Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
"Sapkın fikirler, tarikatlar, düşünceler, cemaatler tümden kaybolmaz sevgili dostum. Cılız, güdük, taraftarsız da kalsalar bir şekilde yaşamaya devam ederler. Ton değiştirirler çok zaman. Ritüeller başkalaşır Efendilerin biri ölür, diğeri doğar. Babadan oğula geçen saltanatlar gibi, mürşitten müride intikal ederek hüküm sürer cemaatler. Gizem, gizil kaldığı sürece güzel ve özeldir. Her devirde sapkın düşünceli biri mutlaka çıkagelir."
"Güneş, ay, yıldız, gezegenler aynıdır. Zaman değişmez. Mevcut durumlara yenileri katılır. Gelen gider. Eşya yerinde kalır. Kainat dürülünceye kadar bu, böyle devam eder. Firavun, Nemrut bir semboldür sadece. Her çağın Nemrud'u, Firavun'u mutlaka vardır. İsimlerle cisimler farklıdır altı üstü. Yaptıkları, yapacakları geçmişte neyse gelecekte de aynıdır."
Reklam
"Ömür bir çember gibidir. Sayısız noktanın birleştiği, iç içe kaynaştığı dev bir halka. Yarısı korku, yarısı ümit. Kaybedilenlerle kazanılanların gâh düşman, gâh dostça hüküm sürdüğü ufacık dünya. Ardı ıssız mahşer, sonrası küçük kıyamet. Yüzün kızarmadan Rabb'ine dönebiliyor ve hiçbir fayda gözetmeksizin ondan bir şey talep edebileyorsan ne mutlu sana..."
Zamana ve mekana mukayyet olamıyor insan.Mekan ne kadar rahmetli ve müşfik anaysa, zaman o denli zalim ve gaddar baba.
"İnsan Rabb'ine karşı ne de nankör!" Hz. Musa sırtını döndüğünde halkı, buzağıya taptı. Hz. Dâvûd' dan sonra Câlût'un fesat torununu başa geçirdi İsrailoğulları. Hz. İsa kutsal ekmeğini kardeşlerine bırakıp giderken, içlerinden biri onu ihbar etti. Hz. Muhammed henüz ebedî âlemine göç ederken, velayet münakaşaları aldı başını gitti.
Âlimlerin ölümü , âlemlerin ölümüdür.O âlimler ki Rasûl'un gökteki yıldızlarıdır.
Reklam
Batı, ilmi bizden aşırıp bilime çevirdi.... İlk kimyevi formülün sahibi Kâşânî'yi; Elementlerin ağırlık ve kütle babası Bîrûnî'yi; Matematik, fizik, kimya, astroloji ve daha birçok pozitif ilimin kurucusu Hayyân'ı, İlm-i simya ve kimyada otorite Zekeriyyâ Râzî'yi janjanlayıp etiket değiştirerek bize sundu. Pascal'a karşılık Hârezmî, Einstein'e Kindî, Hipokrat'a İbn-i Sînâ... Matematikte Hârezmi, Aritmatikte Kâşânî, Geometride Sabitü'l-Kurrâ... Teleskobun mucidi Fazarî... Kopernik'in piri İbnü'ş-Şâtır... Saatlerin kaşifi Fahreddinü's-Sâ'atî... Optikte Haysem, Ölçüde Bîrûnî, Teoride Kindi, İlk doktor Tâif'li Hâris bin Karada, Kan dolaşımını bulan İbnü'n-Nefis... Ve daha niceleri...
Bilim ve din mi? Evet ; ayrılmaz ikili... Biri aklın, diğeri kalbin mihmandarı...
Reklam
... hepimizin erkek olduğumuz kalabalık bir grup dta üç dilde konuşuyorduk: İngilizce, Almanca ve Macarca. Birdenbire müstehcenlik ile ilgili karşılaştırmalı bir tartışma patlak verdi ve ortaya ilginç bir durum çıktı. İngilizce'de kullandığımız Her 3 ya da 4 argo cümle karşılığında Almanca'da onaltı, onyedi; Macarca'da ise otuzbeş civarında argo cümle çıkıyordu. Diğer insanların kirli çamaşırlarını bilmek zevklidir, ama son derece yapışkan ve bulaşıcıdır. Bu nedenle onu kendi haline bırakın. Tabii ki savunmacı bir amaçla pek kabul görmeyen terimler üzerinde ustalık kazanmanız da zarar yoktur; böylece bunları bilir ama kullanmazsınız.
Sayfa 129
Wurzel büyüyen köklerin ve gövdenin sabrıyla başını salladı. Altı dedi Fungle bunun ne olduğunu sormak için ağzını açtı, ama başka bir meşeadam lafını ağzına yıktı. Onaltı dedi köklerden oluşan tahtında oturan ruh. Çemberi oluşturan meşe ruhları, saat yönünde sırayla konuştular Otuzbeş Anbeş Bir Wurzel'de kırkbeş diyerek çemberi tamamladı.
Sayfa 267Kitabı okudu