Sizce aşk nedir.?
Aşkın diğer adı çiçek olmalıydı. Çünkü benzer yanları çok çiçeği yetiştirmek için ilgi göstermeniz gerekiyor. Bir çiçek su ve güneşle tek yetinmek istemez çiçekler gereken ilgiyi görmedikleri zaman solar. Çiçekler değer gördüklerini hissetmek ister. Aşkta tam böyle bir şey aşık olduğun insan güneş gibidir. Güneş olmayı bir görev olarak edinir kendine sadece zamanında doğar ve batar. Güneş gökyüzün en güzel yerinde yer alır. Aşık olan insanda aşık olduğu insana yüreğinde en güzel yeri verir. Ne kimse dokunabilsin ne de kimse görebilsen. Varlığı her şeyi dengeliyor zaten. Güneşe de dokunamaz insan ama hisseder ve görür. Aşık olmayı ifade etmek için bazen kelimeler kifayetsiz kalır. Hissettiğinle kalırsın sadece geriye hissetirmek kalıyor oda sözlerle değil değer verdiğini, sevdiğini, en önemlisi yanında olduğunu hissetirmen gerekiyor. Söz uçar yazı kalır misali, "Söz uçar hissetirmek kalır." Aşkı tanimlar da insan hissetmeyi tanımlayamıyor malesef öyle derin bir duygu ki susarak bile hissedilir.
Toprağa bakıp pişmanlıkla toprağı öpeceğine, zamanın varken sevdiğine sevdiğini söyle. Bu gün varsın, bu gün yoksun, ona göre...
Reklam
Fırat Nehrinin iki yakasında yaşanan aşk hikâyesini duyanlarınız vardır. Nehrin bir yakasında yakışıklı bir genç ile diğer yakasında yaşayan güzel bir kızı konu alır. Gel zaman git zaman bu ikili birbirlerine âşık olurlar. Öyle bir aşk ki bu, delikanlı her gece sevdiğini görmek için Fırat’ın sularında yüzerek karşı kıyıya geçer, sabaha kadar sohbet ederlermiş. Havanın aydınlanmasına yakın bir zamanda âşık delikanlı sevgilisinden zor da olsa ayrılıp, kendini Fırat’m azgın sularına bırakır ve evine geri dönermiş. Bu gecelerce sürüp gitmiş böyle. Yine bir gece delikanlı Fırat’ı geçip sevgilisinin yanma gitmiş. Sohbetleri uzamış da uzamış. Şafak sökmüş bu sefer. Çocuk müsaade istemek için güzel kıza yaklaşmış. O ana kadar fark etmediği bir şeyin farkına varmış. Kıza dikkatle bakarak: “Senin bir gözün kör müydü?” demiş şaşkın bir şekilde. Kız o zaman delikanlıya bakarak: "Evet...” demiş. “Evet ama gitme. Ne olursa olsun bugün Fırat’a girme...” Delikanlı afallamış bir şekilde kızdan ayrılmış, Fırat’ın azgın sularına girmiş dönüş yolunda. Ve yüzme bilmediğinden boğularak ölmüş. Bizim âşık aslında yüzme bilmiyormuş, kıza karşı beslediği aşkın gücü sayesinde Fırat’ı geçermiş hep. O aşk bitince de malum...
Ünlü Yazarlarca Pek Sevilmeyen 14 Klasik;
Günaydın Sevgili 1k Okurları, çayınızı kahvenizi hazırlayın... Sizler için güzel bir yazı buldum. Kayıprıhtım'a teşekkürlerimle... Yazı ile ilgili fikrinizi yoruma bırakmayı unutmayın. Okuyunca anlarsınız. :)) * ~Ünlü Yazarlarca Pek Sevilmeyen 14 Klasik ~ Dünya edebiyatının mihenk taşları olan klasik eserleri sevmeyenimiz var mıdır,
649 syf.
1/10 puan verdi
·
4 günde okudu
Nereden başlasam, nasıl ilerlesem bilmiyorum ama son elli sayfayı okurken yaşadığım işkenceden sonra içimi dökmek zorundayım. Birinci kitap benim için faciaydı, yorumumu okuduysanız çektiğim acının her satırdan taştığını görebilirsiniz. Ciddi anlamda okurken zorlanmış, sinirlenmiş ve kitap bittiğinde derin bir nefes almıştım. Üç kitabı da en başta
Sis ve Öfke Sarayı
Sis ve Öfke SarayıSarah J. Maas · Dex Yayınları · 20203,040 okunma
49 syf.
7/10 puan verdi
Arkadaşlar uzun aradan sonra merhaba :) ölmedim buradayım. .. Uzun zamandır kendimi hazır hissetmiyorum inceleme yazmak için. Zor geliyor, cümleler toparlanmıyor ama azıcık hatırlatayım kendimi diyorum ve bunun için Birhan Keskin'i seçiyorum =) Birhan Keskin ile
Fakir Kene
Fakir Kene
kitabında tanıştım soyadı gibi Keskin
Ba
BaBirhan Keskin · Metis Yayınları · 20153,542 okunma
Reklam
1.000 öğeden 521 ile 530 arasındakiler gösteriliyor.