Miraç Çağrı Aktaş
Ben sana uyandım
Sen başkasıyla uyuyorken
Ben sana yazdım
Sen başkasıyla okurken
Ben sana ağladım
Sen başkasıyla kahkaha atarken
Ben sana öyle kandım ki
Senin için hiçbirşey yapmayacak olanlara inanırken sen...
Ben sana öyle bir kanadım ki
Çok acil sana ihtiyacım var.
Sen kaybından ölüyorum...
Son mektubum...
Saat 07.46.Yine soğuk bir pazartesi sabahı.Uyandım.Her akşam uyanmamak üzere kapattığım gözlerimi bir kez daha açtım.Bu sabah sol yanım ağrıyordu.Hayır,bu sabah sol yanım daha çok ağrıyordu.Sen gittiğinden beri en çok bu sabah ağrıyordu.Çünkü bugün gidişinin yıldönümüydü.Beni ve seni her daim seven kalbimi bırakıp gidişinin yıldönümüydü.Ve kalbim
Sahabe _siyah (ft. Şanışer)
youtu.be/SNkRYk1JYXs
Siyah, siyah ziyaretinde ruhumun
Biraz dayan, dayan yenilmelere
Kaderimden geçer durur gibisin
Beyazlarımı çeker vurur gibisin
Günaydın gece
Hanzala
Böğrüme saplaninca tunç başlı kızıl mızrak
Bi an için ölüyorum sandım..
Ahhh be cocuk
dudaklarının uçuğunda gördüm ben ölümü,
Öldüğüme utandım.
Sen molozlaşmış taş parçaları içinde
Ben böbrek taşı derdinde
Bir kaç saat önce yaşadığım bir olayı sizlerle paylaşmak istiyorum. Ankarada Esat tarafından yürüyordum yolda bi kedi duruyordu daha önce araba vurmuş olabilir tam göremedim Orayı neyse arkadan hızlıca bir araç geldi ve kediye vurdu o kadar sert vurdu ki şöförün bir cana vurduğunu anlamaması imkansız durmadı bile hemen kedinin yanına gidiyordum yola çıktım bi tane taksi kedi gözüküyor durur sandım kedinin üstünden oda geçti orda resmen içim bin parçaya ayrıldı yüreğimden birşeyler gitti ya anlatamam o kadar kötü oldum ki kedi sol ayağının üstüne basamadı bile afalladı sağa sola çarpa çarpa koşmaya başladı arkasından gittim veterinere götürürüm diye kayboldu gitti , şimdi soruyorum İki sürücüden bir Allah’ın kulu da neden durmaz bu kadar kıymetsiz mi bu canlıların hayatı ya hala aklıma gelince sinirim tepem atıyor çok kötü oluyorum neye çarptıklarını bilmeden yaptılarsa ki öyle olduğunu düşünmüyorum insan birşeye çarptım der durur birşey yapar Allah ile kendileri arasında kalmış birşey niyetlerini bilmiyorum ama benim vicdanım sızladı hala olayın şokundayım..
Beni sorarsanız_
İyiyim. Esiyorum.
Kendimin eksiğiyim. İyiyim.
Kendimin fazlasıyım. İyiyim.
Bazen neye sevineceğimi unutuyorum. Rüzgarlıyım. İyiyim.
Esiyorum...
Saati sorarsanız...
Kalbime bakarak öğrendim ben zamanı. İyiyim. Elma'nın oku yaraladığı yerdeyim. İyiyim. Her yara yeni de olsa eski bir hikayeyi taşır. Kusurlarımı örtmemek için bol hırka giymem. iyiyim...
Eskicilerin ve dilin bile hatırlamadığı sözcükler yolumu kesiyor. Sözcükleri biliriz de yaşlarını bilmeyiz. İyiyim. İnsan çıkmaz bir lekedir. İyiyim.
Mektup yazmak eskidi, elimiz eskidi çünkü. İnsan iyileşmez bir yaradır. İyiyim.
Dilimizle kalbimiz arasındaki mesafe açıldı. Elimize söz geçiremez olduk. El, taşı da uzağı da menzili de bilir. İyiyim.
Ölüm coğrafyanın ve tarihin değil, bedenin bir parçasıdır. Çamurun izini seviyorum. İyiyim. Toprağın kaygılarını paylaşıyorum. İyiyim. Bir çocuk beni durdurup, başka bir yöne bakmamı, başka bir yere basmamı sağladı. O yöne ağıp içimi aktım. İyiyim...
Pencereden baktım, kuşlar söylenip duruyor. Ötüyorum. İyiyim.
Nar'a yazdığım mektubu sana göndermek geldi içimden. Okuyorum. İyiyim. Nar'landım. İyiyim. Kuşlarla göz göze gelince vazgeçtim...
Sezai Sarıoğlu