77 syf.
·
Puan vermedi
·
4 günde okudu
Victor Hugo'nun giyotinle bir idam sahnesine tanık olması ile yazmaya karar verdiği eser, 23 sayfa önsöz ,14 sayfa Diyalog halindeki önsöz ile başlayan kitap isim itibari ile spoiler verir miyim acaba diye korkulmayan ender kitaplardan olsa gerek. İdam cezası olmalı mı olmamalı mı? Yani bir çocuğa tecavüz eden birini düşünürsek olmalı ama daha masum bir suç için tabiki de olmamalı. Bu noktada Victor Hugo nun görüşü idam kararı kalkmalı.. evet kalkıyor da dönemin Fransasinda ama bakanlar için kalmasından dolayi eleştiriyor yazar. Sinema izler gibi toplananlara ne demeli peki? Cinayet suçu ile idam cezasına çarptırılan karakterin 6 haftalık bir sürecinden bahsediliyor. Duygu ve düşüncelerine yer veriliyor. Avukatının karar esnasında kürek mahkumlugu verilebilir demesi üzerine ben ömrüm boyunca öyle bir cezaya mahkum kalacağıma ölürüm daha iyi diyip son aşamada af dileyen bir adamın hisleri. Annesi ve karısı için değil de kızını geride bırakacağı için üzülüyor ve kızını ziyaretine getirdiklerinde, saç ve sakalları sebebiyle babasını tanıyamıyor benim babam öldü diyor ve sanırım beni en etkileyen tarafi da burasıydı..
Bir İdam Mahkûmunun Son Günü
Bir İdam Mahkûmunun Son GünüVictor Hugo · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2020121,6bin okunma
408 syf.
10/10 puan verdi
Tess bir bilim insanı. Kendini işine adamış ve bu yüzden ne bir ailesi ne de çocuğu olmuş. Ama her zaman aile hayali kurmuş. Tess aynı zamanda işitme engelli. Birgün trafik kazası geçiriyor ve ölüyor. Ancak bu ölüm Tess için yeni bir başlangıç oluyor. Çünkü gözlerini açtığında kendini 1873 yılında San Juan adasında buluyor. Üstelik bir eşi ve çocukları var. Hep bir ailenin hayalini kuran Tess'in mutluluğu kısa sürüyor. Çünkü bazı şeylerin yolunda gitmediğini anlıyor. Kocası kendisine garip davranıyor ve çocukları ondan delicesine korkuyor. Kendini yıllar önce bambaşka bir bedende bulan Tess için hiçbir şey göründüğü kadar kolay olmayacak. Baştan sona zevkle okuduğum, film tadında bir kitaptı. Kristin Hannah yazmış yine.
Bin Ömrüm Olsa
Bin Ömrüm OlsaKristin Hannah · Pegasus Yayınları · 20181,015 okunma
Reklam
84 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
"Benim için şiir yazdın mı hiç?" "Seni unutacak ömrüm kalmadı." Şükrü Erbaş, ayrılığı ve yalnızlığı yıllarca yazmış. İnsanın Acısını İnsan Alır'da "İnsanın içini dökmekten vazgeçmesi" demiş, "Saçına rüzgar, sesine ışık düşürememek kimsenin" demiş... "Evlerle sokaklar arasında ayrım kalmaması, güneşin bir ceza gibi doğması dünyaya, iki adımından birisi insanın" demiş... En sevdiğim kitabının, en sevdiğim satırlarında karalamış bu cümleleri. Okurken gözlerimin dolduğu ve hüzünden kitabı bir kenara koyup kendimi toparlamak zorunda kaldığım Yaşıyoruz Sessizce'de ise Şükrü Erbaş'ın, eşi Ömür Hanım'a, Hatice Erbaş'a yazdığı şiirler var. Onu düşünerek, satırların arasına onun gölgesini ince ince kazıyarak yazdığı şiirler... İşte yıllarca anlattığı ve betimlediği yalnızlığın "uzun yanlışlarını" bir kenara bırakıp, güzel ama hüzünle dolu olan o cümleyi de bu kitapta yazmış. "Tanrı yalnızlığı senden yaratmış."
Yaşıyoruz Sessizce
Yaşıyoruz SessizceŞükrü Erbaş · Kırmızı Kedi Yayınevi · 201613bin okunma
342 syf.
10/10 puan verdi
Dönemimiz itibariyle toplumsal karamsarlığımızın zirve yaptığı bu dönemde ilaç gibi gelen bu kitabı su gibi içtim. Ancak yanlış anlaşılmasın, bu kitabı yazarımızın söylediği gibi “Yanımdan geçen insanlar bana bakıp halime şükrediyordu.” cümlesindeki anlamıyla bir şükretme nedeniyle değil, kendi enerjimin ve farkındalığımın tavan yapması için su gibi içtim. Çünkü hepimiz biliyoruz ki Mitat Enç hepimizden daha iyi görüyordu. “Yedi, sekiz yaşlarında gözlerini kaybedip, otuzuna kadar yakınlarınca giydirilip, yedirilen kat kat körleştirilmiş zavallılar tanıdım.” Kendisi her ne kadar ilk başlarda bu durumu inkar etse de, alışamasa da az önceki alıntıda sözü ettiği kişilerden olmadığını bize açık açık gösteriyor. Özellikle yazarın yaşadığı dönemi dikkate alırsak ne kadar zor bir süreçte kendisini geliştirdiğini, ülkesine ve ailesine verdiği değeri daha iyi anlayabiliriz. Aradan yetmiş yıl da geçse eğitim sürecindeki sıkıntıların, yozlaşmışlığın neredeyse aynı olduğunu hissediyor ve görüyoruz. Yazarımızın bu sıkıntıları da çok akıcı bir dille tasvir etmesi açıkçası kendi adıma kitabın bütünü için oldukça olumlu diyebilirim. Kör ama hayatı duyan bir hayat yaşayan Mitat Enç’in bu kitabında edebi yönden eleştirilecek kısımlar olsa da bunları yazma gereği görmemekle beraber kitabın bana kattıklarıyla ilgili buraya ne yazsam az kalacaktır. Hocamızı ve onun gibi cumhuriyetimizin yetiştirdiği aydın kişileri saygı ve sevgiyle anıyorum. “Bu son fasıldır ey ömrüm, nasıl geçersen geç.”
Bitmeyen Gece
Bitmeyen GeceMitat Enç · Ötüken Neşriyat · 2020933 okunma
296 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
Hangi kitabındaydi tam hatırlamıyorum bir hikaye anlatır Galeano: Bir gece, bir ara sokakta, bir erkeğin bir kadını dövdügünü görür. Gidip ayırmaya, kadını kurtarmaya çalışır. İşte tam o anda kadın ve erkek birlikte saldırırlar Galeano'ya. O gece, ömrüm boyunca unutamayacağım bir ders çıkardım diyor yazar ama o dersin ne olduğunu da hâlâ öğrenemedim diyor:) İnsana bakış açısı, hassasiyeti, kelimeleri kullanma gücü ile harika bir adam Galeano. Latin Amerikanin çıkardığı en büyük kalemlerden biri. Selamlar saygılar...
Kucaklaşmanın Kitabı
Kucaklaşmanın KitabıEduardo Galeano · Can Yayınları · 2020619 okunma
107 syf.
9/10 puan verdi
·
4 saatte okudu
Dokuza Kadar On - Özdemir ASAF
Dokuza Kadar On Özdemir Asaf'ın birbirinden anlamlı şiirlerinin bulunduğu kısa ve bir o kadar da anlamlı eseri. Eser "Bir Kelimeye Bin Anlam" isimli bir giriş yazısıyla başlıyor. Gerçekten eserin içinde yer alan şiirlerin birçoğu oldukça kısa ama etkili siirler. Kendi adıma şiirlerin birçoğunu daha önce okumuştum, tek dörtlük hatta tek
Dokuza Kadar On
Dokuza Kadar OnÖzdemir Asaf · Yapı Kredi Yayınları · 201522bin okunma
Reklam
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.