(Yaşayan şirket kitabı akademik bir değere sahip olup bu yazı akademik bir değere sahip değildir.)
20 Şubat 2018
Üniversite’de Organizasyon dersini veren hocamızın tavsiye ettiği bir kitap, Yaşayan Şirket. Ne yazık ki Kitabı basan Demirbank pek fazla yayınladıkları bu kitaptan dersler çıkartmadıklarından dolayı mecbur kitabı tek alternatif nokta
Öncelikle arkadaşlar bu incelemeyi bir pedagog bir öğretmen veya bir eğitimci edasıyla yazmadığımı belirtmek isterim. Kaleme alırken bir sosyolog ve 20 yıl bu eğitim sisteminin içinde olan bir fert olarak kaleme aldım. Elimden geldiğince bilimselliğe girmemeye sadece kendi alanımın noktalarına değinmeye çalışacağım. Önce kitap hakkında sonrada
Arkadaşların ricası üzerine bir inceleme yapmaya çalışacağız...
Jack London'u gerek bu site gerekse dışardan sadece ismini duymuştum. Burada ise daha yakından tanımama ve 'Okuyacağım' adlı bölüme eklememin sebebi ise;
Maral 'ın alıntılarını okuyarak oldu. Övgü dolu bir şekilde karşıladım alıntıları. Ve bu şekilde okuma
Önceki kitapta biraz Silivri şakası yapmıştık değil mi? Asıl Silivri burada yatıyor da sadece 152 kişi bunu fark etmiş. Peki nasıl fark etmişler? Ben size ne hafif ne de ağır iki cümle söyleyeceğim. Silivri kapıları açılacak falan. 303’de o kapıya çıkıyor da bunu sadece İstanbul Avrupa yakasında Yenibosna ve sonrasında oturanlar anlar. Cümleler:
Hadi gel
Biliyorsun zaten öyle de böyle de batıyor dünya
Şu kıyıda aman Allah ne hasretler gitti
Hiç bir şeyi dert etme saygı değer hanım
Hadi gel bu kadar hasretliğe dayanmaz gönül
Hadi gel
Gözlerin kalmak isterken nedir bu gitmeler?
Benim de bir şanım yok bütünce sıfırım
E bir eksiğim var tamamla lütfen
Hadi gel hepten murdar oldu şu
Merhabalar sevgili 1000k okurları,
UYARI: Spoiler içerir.
Bu sefer incelememe yazar ile başlamak istiyorum.
İtalyan yazar Dino Buzzati (1906-1972), Milano Üniversitesi Hukuk bölümünü bitiriyor. Üniversite yıllarında da gazetecilikle ilgilenen yazar 1939'da askere çağrıldı ve 2. Dünya Savaşı süresince İtalyan Kraliyet Deniz Kuvvetlerinin
O kadarda çekingen olma çekingen insanların zaman zaman duymak zorunda kaldığı bir cümledir bunu söyleyenlerin çekingen olması mümkün değil aksi oldaydı bunun pek mümkün olmadığını bilirlerdi birisine spontene ol yada gül demek gibi birşeydir spontene olmak yada gülmek tek tuşla olmuyorsa çekingenlikte tek komutla kurtulunabilen bir davranış
Hayat hikayelerine bayılırım. Ben toprağa 36 numara ayaklarıyla basan, biraz şaşkın bir kadınım. Tuhaf bir masal. Yerde ne var yer boncuk, gökte ne var gök boncuk, işte ortasında ben varım. Hayatım uzun süren bir şaşkınlıktan ibaret olacak sanırım.
Uslu, içine kapanık bir çocuktum ben. Ancak nedense birdenbire olmadık şeyler yapardım. İlkokul
"30 yaşıma girmeden önce bugün bu yazıyı günlüğüme yazıcam dedim!!
"Hayat, yaş aldıkça tecrübe alır"
Şu an #Eminem den when ı'm gone tekrar tekrar dinleyerek yazıyorum günlüğüme yazdıklarımı..
✍️
--Alarm çaldı! kalkıp yatağımı topladım, yüzümü yıkadım, elbiselerimi giyip erkenden evden çıktım ardından otobüse binip hastaneye
-Neredeydin bu saate kadar?
-Arkadaşlarımlaydım.
-Arkadaşlarınla nerede?
-Her zaman gittiğimiz kafede.
-Sen beni delirtmek mi istiyorsun? Evli olduğunu sen unutmuş olabilirsin ama ben unutmadım, geçen ay evlendiğimizi sana hatırlatırım, artık bekar değilsin.
-Hayır evli olduğumu bende unutmadım. Evlendiğimizden beri ilk defa dışarı çıktım, biraz
Öncelikle benim ilk kitap incelemem, ilk yeraltı edebiyatı kitabım ve ilk deneyimimdir. Kendime bir hatıra olarak kalmasını istediğim için yazıyorum sadece.
Kinyas ve Kayra bazılarının benim okudugum yaş için asla okunmaması gereken bir kitap olarak görülebiliyor, ki bana göre tam tersidir. Bir kitabın sadece anlaşılması sorun oluyorsa yani ağır geliyorsa biraz yaş aldıktan sonra okunması gerektiği söylenebilir bence.
Kitaba gelelim. Bana en çok düşündüren, sorgulatan kitaplarım arasına girdi. Düşüncelerimle oynadı bu kitap. Çokça yön verdi ki bize sanki okur her kim olursa olsun kendine uygun tarafı bulabilir. Ya içimizden Kinyas'a saydirdik, ya Kayra'ya ya Tolga'ya ya da sadece okuduk. İste böyle kafa çalıştıran, dolduran bir hoşluktu bu kendimce.
Hakan Günday iyi ki tanıdım dediğim bir yazar oldu. Diğer kitaplarını da okumak istiyorum ama tabi ki bende ayrı bir yeri olacak Kinyas ve Kayra'nın. Kitabı okurken farkettim ki hep bir inkar içindeydim bu farklılığa çok tuhaf bakmıştım ki bunu Kinyas'ın yolu bölümünde farkettim. Kinyas'ın yolu beni geçtiğim andan beri rahatlatan ve kendimin farkına varmamı sağlayan asıl kısım oldu. Birinin bir yerlerde hala yaşıyor olduğunu bilmek bile bana güzel geldi.