Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Yirminci yüzyılın ikinci yarısı boyunca birçok hatta çoğu Latin Amerika devleti askerî diktatörlüklerle yönetiliyordu. 1989'da Panama diktatörü Manuel Noriega bu diktatörlerin en beterlerinin gülünç bir örneğiydi. Büyük çaplı bir uyuşturucu satıcısıydı. 1989 Aralık'ının sonunda Birleşik Devletler'e savaş açtı. Amerikan deniz piyadeleri Panama'ya girdi ve onu on gün içinde devirdiler. Önce Vatikan Temsilciliği'ne sığındı; Amerikan güçleri yakınlarda kulak tırmalayan rock müziği çalarak onun sinirlerini bozmaya çalıştılar ve bu zor olmadı. Noriega üç gün sonra pes etti ve onu Florida'ya götürüp yargılayarak kırk yıl hapis cezasına çarptırdılar. Bütün bunlar 1989'un son günlerinde, Soğuk Savaş biterken ve tarihi yirminci yüzyılın sonunda oldu.
Sayfa 202 - Ketebe YayınlarıKitabı okudu
_Binbir Gece Masalları'nı anlatan, Şehrazat’tır. _Eski zamanlarda Hint ve Çin diyarlarında hüküm süren Şehriyar ve Şahzaman adlı iki kardeş hükümdar, eşleri tarafından aldatılmışlar. Bu olayların etkisiyle Şehriyar, kendi ülkesinde, her gün bir kızla evlenip ertesi gün onu idam ettirir olmuş; bu yüzden vezirin güzel, bilgili ve akıllı kızı
Reklam
MACERALI BİR TOPLANTI İkinci 3 Mayıs kutlamasını kapalı salon toplantısı şeklinde tertipledik (1956). Aramızda para topladık. Beyazıt'ta Marmara Oteli'nin arkasında bir düğün salonunu kiraladık. Herhangi bir derneğimiz yoktu. Bu toplantıyı hangi teşekkül namına tertipleyecektik? Tertip heyeti olarak üç arkadaş bir dilekçe imzaladık.
inancınıza bu inatçı bağlılık neden? Yolunuz yanlış da olsa Tanrı'nıza saygılısınız, sinagoglarınız hep dolu. Bir kere Lublin'de bir sinagogun yanından geçerken Yahudileri kendilerinden geçmiş bir halde ilahiler okurken duydum. Sanki bin kişi birden okuyor gibiydi. Ama birkaç yıl sonra on bin Yahudi öldürüldü. Kazakların Lublin'e girdiklerini gören biriyle konuştum. Yahudiler panik içinde kaçışırken birbirlerini ezmişler. Saldırganlardan çok ezilmekten ölmüş sizinkiler. Bütün bunlar olup biterken gökyüzü daha az mı maviydi yani? Güneş pırıltısını kesti mi? Böylesine göklere çıkardığınız, yalvardığınız, sevgili çocukları olduğunuzu iddia ettiğiniz, Tanrı neredeydi? Bu gerçeklere ne diyorsun Yahudi? Geceleri bunları anımsayınca nasıl uyuyabiliyorsun?
Sayfa 171 - altın kitaplar yayıneviKitabı okudu
4.5 MİLYAR YIL TEK 1 GÜNE EŞİTLENİRSE
4,5 milyar yıllık Yerküre tarihinin tek bir normal dünyevi güne sığdırıldığını farz ederseniz, yaşam çok erken başlar: Sabah saat 4 gibi, ilk basit, tek hücreli organizmaların doğuşuyla birlikte. Ama sonra, takip eden on altı saat süresince hiçbir ilerleme göstermez. Akşam saat neredeyse 20:30'a, yani günün altıda beşi geride kalana dek, kıpırdak
Sayfa 41 - Boyner holding yayınlarıKitabı okudu
Okuu
Zihnimde deli dolu taylar baharın gelişini seke oynaya kutladılar. Koşmasını bilmeden ama yine de koşarak. Önce bir ferahlık vardı bu tayların zihnimdeki yarışında sonra gürültüye dönüştü bu koşuşturma, gürültü azgınlığa ve ben başka bir adama dönüştüm bütün bunlar olup biterken içimde. Kalın kitapları çektim raftan; Dostoyevski düştü, pişmanlıktı. Bir sağanakla Marquez birikti yerde. 51 yıl kolay değil. Öteki' nin verdiği adrese geldi kör adam. Ardına düşürdüğü çok ayaklı on binlerce Gregor sardı tüm salonu. Korktum da. Elim ister istemez kokusuz ilaçlara gitti. Derken başında saçaklarla Aytmatov bitiverdi sıcak kum gibi akarak. Ve vahşi bir kurt çıktı içimden, bu Hasse' nin Step Kurdu'ydu. Elinde silgisi başımdan başlayarak sildi durdu Eco. Bütün bu kalabalığın arasında sakin bir ses çınlayıp durdu kulağımda. Akarsularla derince yarılmış geniş ve ferah bir vadi tabanına dik yarları, uçurumları, nergisli patikaları geçip bu sesin kılavuzluğunda vardım. Varınca ben- ben dediğim hangi bendi ya da hangi benlerden mürekkepti bilmiyorum- ve yazı ve yazgım baş başa kaldık.
Reklam
Uzun demeyip okuyun bence :)
Zihnimde deli dolu taylar baharın gelişini seke oynaya kutladılar. Koşmasını bilmeden ama yine de koşarak. Önce bir ferahlık vardı bu tayların zihnimdeki yarışında sonra gürültüye dönüştü bu koşuşturma, gürültü azgınlığa ve ben başka bir adama dönüştüm bütün bunlar olup biterken içimde. Kalın kitapları çektim raftan; Dostoyevski düştü, pişmanlıktı. Bir sağanakla Marquez birikti yerde. 51 yıl kolay değil. Öteki' nin verdiği adrese geldi kör adam. Ardına düşürdüğü çok ayaklı on binlerce Gregor sardı tüm salonu. Korktum da. Elim ister istemez kokusuz ilaçlara gitti. Derken başında saçaklarla Aytmatov bitiverdi sıcak kum gibi akarak. Ve vahşi bir kurt çıktı içimden, bu Hasse' nin Step Kurdu'ydu. Elinde silgisi başımdan başlayarak sildi durdu Eco. Bütün bu kalabalığın arasında sakin bir ses çınlayıp durdu kulağımda. Akarsularla derince yarılmış geniş ve ferah bir vadi tabanına dik yarları, uçurumları, nergisli patikaları geçip bu sesin kılavuzluğunda vardım. Varınca ben- ben dediğim hangi bendi ya da hangi benlerden mürekkepti bilmiyorum- ve yazı ve yazgım baş başa kaldık.
On yıl da biterken :/
pek yakında, evet pek yakında mezar inimin yediği etim gene üstümde olacak eve gittiğimde. bir kadın olacağım yine, yüzümde gülümseme. otuzundayım daha. kedi gibi dokuz canım var hem de. bununla üç etti. ne pis iş bu silip, yok etmek her on yılı böyle.
Sayfa 12 - Kırmız Kedi Yayınları, Çeviri: Yusuf Eradam, o meşhur "Lady Lazarus" şiirindenKitabı okudu