Akış
Ara
Keşfet
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
Kitap Türleri
Dergiler
Çevirmenler
İncelemeler
Alıntılar
İletiler
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.38.11
212 syf.
6/10 puan verdi
Lisede çok sevdiğim bir edebiyat öğretmenim vardı. Elindekine şükür ederek hep daha fazlasını hayal ederdi. Bize öğrettiği en önemli şey buydu. Hep daha iyisini ve hep daha fazlasını hayal etmek. Okulumuzda bir kütüphane yoktu. Kimsenin bizim ruhumuzu güçlendirme gibi bir derdi de yoktu. Varsa yoksa yarış atları gibi hazırlanmak zorunda
Ömer Hayyam okunmadan önce hakkında söylenen ya da yazılanlardan etkilenmeden okumak gerekmektedir. Rubailerinde din karşıtı olduğu ve Allah'ı inkar ettiği gibi olguları bu yaşıma kadar hep duydum ve okudum. Hayyam'ı okumak için şimdi fırsatım oldu ve buna da seviniyorum çünkü belli bir olgunluğa ulaşmadan okunursa tam olarak anlaşılmayacağını rubailerinde gördüm. Bazı rubailerinde Allah'a ve dine eleştiresel yaklaşıyor. Bu eleştirisel yaklaşma onu din düşmanı değil sorgulayan biri haline getirir. Sorgulama kısmında ecel ile ilgili rubailerinde ise dini tarafı daha çok ön plana çıkıyor. Ecelin elbet bir gün geleceği, insanın kendini üstün görmemesi gerektiği açık bir dille kaleme alınmış. Ömer Hayyam eleştirisel yaklaştığı bazı rubailerinde de dini değil, dini kullanarak insanların üstünden geçinenleri ve dini çıkarları için kullanmaya çalışan sözde dindarları eleştirmektedir. Bu rubailerin de din eleştirisi olarak geçmesi kesinlikle yanlış bir düşüncenin ürünleridir. İki eleştirilen konu birbirinden çok farklıdır. Rubailerin tamamı eleştirilerden de oluşmamaktadır. İyilik, sevgi, aşk, sevgili, anı yaşama, şarap vb. hala günümüzde dahi ön planda bulunan olguları da rubailerine konu etmiştir. Bu konularda yazdığı rubailerinde toplumu gözlemlemiş ve analiz ederek eksik tarafları yazmıştır. Bu yönüyle bir sosyolog olarak da davrandığı söylenebilir. Ömer Hayyam'ın okunmasını bu açılardan tavsiye ederim.
318 syf.
·
Puan vermedi
Çocukluğumdan bu yana kitaplıkta dururdu. Yıllar sonra elime aldığımda “Önce Fedailerin Kalesi Alamut’u oku” önerisi üzerine öyle yapmaya karar vermiştim. İsabetli bir karar olmuş. Onu okuduğuma göre artık Semerkant’ı okuyabilirdim. Okudum da…
Ömer Hayyam, Nizamülmülk ve Hasan Sabbah üzerine yazılmış güzel bir kitaptı. Kitabın yarısına kadar bize uzak olan bir tarih, yarısından sonrasında ise yakın tarih var. Kitap, Hayyam’ın Semerkant’a gidip Rubaiyat’ı yazmaya başlama hikâyesiyle başlar. Arada geçen olaylar anlatıldıktan sonra günümüze gelinir. Hayyam hayranı Benjamin Omar Lesage adlı karakterimizin kitabı bulma macerasına girip kendini İran’da bulup kitabın başına neler geldiğini anlatmasıyla ilerler. Sonunda spoiler olabilir. Titanik batıyor, kitap kayboluyor.
İran’ın demokrasi üzerine verdiği savaştan bahsedilmiş. Amerika iyilik meleği gibi gösterilmiş. Sanki Khaled Hosseini okuyorum gibi hissettim. İlk kısımlar benim daha çok hoşuma gitti. Tabi bu ikinci kısım güzel değil anlamına gelmiyor. Hayyam’dan dörtlükler görüyoruz. İran rejiminden, Cemalettin Afgani’den filan bahsedilmiş.
Rahel Tanrı’yla Hesaplaşıyor! –Üç Menkıbeden Birincisi-
Tanrım... Sana Tanrı demek suç mu? Yoksa ölümcül bir günah mı? Sana kendi dilimde seslenmek, beni günahkar mı yapıyor? Bunu kabul edemiyorum sevgili Tanrım! İşlediğim günahların ağırlığı, cücelerin omuzlarında duran devler gibi ağırlık yapıyor. Hangi insan vardır ki
Ömer Hayyam'ın Dörtlükler kitabına incelememi Mehmet Akif Ersoy'un "Sofuluk" şiiriyle başlayacağım.
Sofuluk
Sofuluk satıyorsun, elinde boy boy tesbih
Çevrende dalkavuklar; tapınır gibi, la-teşbih!
Sarık cübbe ve şalvar; hepsi istismar, riya
Şekil yönünden sanki; Ömer’in devri, güya!
Herkes namaz oruçta; hepsi sözünü dinler
Zikir
Ömer Hayyam; çokça eleştirilen, kimine göre sevilen, başkaldıran, şairliğinin dışında filozof, matematikçi ve daha fazlası.
Öncelikle çeviriden bahsetmek istiyorum. Oldukça yalın ve anlaşılır. Ama sanki bazı dörtlükleri daha derin kalmalıydı gibi geldi bana. Hayyam'la ilgili olarak, Sabahattin Eyüboğlu'nun önsözde dediği gibi aslında hem kendi kitabını hem de Abdülbaki'nin kitabını okumanın bir sakıncası olmayacağı görüşündeyim ben de :)
Hayyam şiirlerinde, dini yaşayanlar üzerinden bir eleştiri sunmuş. Aynı zamanda saray, düzen, toplumsal hayata yönelik eleştirel bir dil de kullanmış. Bunların yanında aşk, şarap, sevgi, dürüstlük, yoksulların yanında olma, iyilik konuları da şiirlerinin temelini oluşturmuş.
Özellikle halka mal olmuş, yazılı eser bulundurmamış şairlerin tüm şiirlerinin asılları gibi bulunması ve derlenmesi oldukça zordur. Bu kitap da bu çalışmaların yalın ve başarılı bir hali. Hayyamca'yı görmek, bilmek için okunması gereken en yakın kaynak.