Saat on olmuş. Hayat nasıl koşup gidiyor böylece anlıyoruz. Bir saat önce dokuzdu, bir saat sonra on bir olacak; Ve saatten saate olgunlaşıp duruyoruz, Saatten saate çürüyor çürüyoruz, Bu hikâye de böyle sürüp gidiyor işte.
Nasıl olsa kimse seni sevmeyecek. Bir an önce öl gitsin.
Reklam
... Ninemin dua etmesi kimi kez bitmek bilmezdi ve ben gerçekten yatakta uyur kalır, onun yatağa ne zaman, nasıl girdiğini fark etmezdim. Bu uzun dualar, hep büyük gerginliklerin, tartışmaların, kavgaların yaşandığı günlerde olurdu. Ninem bu ilginç dua seanslarında Tanrı'ya evde olup biten her şeyi tek tek anlatırdı; kocaman, büyük bir tepe gibi diz çöken ninem, önce hızlı hizlı, anlaşılmaz bir şeyler mırıldanır, sonra yoğun bir homurdanmaya dönerdi sözleri: - Tanrım senin de bildiğin gibi, herkes kendi durumu daha iyi olsun istiyor. Biliyorsun, Mihail daha büyük; burada, kentte onun kalması daha yerinde olur; ırmağın karşısına geçmeyi kendisi için aşağılayıcı buluyor; orası yeni, bilinmedik bir yer; orada ne olup biteceğini kim bilebilir? Babaya gelince, o Yakov'u daha çok seviyor. Hiç insan çocuklarının birini ötekinden daha çok sever mi? Şu inatçı ihtiyara akıl fikir ver, Tanrım! Kor gibi yanan gözleriyle kararmış ikonalara bakarak Tanrı'sına yol gösterirdi: -Cocukları arasında ayrım yapmaması gerektiğini anlamasını sağlayacak güzel düşler göster ona, Tanrım.
Onca kalabalığa rağmen bu nasıl bir yalnızlık!
Onca kalabalığa rağmen bu nasıl bir yalnızlık!
Kahkaha attım :)))
Öyle deme arkadaş, bizden beterleri de var. Hani herif idama götürülürken biri, " Üzülme arkadaş, beterin beteri var! " demiş de, idama giden de "Ulan bundan beteri olur mu?" deyince öbürü, "Olur," demiş, " seni asmaya götürüyorlar yine, senden önce birini kazığa oturtmuşlardı. " Beterin beteri vardır.
Sayfa 29
Reklam
1,000 öğeden 91 ile 100 arasındakiler gösteriliyor.