Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
(8 Mart)Kadınlarımıza ithafen...
Kadınım ben! Benimde duygularım var. Bende doğdum, Bir ana ve babadan. Bende çocuktum. Daha onbeş idi yaşım. Bilmezdim evlilik ne Ben evcilik sandım.
494 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
16 günde okudu
Bir kitaptan daha fazlası... Size çok şey öğretecek bir inceleme.
Bir epilepsi'li olarak, bu kitabın benim için önemli olduğunu belirtmiştim. Kitap, tıbbi gerçekler diye bir kısımla başlamış. Eee tabi bana da bu gerçeklerden bahsederek incelemeye başlamak düşer. 1. Nedir bu epilepsi? Beyindeki sinir hücreleri fazla hareketlendiğinde, kontrolsüz, gelişigüzel gibi görünen sinyaller verirler. Bu sinyallerin
Olasılıksız
OlasılıksızAdam Fawer · April Yayıncılık · 202385,6bin okunma
Reklam
Ocaktan kaldırdığın pilav bile onbeş dakikaya soğuyor. Dinden soğuyanların soğuması bir türlü bitmiyor. Habire papağan gibi "Dinden soğuttunuz, dinden soğuttunuz, dinden soğuttunuz!" Öyle değil kardeşim. Zaten soğuyasın varmış. İstek sende olduğundan kaçışının sonu gelmiyor. Bediüzzaman'ın 2. Lem'a'da altını çizdiği üzere, ben de o kanaatteyim, dalaletin zemini hedonizmdir. Yani zevkperestliktir. Müslüman hayatını kaldıramayan nefis sahipleri paralel evrenlerini meşrulaştırmak için argüman aramaya başlarlar. En zayıf şüphe bile artık onlar için hablü'l-metindir. Öyle saçma şeylere kesin delil muamelesi yaparlar ki şaşırırsın. Ahmet Ay
352 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
Kitapların önsöz kısmında genelde yazarları üç aşağı beş yukarı (Nerede dünyaya geldi? Hangi okuldan mezun oldu? vb.) tanıtan bilgileri muhakkak görürüz ve okuruz ama sizce bu yazarı tanıma adına ne kadar yeterli oluyordur diye hiç düşündünüz mü? Böyle bir soruyu kendime yönelterek ve nasıl yazarları daha iyi tanıyabilirim düşüncesiyle bu işin
Kendileriyle Savaşanlar
Kendileriyle SavaşanlarStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20192,469 okunma
ben böyle şeylere çok üzülüyorum ya
Onbeş gündür kuru ekmek yiyorum. Odamda ateş yok. Kitabımın kopya masraflarını karşılamak için de elbiselerimi sattım.
Sayfa 5 - e-kitapKitabı okudu
Necip Fazıl’ı onbeş-yirmi dakika dinleyen biri kendi dünyasının ne kadar küçük, değersiz olduğunu derin derin anlar.
Reklam
Almanya bizi kıskanıyor
Şimdi oradaki hayatı, harcamaları düşünüyorlar, onbeş lira ile idare edebileceklerini hesaplıyorlardı.
Sayfa 25 - Kum SaatiKitabı okudu
"Düşünüyorum da, sanırım en büyük korkumuz olduğumuz gibi görünmek. Yumuşacık kalbimizin fark edilmesi, naif yönlerimizin keşfedilmesi, cesaretsizliğimizin anlaşılması, korkularımızın paylaşılması sanki zarar göreceğimizin en büyük işareti. Kabuklarımızın altında kendimizi saklamakta ne kadar da ustayız. Ve ne kadar güçlü
194 syf.
9/10 puan verdi
Sonsuz Hayaller
Ve Bir Rüya aleminin daha sonuna geldik. " Türk edebiyatının ilk felsefi ve gerçeküstü romanı kabul edilen A'mâk - ı Hayal ,
Filibeli Ahmed Hilmi
Filibeli Ahmed Hilmi
'nin felsefi ve tasavvufi görüşlerini içermektedir . Romanın kahramani Raci , içindeki şüphe ejderhasını susturmak ve mutlak hakikate ulaşmak için mezarlıkta karşılaştığı Aynalı Baba'nın yardımıyla manevi seyahatlere çıkar , Raci bu seyahatlerinde hedefine ulaşmak için Buda'yla Hiçlik Zirvesi'ne , Yunan tanrılarının bulunduğu Olimpos Dağı'na , Hürmüz ile Ehrimen'in savaş meydanına , Simurg'un sırtında Merih gezegenine , Kaf Dağı'na ve daha birçok yere gider . Raci hakikatin peşinde nice âlemde , boyut ve mekânda dolaşırken biz okurlara Ahmet Hilmi'nin Doğu ve Batı felsefesi , tasavvuf , mitoloji , dinler tarihi üzerine kurduğu bu gerçeküstü romanı izlemek düşüyor -şaşkınlıkla , merakla ve zevkle ..." der kitabın arka kapağında. Kitabı okurken kah
İlahi Komedya
İlahi Komedya
'yı kah
Shadow and Bone
Shadow and Bone
' u okuyormuş gibi hissettim başı rüya gibiydi taki sonundaki bir kaç hikayeye kadar. Son on-onbeş sayfada bir kopukluk hissettim. Sanırım rüyadan uyanmak bunu gerektirir. Türkiye iş Bankası kültür yayınlarına ve çevirmenimiz
Mehmet Kanar
Mehmet Kanar
'a çok teşekkür ederim. Keyifli okumalar dilerim.
A’mâk-ı Hayal
A’mâk-ı HayalFilibeli Ahmed Hilmi · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202116,7bin okunma
Reklam
Gıdıl İsmet...
Beni merak ediyorsanız bu resimden bana bakın. dropbox.com/s/josp2eiqbczyc... Üzerimde duran küllük, yeşile çalan taşlı çakmak ve yarım bırakılmış bir Maltepe sigarasından ibaret. Gerisi alabildiğine toz, toprak. Unuttular bizi, işe yarar yanlarımızı söküp bir boş tarlaya çektiler hurdamızı. Şimdi kurda kuşa yuva
#81129979 Gönderi ile ilgili herhangi bir açıklamada bulunmak dahi istemiyorum. Zaten okuduğunuzda ne derece hadsiz , saygısız , ne idüğü belirsiz safsata , laf kalabalığı olduğunu göreceksiniz. Yalnızca işlenen "Suçun" türk ceza kanununda ve Mukayeseli Alman hukukunda ki yerinden kısaca söz etmek istedim: 765 sayılı TCK’nun 175 üncü maddesinin 3 üncü fıkrasında; “Allah’a veya dinlerin peygamberlerinden veya kutsal kitaplarından birine hakaret eden veya bir kimseyi dini inançlarından veya mensup olduğu dinin emirlerini yerine getirmesinden veya yasaklarından kaçınmasından dolayı kınayan veya tezyif veya tahkir eden veya alaya alan kimseye altı aydan bir yıla kadar hapis ve onbeş bin liradan yetmişbeşbin liraya kadar ağır para cezası verilir” denilmekteydi. Mukayeseli hukuka bakıldığında; Alman Ceza Kanunu’nun “Din ve dünya görüşü ile ilgili suçlar” başlıklı onbirinci bölümünde 166 ncı maddede; Her kim, alenen veya "yazı yayarak" , kamusal barışı bozmaya elverişli bir şekilde, bir başkasının din veya dünya görüşüne ilişkin inanç veya görüşlerine hakaret eder , sözlü saldırıda bulunursa, üç yıla kadar hapis cezası veya adli para cezası ile cezalandırılır.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.