Polis A., kısa süre sonra kapımızı açıp gitti. Hüseyin'le mutlu mutlu bakıştık, planımızın birinci bölümü tamamlanmıştı bile. Yatak gene sedirin üzerindeydi; ikimiz de oturduk. Benim ayaklarım karşı duvara dayalıdıydı. Sohbet ediyorduk. Saat dokuz ya da on olmalıydı. Hüseyin, “Kebap yiyelim mi?”
“Saçmalama oğlum.”
“Dur yahu, telaşlanma. Sen gene öğlene doğru A.nın yanına sız. Biraz sohbetten sonra beni de çağır. Eh, sen aktörsün, gerisi sana kalıyor; öyle oyna ki ağzı sulansın. Gerisini bana bırak.”