Anatomi
_ORGAN SİSTEMLERİ_ _Organ, belirli bir görevi olan doku grubudur. Doku, hücreler topluluğudur. Hücre ise canlıların yapıtaşıdır. _Atom > Molekül > Hücre > Doku > Organ > Sistem > Canlı (Organizma) _Çok hücreli canlılarda aynı yapı ve görevdeki hücreler birleşerek dokuları, dokular birleşerek organları, organlar birleşerek
Gençlere Selam Dur! GENÇLERDEN ÖĞRENMEK
"Belki yüzyıla sığacak olayların müthiş bir hızla gerçekleştiği bu 10 yılda olaylar, olgular, gerilimler, gelişmeler ve çatışmalar üzerine nice konuşmalarımız oldu evimizdeki gençlerle. Günün sonunda ekseriya evimin gençlerinin haklı çıktığını gördüm. Bana göre kağıt üzerinde öyle olmaması gerekiyordu oysa. Gidişat sözüm ona çok şey görmüş geçirmiş, 'tecrübeli', 'çok şey bilen', 'o iş o kadar basit değil' diyebilen, 'bilmediğiniz şeyler var' repliğini sıklıkla kullanabilen biz ihtiyarları değil, neredeyse hep gençleri doğruladı. Onların analizleri daha isabetli çıktı, olayların akışıyla onların değerlendirmeleri doğrulandı. *Çünkü bizim kadar uzun yaşamadıkları için, bizim kadar ön yargıları yoktu onların. Çünkü bizim 'tecrübe' zannettiğimiz ama aslında bugüne dair bakışımızı bozan, dağıtan bagajları, ağırlıkları yoktu. İlle de ispatına çalıştıkları bir teorileri, doğrulanmasını istedikleri tekrarlanmış iddiaları da... Oyüzden daha geniş, daha kuşatıcı, daha farklı açılardan ve daha tarafsız bakabiliyor; o yüzden benim gibi ihtiyarların wishfulthinking ile karışan düşünüşlerine karşılık, olması gereken haliyle 'thinking'de kalmayı gayet iyi başarıyorlardı."
Sayfa 117Kitabı okudu
Reklam
872 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
İlk kitaba göre daha başarılı daha güzel olduğunu düşünüyorum. Bu seri benim için farklıydı ve özeldi . Bazı sahnelerde ağladım, çok fazla ağladım bazı sahnelerde fazla güldüm, eğlendim. Kitabı bizlere anlatan karakterimiz Helin Aktana ilk kitaptan beri ısınamıyordum, sevemiyordum ve okurken sıkılıyordum ama bu kitapta hiç sıkılmadım akıcı bir şekilde okudum. Lal karakterini çok fazla seviyorum gerçek bir karakter olmasını çok isterdim :)) Lal'in üzerine çok fazla gittiler Lal üzülünce bende üzüldüm dediğim gibi çok sevdiğim bir karakterdi yazar ona ayrı kitap yazsa hemen okurum o derece çok sevdim. Herkesin yankı'yı robotlaştırması ve duygularını hiçe saymasını asla ve asla kabul edemedim. Bütün sırların bütün yalanların ortaya çıktığı bir kitaptı. Kitabı bitirdiğimde kendime biraz gec geldim
Aslı Arslan
Aslı Arslan
yazarımız bizi ağlatmayı çok seviyor :(( Gördüğüm,tanıdığım herkese önerebileceğim bir kitap Okumalısınız… Ayrıca kitap yorumlarında wattpad diye çok küçümseyenleri gördüm. Arkadaşlar yazılan platforma değil yazılan esere bakacaksınız evet o platformda çok çok kötü kurgular yazıldı ve yazılmaya devam ediyor. Birisi orada kötü kitap yazdığı için bütün kitaplar kötü olmuyor. Çok fazla wattpad okuyan biri değilim aralarından beğendiğim yazarları okuyorum sadece. Bu ön yargıları aşırı saçma buluyorum. !!! WATTPAD KİTABI OLDUĞU İÇİN HEMEN KÜÇÜMSEMEYİN VE KİTABI ARAŞTIRIN GERÇEK HAYATTA DA BU KARAKTERLER GİBİ ONLARCA İNSAN VAR.
Sokak Nöbetçileri 2
Sokak Nöbetçileri 2Aslı Arslan · İndigo Kitap · 20217,6bin okunma
Bedrettin Cömert'i daha ilk yazılarından başlayarak sevenler ve destekleyenler, onun zamanla yumuşamasından, ödün verici bir tavır takınmasından korkuyorlardı; istiyorlardı ki daha da sert varsın sanat ve yazın'ın birtakım sorunlarının üzerine. Haklıydılar kuşkusuz. Sivri uçların çarpıştığı Türkiye'de, sanat-yazın alanında mızmız lâf ebeliklerinin kimseye bir şey vermeyeceğini biliyorlardı. Bedrettin Cömert gibi, on yılını İtalya'da geçirmiş, kuramsal yönden iyi donanmış bir kimsenin, ''nabza göre şerbet verme''nin geçer akçe olduğu bürokrasinin pasları arasında yozlaşıp gitmemesini istemek güzel şeydi. Ama, her alanda cadı kazanının kaynatıldığı bir ülkede, üniversite çevresinde ve sanat-yazın alanında temiz kalmak, yiğit kalmak kolay mıydı.! Bugün güzel denilenin yarın çamura atılmayacağının güvencesi neydi.? Abartılı övgüyle abartılı sövgünün aynı kişiler için bol keseden kullanıldığı bir ülkeydi burası. Değer yargıları, çerçi terazisinin göstergesi gibi oynayıp duruyordu. Tartıda kural yoktu, ilke yoktu. Kimin, akşamla sabah arası, nereye, hangi cepheye savrulacağını kestirmek güçtü. Küçük ekmekler ülkesiydi Türkiye. Belki de bu küçük ekmeği yitirme korkusuydu insanları yanar-dönerli yapan.! * Hasan Hüseyin, Ankara, Mart 1979, Şubat 1981
168 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
'Ey kardeşlerim, Bok püsürü ön yargılarınızı Mütevazı Anlatıcınız ve kitabımın sınırları dışında tutun.' derdi Alex, Anthony'nin kitabını incelese... Geçen bir arkadaş okumaya başladı. Ona şöyle dedim, ikinci bölümden sonra kitapla ilgili ne kadar yargı gütmüşsen hepsi hurra üzerine gelecek. Gerçekten de öyle oldu. Hem bende hem onda. Başta, "Argo kullanım bu kadar samimiyetsiz bu kadar kitabın dilinde kendine yer bulamaz," demiştim. Çünkü sanki havada kalıyordu argo kelimeler. Yazar modern gençliği anlatmak için zorla argoları giydirmiş gibi. Ama sonra bu dil o kadar oturdu ki Alex'in kişiliğine. Şaştım kaldım. O noktadan sonra kitap da sürükleyici oldu. Az önce arkadaşım mesaj atmış, George Orwell'in 1984'üne benzettiğine dair. Hani orda da koşullu şartlandırma falan vardı ya. Bilmiyorum, bence hayli farklılar. 1984'te çıkarılan yargılar bu kitabı hayli geride bırakıyor. 1984 başlı başına bir ütopya çünkü.
Otomatik Portakal
Otomatik PortakalAnthony Burgess · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 200992,6bin okunma
II-Geciken Bir Ahlak Dersi Günlüğümün ekim sayısı başıma iş açtı, bir bakıma tabii. Söz konusu sayıda “Hüküm” başlıklı, bende de bir parça kuşku bırakan kısa yazım yer alıyordu. “Hüküm”, kendisini aklama amacıyla, belki de ibret olsun diye tabancayla intihar eden birinin itiraflarını, son sözlerini içeriyordu. Düşüncelerine özellikle değer
Reklam
519 öğeden 181 ile 190 arasındakiler gösteriliyor.