Bilmeceyi çözene elma hediye ediyoruz. Okunmuş elma, üstelik fena halde kırmızı. Fena halde Leman. Şarabın gazabından kork çünkü fena kırmızıdır. Sayın İlhan, müsaadenizle efendim:
"Eğer sisler bulvarı olmasa/eğer bu şehirde bu bulvar olmasa/sabah ezanında yağmur yağmasa/şüphesiz bir delilik yapardım."
Otoriteyi insana verirsen, o insan eninde sonunda zalim olur, despot olur. Keyfi ve şahsi uygulamalarla adaletten sapar. Ancak asıl otoritenin Allah'a ait olduğunu bilen bir yönetici, adaleti tesis etmek için ömrünü feda edecektir. Dağların taşların kaldıramadığı emanet belki de budur.
Yazar sanırım kendi hayatını anlatıyor. Öyle mizahi bir dille yapıyor ve öyle usta cümleler kuruyor ki şaşırıp kalıyorsunuz. Kitap aslında bir Müslümanın hayatının nasıl olması gerektiğine dair birçok ipucu barındırıyor Okurken hem eğlenip hem de bir şeyler öğrenmek isteyenler bu kitabı okumalı.
Televizyon diye bir şey sürdüler piyasaya ki, bu, çağın en ifrit putuydu. Herkes zaman içerisinde evinin başkösesine bu puttan bir tane alıp koydu. Bilerek ya da bilmeyerek ona tapınmaya başladılar; çünkü o ne derse inanıyorlardı.
Hamza ismini duyunca ilk başta herkes dini bir takım hikayeler anlatan bir kitap sanabilir, kitap Hamza adlı bir gencin düşüncelerinin anlatımından oluşuyor. Kapitalizmin kölesi olmuş bu insanlık içinde nasıl müslümanca yaşanır onu göstermeye çalışıyor. Yazılanlar üzerine biraz düşünmek gerekiyor bence. Özellikle günümüz gençliğine rehber niteliğinde.