Yarına uyanmak mı ömür törpüsü
Boğazımızda zift duman ve kandır bitki örtüsü
Öyle zikzaglar çizerеk yürümüşüz ki
Bizi ebabil sanmış balıkçılar Galata Köprüsü
Ölü ruhlar dünyasında gezindim,
Hiç bir şey değişmedi denginden.
Bedene bürünmüşler akıl ayrı bir havale,
Canlı olduklarını zannediyorlardı,
Ama bayağı uçmuşlardı.
Ruhevi âlemleri vardı üst üste,
Ve kocaman bir karamsarlık bu kabul edilen.
Darmadağın olmuşlar,
Tülenmekle yetinmişler,
Ama aldırış etmemişler.
Boş beleş nasıl dayanırlar?
Bir amaçsızlar amaçsızca.
Sersem bir tutarsızlıkla,
Bugünümü de israf ettim hayâsızca,
Lanet olsun diyeceğim sözüm tıkandı.
Ömür törpüsü bi'çare insanlar içinde,
Ölü ruhlara küfredesim geldi.
Yolu yordamı bitirdim tekrar tükendim,
Ama artık son,
Yeni güneşin ardından ben doğacağım.
AYKUT BARIŞ ÇELİK
Yaşamak istiyorum
Yaşamak istiyorsun
Yaşamak istiyor
Böyle şiir olmaz, diyeceksin; biliyorum.
Ama böyle dünya olur mu?
Böyle barış olur mu?
Böyle hürriyet olur mu?
Böyle kardeşlik olur mu?
Biliyorum ki; katlanıver, diyeceksin;
Ama böyle de yaşamak olur mu!
Ömür törpüsü/
Boş insanlarla konuşmaya değmez,
Vakit kayıptır her bir şekil.
Şu malûm Pazar gününü,
Zehir etmeye aday bir yığın insan.
Boş insanın bir de çenesi durmaz,
Doluya koysan dolmaz.
Şimdi içimi döküyorum diye,
Bu hayattan ne öğrendin derseniz bana, bir tezin düzeltmelerinin asla bitmeyeceğini bitemeyeceğini öğrendim. Akademisyen olmanın özel bir istidatınız yoksa katlanılası bir şey olmadığını öğrendim. Heleki doktora sürecinin ömür törpüsü olduğunu öğrendim ve belki de en önemlisi tezin bittiğini sanıp son noktayı koymanın aslında teze bilmem kaçıncı kez tekrar başlaman gereken sürecin başında olduğun gerçeğini öğrendim vesselam...
Düzlemesine giden sokağın sonunda yolun ikiye ayrıldığı yerde
Koca çınarların arasında hapsolmuş aile apartmanında yaşı 20ye yakın genç bir kız var
Bu genç kızın sabahtan başlayıp akşamın bir körüne kadar süren sade gülüşü
İki dudağının ardına saklanan sır, salya ile tatlı tatlı dökülüyordu Ragıp'ın kül tablasına
O esnada o gülüşü seyrederken
Aşk değil mübarek, sanki ömür törpüsü
Ah, sırat köprüsü
Aşk değil mübarek, sanki ömür törpüsü
Ayın karanlık yüzü
Sessize aldım dünyayı
Huzuru, huzuru dinliyorum
Sessize aldım dünyayı
Huzur mu, kusur mu bilmiyorum