Kadını koyduğu yere bakın. Bu öyküleri çocuklar okumamalı!
Ölüm... Ama bu eskilerin, ihtiyarların, namussuzların, alçakların, kavmiyetsizlerin, Yahudilerin, kadınların ve korkakların sandıkları gibi müthiş ve korkunç bir şey miydi?
Milli hürriyet için büyük muharebelere lüzum yoktu. Bunu tam Türkçüler biliyorlardı. Yalnız şuura, harsa, irfana, ilme, teâlîye [yükselmeye] ihtiyaç vardı, kılıçla alınan hürriyet zincirli idi. Fakat rüşde (erginlige) erilerek kendi kendine yavaşça kazanılacak hürriyet ebedi bir hakikatti.
Toptan, tüfekten, ateşten, demirden evvel dârülfünûn, mektep, muallim, edebiyat, sanat, ilim lazımdı. Bunlarsız ordu, bunlarsız muharebe kat'î bir felaketti. Muhakkak bir hezimetti.
Fakat dertlerini kimseye anlatamadılar (Akşam, S. 31, 20 Teşrînievvel 1334 [20 Ekim 1918]).