Ne yanar kimse mana ateş-i dilden özge
Ne açar kimse kapum bad-ı sabadan gayrı
Fuzuli
Unutulmayan Mısralar, Ömer Erdem , Kitabevi, İstanbul, 1994, s. 42 
Ömer Erdem
Cihanı gerçi nuş ettim yedi tastan geçen zehrin
Ve lakin zehr-i katilden beter buldum meğer kahrın
Yavuz Sultan Selim
Unutulmayan Mısralar, Ömer Erdem , Kitabevi, İstanbul, 1994, s. 41
Fakat bayım, bilmiyorum farkında mısınız, insanlar bir tuhaf oldu. İyi olduğunuzda hemen sizi sömürmeye kalkışıyorlar; iyiliğinizi, saflığınızı, dürüstlüğünüzü, açıklığınızı bir zaaf olarak algılamaya yatkın hale geldi insanlar.Arkadaş bunlar zaaf değil, erdem! Anlatamıyorum.
Sayfa 24 - İz YayıncılıkKitabı okudu
oğlum
kazada oğlu ölen annenin söylediğidir
üzerini örtün ıslanmasın hava yağışlı
Sayfa 55
kolay değil rahat bir mezar şu hayatta
Sayfa 48
trakya tarlaları silivri yurdunda
eriyor betona karşı
Sayfa 42
Bir kimsenin layıkıyla tebliğ yapabilmesi için önce hakkıyla dinini temsil etmesi gerekir. Hz. Peygamber'in metodu da bu şekildedir. Bu sebeple insan düzeltmeye ve düzelmeye önce kendisinden başlamalıdır.
Bir yaşam biçimi ve hayatın ta kendisi olan dinin hayatın içinden çıkarılarak çatışma aracına dönüşebileceği bir ortamı engellemek için, her inananın dinini kendi kaynaklanın dan öğrenerek, rasyonel bir şekilde kavrayıp, ideolojik girdilerden uzak bir biçimde hayatına tatbik etmesi gerekmektedir.
Ateist, Allah'ın varlığı, ölümden sonraki hayat, ruh gibi meseleleri bilimsel olmadıkları gerekçesiyle reddederken, kendisinin açıklayamadığı konuları ise ileride bilimin açıklayacağı konular olarak değerlendirmektedir.