Çalışmak...
Ömer b. el Hattab radiyallahu anh şöyle demiştir: “İçerisinde bazı küçük düşürücü şeylerin bulunduğu bir işte çalışıp kazanç elde etmek insanlara muhtaç olmaktan hayırlıdır.”
Su’da el Murriyye anlatıyor: Ömer b. el Hattab, Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’in vefatından sonra (bir gün kocam) Talha’nın yanına uğradı. (Onu üzgün görünce): ‘’Niçin üzgünsün? Amcanın oğlunun (yani Ebu Bekir es Sıddık)’ın halife oluşu mu seni üzdü?’’ dedi. Talha: ‘’Hayır. Fakat ben, Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’in: ‘Şüphesiz ben bir kelimeyi (çok iyi) bilirim ki herhangi bir kul ölüm döşeğinde o kelimeyi söylediği takdirde, mutlaka o kelime o kimsenin sahifesine (yani amel defterine) bir nur olur ve muhakkak o kimsenin cesedi ve ruhu ölüm döşeğinde o kelime sayesinde muhakkak bir rahmet/rahatlık bulacaktır’ buyurduğunu işittim. Dolayısıyla da (o kelimenin ne olduğunu) Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’e soramadan o vefat etti. (İşte üzüntüm bundan dolayıdır)’’ dedi. Bunun üzerine Ömer radiyallahu anh: ‘’Ben o kelimeyi bilirim. O Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem’in amcası (Ebu Talib’e ölüm döşeğinde söylemesini) istediği (tevhid) kelimesidir. Eğer Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem, amcası (Ebu Talib) için tevhid kelimesinden daha fazla kurtarıcı bir şey bilseydi muhakkak ki o şeyi ona emredecekti’’ dedi. (İsnadı sahihtir
Reklam
Ve Zaman...
Ve zaman yıkıldı . . . Ömer b. el-Hattab radıyallahu anh şöyle demiştir: "Zamanı üç şey yıkar; Âlimin yokluğu,Kur'ân'la cedel eden münafık ve saptırıcı liderler." |Abdullah b. Mübârek,Zühd: 1475.|
• Kezâ cihad etmeyi arzuladığında cihād ahkâmı kap- samında kendisine vacip olan hususların ilmini talep etsin. Zira onun ilimsizce cihad etme genişliği yoktur. Bundan dolayı bunun ilmini talep etmek farz olmuştur. • Keza hangi kazançların helal, hangilerinin haram kılınmış olduğunu bilmeden mal alıp satıyorsa bunun ilmini talep etmesi ona farz olarak gerekir. Õmer b. el-Hattab (radiyallahu anh) şöyle demiştir: "Pazarımızda fıkıh sahibi olandan başkası ticaret yap masın. Aksi takdirde faiz yer." Ömer (radiyullahu anh/ doğru söylemiştir. İnsan: hangi alışverişin helal, hangisinin haram, hangisinin sahih, hangisinin fåsid olduğunu öğrenmeye kalkmazsa faiz yer, båtıl yer. Aynı şekilde kişi kendisine vacip olan ya da yapması mübah olan bir işe girişeceği zaman onun ilmini talep etmedikçe ona girişme genişliği yoktur. Bundan dolayı, örneklerde geçtiği şekliyle ilim talebi ona farz olmuştur. Gerek dünya gerekse ähiret ile ilgili benzeri hususlar da bu kapsamdadır.
Abdullah b. Ukeym der ki: Ömer b. el Hattab radiyallahu anh, Ramazan ayı geldiğinde şöyle derdi: “Dikkat edin! 1 - Bu ay oruç tutmanın farz kılındığı bir aydır. Gece kalkıp ibadet etmek ise farz kılınmamıştır. Buna rağmen gecesini ihya eden, Allah’ın tavsiye ettiği çok hayırlı bir nafileyi yerine getirmiş olur. Yapmayan ise yatağında uyumuş olur. 2 - Hiç biriniz ‘Falanca oruç tuttu da, ben de tuttum… Falanca gece kalktı da ben de kalktım’ demesin. Oruç tutan da gece kalkan da bunları sadece Allah için yapsın. Dikkat edin! 3 - Hiç biriniz bu aya önceden girmesin. Dikkat edin (hilali) görünceye kadar oruç tutmayın. (Hilali) görünce oruç tutun. Eğer hava kapalı olduğu için (hilali) görmezseniz ayın günlerini 30 güne tamamlayıp takdir edin. 4 - Allah’ın mescitlerinde boş söz söylemeyin. Her biriniz şunu bilin ki; namaz içinde sadece namaz ile meşgul olmak gerekir. 5 - Dikkat edin Akşam karanlığı iyice çökmeden iftar etmeyin.”
İbn Ebi'd-Dünya
İbn Ebi'd-Dünya
"Andolsun ki biz, «Allah'a kulluk edin ve Tâğut'tan sakının» diye (emretmeleri için) her ümmete bir peygamber gönderdik." (Nahl 36) Tâğut; haddi aşma, manâsına gelen tuğyân masdarından türemiştir. Ömer b. Hattab radiyallahu anh: "Tâğut, şeytandır." demiştir. Câbir radiyallahu anh: "Tâğutlar, şeytanların, kendilerine indiği kâhinlerdir." demiştir. Bunları İbn Ebî Hatim rivâyet etmiştir. Mâlik: "Tâğut, Allah'tan gayrı ibâdet edilenlerin tamamıdır." demiştir. el-İmâd İbn Kesir: "Tâğut, şeytan ve Allah'tan gayrısına ibâdet kapsamında süslü gösterdikleridir." demiştir. Derim ki: Zikri geçenler tâğutların fertlerinden sadece bazılarıdır. İbn Kayyım (rahimehullah), tâğutu, kapsamlı şekilde şöyle tanımlamıştır: "Tâğut; kulun, kendisiyle haddi aştığı; ibâdet edilen, peşinden gidilen ve kendisine itaat edilen her bir şeydir. Bir kavmin tâğutu, Allah ve Rasûlu'nden gayrı kendisine muhâkeme oldukları veya Allah'tan gayrı kendisine ibâdet ettikleri veya Allah'tan bir basiret olmaksızın peşinden gittikleri ya da Allah'a itaat olduğunu bilmedikleri şeyler hususunda kendisine itaat ettikleri kimsedir. İşte dünyadaki tâğutlar, bunlardır. Bunların üzerine düşündüğünde, sonra insanların, bunlara göre ne durumda olduğunu düşündüğünde çoğunun Allah Subhanehu ve Teâlâ'ya ibâdetten yüz çevirip, tâğuta ibadete; Allah ve Rasûlu (sallallahu aleyhi ve sellem)'e itaatten yüz çevirip tâğuta itaat etmeye ve tâbi olmaya yöneldiğini görürsün."
Reklam
Ömer bin Hattab radıyallahu anh
O (r.a.), ince kalpli, Allah'ın âyetlerinden son derece etkilenen ve gözü yaşlı biriydi. "Allah'a en uzak olan kalp, katı kalptir."( tirmizi).. O, sabah namazında Yusuf sûresini okuduğunda hıçkıra hıçkıra ağlamasından dolayı arka saflarda bulunanlar onun kıraatini işitemezdi. Özellikle de, "Yakub, "Ben tasa ve üzüntümü ancak Allah'a arz ederim. Ben, Allah tarafından sizin bilmediğiniz şeyleri bilirim" (Yusuf,86) dedi. âyetini okurken ağlardı. Bir gün, "Sûr'a üfürüldüğü zaman var ya, işte o gün çetin bir gündür. Kâfirler için hiç kolay değildir. " (müdessir, 8,10) âyetlerini okuduğunda ağladı ve bu âyetlerden etkilendiğinden dolayı evine kapandı. İnsanlar onun hasta olduğunu sandılar. Ömer'in, çok ağlamaktan dolayı yüzünde iki siyah çizgi vardı.
Sayfa 132 - Yusuf,86
Şayet Müslüman, bir kimse için öldürme veya tekfir etme kelimelerini te'vil ederek kullanırsa,bu sözüyle ne kendisi ne de karşındaki kâfir olur. Ömer b. El Hattab (Radiyallahu anh)'ın Hâtib b. Ebî Beltea için: "Ya Rasûlallah bırak beni de vurayım şu münafığın kafasını!" Sözü de bu baptandır ki Rasûlallah sallallahu aleyhi vesellem, Hz Ömer'e "O bedir cihadına katıldı. Ne biliyorsun,Allah Teâlâ belki de bedir ehline iltifat buyurarak onlara: Biliniz ki; ne yaparsanız yapın,sizi affettim,diyerek mukabelede bulunmuştur." şeklinde cevap verdi.
ömer b. hattab (radıyallâhu anh) : “ben icabetin tasasını taşımıyorum ancak duanın tasasını taşıyorum. eğer dua bana ilham edilmişse, o vakit icabetin de beraberinde olduğunu bilirim.”
Ömer b. Hattab -radıyallahu anh- duasında: "Allah'ım, tüm amellerimi sâlih kıl; senin zatın (sırf senin rızan) için samimi davranışlar kıl; amelimde başka hiç kimseye yönelik bir şey kılma (başkasının onda bir payı olmasın)" derdi.
Sayfa 121
Reklam
Sevbân (Radıyallahu anh) der ki: "Altın ve gümüş biriktirmek hakkındaki âyet nazil olunca: "Hangi maldan edinelim?" diye sordular. Ömer b. el-Hattâb (Radıyallahu anh): "Ben bunu sizin için öğrenirim" deyip devesine bindi. Ben de peşinden gittim. Hazreti Ömer (Radıyallahu anh) Efendimiz (Sallallahu Aleyhi Vesellem)'e: "Hangi maldan edinelim?" diye sorunca, Rasûlullah (Sallallahu Aleyhi Vesellem): *“Siz, zikreden bir dil, şükreden bir kalp ve size dininizde yardımcı olacak mümine bir eş edinin"* buyurdular.
قال عمر بن الخطاب رضي الله عنه: "‏لا خير في قوم ليسوا بناصحين، ولا خير في قوم لا يحبون النصح." ‏-الاستقامة ١٤٨ Ömer b. Hattâb radiyallâhu anh dedi ki: “Nasîhatçi olmayan bir kavimde hayr yoktur, nasîhati sevmeyen bir kavimde de hayr yoktur.” -el-İstikâme 148
377- Ebu Hanife > Muhammed b. Kays b. Mahrame el-Hemedani şöyle rivayet etti: Hz. Ömer b. Hattab'a (Radıyallahu anh) şarabın alışverişi ve bundan elde edilen gelir hakkında soru soruldu. Hz. Ömer şöyle dedi: Resûlullah (Sallallahu aleyhi ve sellem)'i şöyle derken işittim: "Allah Yahudileri kahretsin! Onlara hayvanların iç yağları ve onları yemek haram kılınmıştı. Ancak parasını helal kıldılar. Allah-u Teâlâ şarabın alışını, satışını ve parasını haram kıldı."
Sayfa 53 - Cilt 2.Kitabı okuyacak
Ömer b. el-Hâttab radıyallahu anh şöyle demiştir: "Eğer ben Allah yolunda (cihatta) yürümesem,alnımı toprağa koymasam ve hurmanın en güzelini devşirir gibi sözün en güzelini seçen bir toplulukla oturuyor olmasam şüphesiz ki Allah'a kavuşmayı isterdim." |İbn Mübârek,el-Cihad: 184; ve Zühd: 1180; Vekî b. el-Cerrâh,ez-Zühd: 88.|
123 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.