşımayan bir ümit propagandacısı ancak horgörüye lâyık olur.
Metis YayınlarıKitabı okuyor
Şahsiyet İslam'la yoğrulsun bir kez, Şam da tes- lim olur inanca Kudüs de. Ebû Ubeyde b. el-Cerrah Kudüs'ü kuşatır da "Lebbeyk" demez mi Kudüs. Ba- rış anlaşmasını Hz. Ömer'in imzalamasını talep etmez mi Ebû Ubeyde'den. Şam'ı kaybetmeyi hazmedeme- yen Rumlar şehre yeni ordularla yüklense de her defa- sında ümmetin Hakkıyla Emin Adamı'na koşmaz mı Şam. Hep bir hareket, hep bir telaş, hep bir yenilik. "Bir müminin kalbi serçenin kalbine benzer; daima bir telaş ve değişim içindedir," diye anlatıyordu bu hâli Ebû Ubeyde.
Ah, sevgi! Neler söyletiyor Fâtıma anamıza de- finden sonra: "Resûlullah'ın üzerine çarçabuk toprak atmaya eliniz nasıl vardı! Nasıl razı oldu gönlünüz!" Hz. Fâtıma'nın gönlü uzun bir ayrılığa razı olmadı. Babasının müjdesi, bu sözleri söyledikten beş buçuk ay sonra gerçekleşti. "Fâtıma benim bir parçamdır. Onu sevindiren beni sevindirmiş, onu üzen beni üzmüş olur," demişti Nebî. Aylar binek olup taşımıştı Fâtıma'yı Ramazan'a. Ve Ramazan'da parça, aslıyla bütünleşmişti.
Reklam
"Şaşırtıcı bir şekilde mükemmel," diye mırıldandı. "Cazi- beni hafife almışım." Tam anlamıyla utanç verici olsa da bir göz tarafından ye- nip bitirilmek heyecan vericiydi. Huzursuzlanmaya başladığın- da, Daniel yırtarcasına gömleğini başından çekip çıkardı, daha sonra çizmelerini çıkarmak için eğildi. Gergin kasları bronz
Sayfa 224
Etik ve Ahlâk
Seks yaşamın kaynağıdır, aynı zamanda ölümü, kaosu ve yı­kımı da getirir. Güneş Baba kendi kızıyla ensest suçunu işler; kız bu yüzden ölür, fakat tanrı tütün dumanıyla kızı tütsüleyerek diriltir. Bu ensest suçunu bir kaos dönemi takip eder cana­varların ve iblislerin ortaya çıkıp dünyadaki yaşamı tehdit ettiği bir dönemdir bu. Neyse ki yaratıcı ensesti yasaklayarak düzeni yeniden sağlar; böylece ilk ve en önemli toplumsal etik kuralı oluşturur.
Bir şey olsa da her şeyi unutuversem. O de­ diğim şeyin adı ölüm. Ben senelerdir onu bekliyorum. Gelse hemen gideceğim. Bana sorsalar bir gün daha fazladan ömür istemem. Ama sana soran yok işte, uzattıkça uzatıyor Yaradan ömrümü. Ben her sabah uyanıp "Hazırım Rabbim" diyorum, "gel al canımı." Gelen giden yok daha, ölsem her şey bitecek ölmesem de bunasam hiç değilse. İnsanın en büyük hayali ya ölüm ya alzaymır mı ne, ondan olur mu? Olur.
Sayfa 114Kitabı okudu
Öldükten sonra ortaya çıkan sır da başka türlü ağır olur haa, adama kendini savunma şansı da vermiyorlar. Kim ne anlıyorsa artık öyle kalıyor mesele.
bir kitapta okuduğum gibi dünyada bu kadar parlak psikolojik durumlar varken ve insanlar da en güç anlarında bu parlak psikolojik bunaltılar içindeyken bizim sözümüz mü olur hangi kitaba sığar bu aşağılık durum neyse geçelim efendim geçelim ben buna göre hareket edememişsem elimi kolumu nereye koyacağımı bilememişsem bunun bile bir yolu yordamı varsa bunu da bilememişsem ucuz psikolojinin kötü psikolojinin içine bile girememişsem bırak efendim insan böyle eksik bunalımlarla para yapamaz buradan bir yere gidilmez
Sayfa 87 - İletişim Sinan Yayınları Üçüncü Bölüm
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.