Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
RIFAT: "Sokak, Sokağa Çıkmayanlar İçin Romantiktir." Sabah beşte kalkıp işe gitmek, gitmeyenler için romantik gelebilir, güneşin doğuşu, boş ve sessiz sokaklar filan ama gerçek öyle hisli değil bizim için. Bak ben daha 15 yaşındayım, sabah beşte uyanıp akşam on bire kadar çalışırsam ve 200 kilo karton toplarsam yaklaşık 24 lira kazanırım. Uyumadan önce on dakika bu parayı anneme vermesem nerede harcarım diye düşünürüm. Benim hayatım, hayallerim ve geleceğim sizin attıklarınızdan şekillenir. Ama eğer bir adalet varsa, bu böyle gitmemeli; biz de çocuğuz oradan baktığında fark edilmese bile..
Sayfa 41 - Mundi KitapKitabı okuyor
Gerçekle ilişkiyi kesmek amacıyla yapılan her şey bir tutkunluktur; gerçek acı verici olarak algılanır, ondan kaçılmak istenir; acı veren algılamayı değiştirecek tutkunluklar kişinin yaşamında en ön sıraya geçer. Kişi, zamanla tüm enerji ve zamanını bu tutkun davranışa harcamaya başlar ve gerçekle ilişkisini tümüyle keser. Tutkunluk türleri yeme-içme, duygu-heyecan, düşünce ve faaliyetle ilgili olabilir.
Reklam
Anlatıcı
İnsanların kültür, inanç, alışkanlık ve ön kabullerinden daha zor bir engelle hiç karşılaşmadım. Fakat eğiticinin ve anlatıcının görevi, bunlardan şikayet ederek köşesine çekilmek değil, bunları asarak işini dogru yapmasını sağlayacak yolları da keşfetmektir.
İnsan ırklarının ayrı türler olarak değerlendirilme sinin önündeki en sağlam argüman, onların soy dışı çaprazlamadan bağımsız olarak da sık sık birbirine dönüşüyor olmasıdır. İnsan, başka herhangi bir hayvandan daha iyi incelenmiştir, böyle olmasına karşın yetkin uzmanlar, insanı tek bir tür veya ırk olarak mı, yoksa iki (Virey), üç (Jacquinot), dört (Kant), beş (Blumenbach), altı (Buffon), yedi (Hunter), se- kiz (Agassiz), on bir (Pickering), on beş (Bory St. Vincent), on altı (Desmoulins), yirmi iki (Morton), altmış (Crawfurd) ya da Burke'ye göre altmış üç tür veya ırk olarak mı sınıflamak gerektiğine karar verememiştir. Bu görüş ayrılığı, ırkların tür olarak sınıflanamayacağı anlamına gelmiyor olsa da, onların kademeli olarak birbirine dönüştüğünü ve pek belirgin ayırt edici karakterler sergilemediğini gösterir.
Sayfa 238
Hayatta kendinizi nerede bulucağınızı tahmin etmek istiyorsanız tek yapmanız gereken küçük kazanç ve kayıplarınızın kavisini takip etmek ve gündelik tercihlerinizin on ya da yirmi yıl sonra nasıl bir birikim oluşturacağını görmektir.
Hayat nasıl da boş ve anlamsız. Birini defnediyorsunuz; top­rağa yolcu ediyorsunuz, üzerine üç kürek toprak atıyorsunuz; faytonla gidip faytonla eve dönüyorsunuz; önünüzde uzun bir hayat var diye kendi kendinizi avutuyorsunuz. Yedi çarpı on yıl ne kadar uzun ki? Neden her şeyi kökünden çöz­müyorsunuz, niçin orada kalıp hep birlikte mezara girmiyor, son ölenin üzerine son üç kürek toprağı atacak hayatta ka­lan son kişi olma talihsizliğine erişen kişiyi belirlemek için kura çekmiyorsunuz?
Reklam
Hayatımın ilk on beş senesinde azıcık boktan bir insan olmanın böylesine kalıcı sonuçlar doğurabileceğini kim bilebilirdi ki? Ben bilememiştim.
Konfüçyus
“Bir insan topluluğunun nasıl yönetildiğini anlamak isterseniz onun müziğine bakın.”
Parça-parça büyümüş bir çocukluğu Olgunluk aşamalarında yaşatırca öldüren nedir?
Ben hayvandım, deyelim/ Vurdunuz. Önce siz yaralandınız, sonra ben yaralandım. Ben durunca, durdunuz. Soğukdu, donuyordum. Yaralarım vardı, sardınız. Bir denizde boğuluyordum, Kurtardınız. Açdım, deyelim/ Bir simid istedim sizden. Ya ben söylemesini bilmedim, Ya da siz simidden korktunuz.
Reklam
Gerçek şu ki, bir insan on ya da on beş yıl boyunca konuşmadığı takdirde konuşma yetisini kaybederdi. Dili hala anlıyor olabilirdi fakat konuşamazdı. Luo Ji'nin artık konuşamadığı açıkça görülüyordu; söyleyebileceği her şeyi bakışlarıyla karşısındaki duvara koyuyordu. Kendisini bir caydırma makinesine çevirmişti, geçen yarım yüzyıl boyunca her an patlamaya hazır, iki dünya arasındaki korku dolu dengeyi sağlayan bir mayına.
Bir kelimeye Bin anlam yüklediğim zaman Sana sesleneceğim.
Ölebilirim genç yaşımda, En güzel şiirlerimi söylemeden götürebilirim. Şimdi kavakyelleri esiyorken başımda, Sevgilim, Seni bir akşam - üstü düşündürebilirim.
O kadar çok da geçmişte kalmış değildi, ama şimdi neredeyse bir on yıl,bir asır gibi geliyor; ne giydiğimi hatırlayabiliyorum,her bir bluzu,her bir eşarbı.
Condorcet tarihi pozitif yapmak istemişti. Fakat 1815-1840 yıllarını kapsayan dönemin Fransası'nda yeni bir siyaset bilimine olan ihtiyacı bilhassa acil yapan şartlar söz konusuydu. Devrim başarısızlığa uğramış ve onu yönlendiren ve haklı gösteren politik felsefe iflas etmişti. 1789 ve 1815 yılları arasında Fransa en az on farklı anayasa kabul etmiş, denemiş ve ilga etmiştir. Ancak bu dönemde Saint-Simon'un belirttiği gibi toplum ve onu oluşturan insanlar değişmemişti.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.