Kitap tutkunkarı çok iyi bilirler, bazı kitaplar okunmaz, yaşanır. Yazanın ya da kitabın enerjisinden midir bilinmez, bazı kitaplar okuru içine çeker, tüm sırlarını açar, tüm satır aralarını gözleri önüne serer okurunun.
Mahrumiyet Oteli, işte o kitaplardan biri bana göre. Duyguların dünyasında seyyah misali dolaştıran bir kitap. Huzursuz bir hikâyenin huzurlu anlatımı...
Bilinen hattâ filmlere konu olmuş bir hikâye ancak bu kadar özgün yazılabilirdi diye düşündüm kitap bittiğinde.
"Henüz on altısında, baba ocağından kaçmayı kurtuluş sayıp, on yedisinde yine o kapıya sığınmak zorunda kalan bir Leman'dım ben... Ama o kapı hiç açılmadı."
Leman ile Feyyaz'ın
Afet Leman ile Gölge'nin hikâyesi
Eşini ve kızını sevgisizliğe mahkum eden Terzi Arif'in hikâyesi.
Cami duvarının önündeki çöp tenekesinin yanına terk edilen bebeğin, öyle ya da böyle bırakılan, terk edilen çocukların hikâyesi.
Ve tüm o bırakılmışlara, terk edilenlere yuva olabilen Mahrumiyet Oteli 'nin hikâyesi.
"Bu yaşıma kadar öğrendiğim bir şey varsa o da görünenle görünenin ardında bekleyenin her zaman farklı olduğudur..."
@ersin_dogan1, emeğinize sağlık. Kaleminiz de kelamınız da daim olsun.
@angeyayinlarikitap' ın şahane kitaplarından biri Gönül rahatlığıyla tavsiye ederim sevgili kitap dostlarım.