Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Cezayı Tanrı verir, insanlar değil
Cezayı Tanrı verir, insanlar değil, çünkü kaderin işleyişine müdahale eden kim olursa olsun suç işlemiş olur.
Sayfa 32 - Aperatif kitap 7.basım Çeviren:Derya ÖztürkKitabı okudu
"Günümüz Müslümanlarının bir kısmında da gördüğümüz gibi, tarih boyunca Müslüman kişileri tekfire meraklı olan ve bu sorumsuzlukları yüzünden toplumda birlik ve beraberliğin, kardeşlik ve dostluğun yaygınlaşmasını önleyen, bu bilgisizlikleri ve kindarlıkları sebebiyle İslâm düşmanlarına hizmet ettiklerinin farkında olmayan bir kısım Müslümanlar varolagelmiştir. Çünkü müslüman bir insana kâfir demek, o kişiyi İslâm toplumundan dışlamak anlamına gelir. Kendisine böyle bir söz söylenilen kişi, bu sebeple Müslümanlardan uzaklaşıp kâfir sayılan insanlara yaklaşabilir. Bütün bunlara vesile olan insan da büyük vebâle girmiş olur. Müslümanın vazifesi, Müslümanım diyen bir insanı dışlamak değil, hata ve günahı varsa onu kardeşçe ve İslâm âdâbına uygun bir tarzda uyarmak, hata ve günahlarından kurtulmasına vesile olmaktır. İşte Peygamber Efendimiz'in bu hadisiyle bizden istediği hassasiyet, Müslüman bir kimseye asla kâfir denmemesi, kendine kâfir denilen kimse gerçekten kâfir değilse, o sözün kendisine geri döneceğini bilmesidir."
Reklam
YILMAZ ÖZDİL ( SÖZCÜ GAZETESİ KÖŞE YAZARI) kaleminden.
CUMHURİYET MUCİZEDİR 29 Ekim 1923 sabahı Nüfus 13 milyondu, 11 milyon kişi köyde yaşıyordu. 40 bin köy vardı, 37 bininde okul yoktu, postane yoktu, dükkan yoktu. 30 bin köyde, yani her dört köyün üçünde cami yoktu. Traktör sayısı sıfırdı, biçerdöver sayısı sıfırdı, karasaban vardı. Ayçiçeği üretimi yoktu, şeker üretimi yoktu, ekmeklik un bile
Tümer Metin
Tümer Metin, “Metin Olmak” adlı otobiyografik kitabında Samsunspor’a transferi için, “Süper Lig’de oynamak istiyordum. Vanspor’a gidecektim ama İsmail Uyanık Başkan kamp yaptığımız otele bizzat gelerek beni Şemsi Denizer’den aldı. Ben odamdaydım ve telefon açıp lobiye çağırdılar, ertesi günkü maçta da oynamadım.” diyerek anlatıyor. Samsunspor’a geldiğinde lig başlamıştır. İyi bir takım vardır ve ilk başlarda o takıma girmekte zorlanır. İlk oynadığı maç ise bir Galatasaray maçı olur ve o maçta sol bek oynar. Daha doğrusu oynayamaz çünkü Hagi tarafından adeta mahvedilmiştir. Oyundan alındığında “Süper Lig benim seviyemin çok üstündeymiş.” diye düşünür. Sonra yavaş yavaş oynamaya başlar. Bir Bursaspor deplasmanı geldiğinde takımın dört as oyuncusu cezalıdır. “O maça ilk 11'de çıktım ve çok iyi bir performans gösterdim. O gün inanılmaz yağmur yağıyordu. Maçı 3-2 kazandık. Ben de çok iyi oynadım. Ertesi günü yerel gazetelerde bir fotoğrafımı kullanmışlardı. Fotoğrafta, sanki duşun altındaymışım gibi her yerimden sular akıyordu. Bir sonraki hafta evimizde oynadığımız maç öncesi ısınmaya çıktığımızda taraftarlar "Yağmur Adam” diye birini çağırıyorlardı tribüne. Hiçbirimiz anlamadık önce. Sonra beni çağırdılar adımla ve sonrasında yine "Yağmur Adam" tezahüratları yapılınca anladım. O maçtan sonra Samsunspor'da oynadığım yıllar boyunca tribünler tarafından "Yağmur Adam" diye çağırıldım. Futbol kariyerimde bunun dışında bir lakabım da olmadı. O da Samsun'da kaldı zaten.” diye yazıyor.
Eflatun Kitaplar
YİNE UMUTSUZCA...
Sen mi zalimsin dünya? Yoksa bu aşk mı cana yakın? Sevenlerle otururuz birgün hepsi, Hepsi hüzünlü birer yosun, Sallanıp dururlar sevinç dalgalarında, Boynu bükük, aciz hayat denizinde. Ne çok yürek gördüm ben,
Değil kelimeler, her bir dildeki harfler haykırışta şimdi Noktalamalar ayaklandı, Heceler kılıç kuşandı! Nerede? Nerede, bu insanlığın vefası Nerede? Nerede, bu insanlığın kazası ... İbadetlerin kazası olur da Peki ya cihatın ? Yitip giden onca canın, Yanıp sönen onca yuvasın, Gözlerde kuruyan yaşın, Bedeninde kalmayan başın, Kazası olur mu ? Ahh kalbim. Dayan! Güçlü olmalısın. Güçlü olmalı ve kalmalısın ki Zalimi de zulmünü de Cümle cihana duyurasın
Reklam
Öyle zaman olur ki bazen bir insan vücudu,yemeğe olan ihtiyacından da fazla mutluluğa gereksinim duyar. Mutluluk bir çok kederin,sıkıntının tedavi yoludur da zaten.Doktorlar hep tavsiye etmez mi kanser hastalarına mutlu, moralli olmayı.Sizce bu tavsiye bir takım boş sözlerden mi ibarettir? Elbette ki hayır,boş olsa idi hücrelere dâhi etkisi olmazdı.Boş olsaydı yaşamaya dair etkili denebilecek oranda umut kaynağı olmazdı. O halde mutlu olabilmeyi ve mutluluğu isteyebilmeyi hayatınızda bir hedef olarak edinin.
Ben paylaşırım açık sözlüyum, size uymayabilir yapacak bir şey yok
Kadınlardan memnun olmayanlar sürekli kadınları aşağılamaya yönelik zihniyete sahip olanlar ve bu cinsiyetçi tartışmaları bir türlü bitirmeyn zihniyetsizler gidip erkeklerle evlenebilir maden sevmiyorsunuz kardeşim evlenmeyin ciddiyim aynen gidin hemcinslerinizle evlenin böylece doğacak olan çocuklar da bu bozuk zihniyetten kurtulmuş olur.bunu dini boyuta bağlayacaksiniz şimdi zaten böyle zihniyetsizlerin dinle de işi olmaz.
Dawidowicz 1953’te, yerlerinden edilen Filistinlilerin sorumlulugunu üstlenmediği sürece İsrail’in Almanya’dan tazminat talep edemeyeceğini yazmıştı: “Ahlak bu kadar da esnek olamaz.” Yine Haziran Savaşının hemen ardından Dawidowicz “ateşli bir İsrail destekçisi” olur ve İsrail’in “modern dünyadaki ideal Yahudi imajının kurumsallaşmış bir modeli” olduğunu savunur.
Sayfa 42 - KutadguKitabı okuyor
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.