Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her
Bırak
Bırak o kordonu dedin, bıraktım ve çıktım dünyaya İlk zorluğu buyurdun, memeyi bırak dedin, uzun emdimdi eminim. Köyü bırakıyoruz dediydi baban biraktı hepimizi şehire Saçını bırak, dedi annen berberde her sabah zor olur Her gün taraması, başlarken ilkokula. Ne berberi unuttun ne o günü. O gün bugün saçın bir anlamı yok sende, arada
Reklam
Yüreğimin tam ortasında büyük bir yorgunluk var. Asla olamadığım kişi beni üzüyor,ondan bana kalan anılardan neye olduğunu anlamadığım bir özlem kabarıyor.
UZAYLI KOCAKARI (Ursula K. Le Guin - 1976) Menapoz, akla gelebilecek en cazibesiz konu herhalde; bu da ilginç, çünkü menopoz hâlâ bir tür tabu kırıntısına sahip olan pek az konudan biri. Menopozdan ciddi bir biçimde söz etmek, genellikle huzursuz bir sessizlikle karşılanır; alaycı bir atıf ise rahatlamış kıkırdamalarla. Sessizlik ve kıkırdama;
Bir öfkeyle numaramı değiştirdim bir gün. O zamana kadar aramadın. Belki de ondan sonra da hiç aramadın. Her gün bir fotoğrafını sildim. Her gün senden kalan bir anıdan kurtuldum. Tam iki yıl sürdü. İşte o ilk iki yıl canım çok yandı. Ama evimi değiştirmem çok daha uzun sürdü. Çünkü ne zaman istesen, beni burada bulabilirdin. Belki özlersin. Belki dayanamazsın. Belki aklına eser de çat kapı gelirsin diye, gidemedim bu evden. Sen benim bir zamanlar canım, kanımdın. Artık, hatıram bile değilsin...
"İnsanın insandaki gerçek değerini,ondan 'vazgeçme eşiği' ifşa ediyor. Hiç şaşmaz. O vazgeçiş eşiği neyse, ne kadarsa birinin gözündeki hakiki değeriniz orada saklı. Kalan her şey süslü cümleler, münasip kılıflar, kendini aklayan serzenişlerden ibaret."
Zeynep Merdan
Zeynep Merdan
Reklam
Onsuzluk
Bugün günlerden yağmurlu bir cumaydı. İşten çıkmış otobüste kafamı cama dayayıp "çok eski şarkı" isimli müziği dinliyordum. Sözlerinde "iznin olmadan hala seviyorum seni" geçiyordu. Evet, onun izni olmadan hala onu seviyordum. Onu "kafamda dönüp duran plaklar" gibi çalıp duruyordum adeta... Sanki bedenime tüm
Dişlerimde kan pıhtısı Isırdım dilimi ondan bu kızılca şerbet Deseydim ki kuytu bahar nasıl Yel değen tepelerde ömrün nice Hepsini arami lisanında sorsam Yüzüne karşı haykırsam ey Sakladığım düşümde bile Kendimden bir acı sancı kaldı
Hadi biraz felsefe konuşalım. “Kendini bilmek”ten bahsedelim. Öncelikle biraz alt bilgi vermek istiyorum. Ortadoğu medrese geleneğinde bazı ilimler alet ilmi olarak adlandırılır. Mesela mantık alet ilmidir. Çünkü ancak sağlam bir mantık alt yapısıyla diğer ilimler sağlıklı şekilde öğrenilebilir. Şimdi gelelim tekrar “kendi” ya da “kendilik”
İlişkilerimiz,bencilliklerimiz...
Aziz Nesin’in bürokrasi hicvi anlamında başyapıt sayılacak eseri Yaşar Ne Yaşar Ne Yaşamaz’ın hikayesini çoğunuz bilirsiniz. Romanda Yaşar Yaşamaz isimli karakterin başından geçenler anlatılır. Yaşar biraz da geç kalınmış şekilde ilkokula kayda götürüldüğünde kendisine okula kaydolamayacağı, zira Yaşar Yaşamaz’ın on iki yaşında Çanakkale’de şehit
Reklam
EFENDİSİNDEN HAMİLE KALAN CARİYE
İbnu Ömer anlatıyor: "Halife Ömer buyurdu ki: "Efendisinden çocuk doğuran cariyeyi efendisi artık satamaz, hibe edemez, miras olarak da bırakamaz. Hayatta kaldığı müddetçe ondan istifade eder. Ölecek olursa cariye hür olur." Kaynak: Muvatta, Itk 6, (2, 776). Not: Muhammed ve Ebubekir zamanında bu satışlar yapılmış. Bu yüzden Müslümanlar cariyenin her an satılabilmesi ve hamile kalmaması için azil (dışarıya boşalmak) yapıyorlar.
Psikoloğum "bu acı bitsin istemiyorsun çünkü bu sana ondan kalan son şey." dediğinden beri iyi değilim.
Bugüne kadar çok konu hakkında konuştuğum için nice arkadaşlar beni engelledi veya takipten çıktı. Birisi siyasetten gitti, birisi dini yazımdan, birisi evli olduğumu öğrenince gitti, birisi kötü bulduğu şakamdan dolayı. Kimse demiyor ki bu yanlış, ben ondan gidiyorum. Öyle ya yanlış ise dönerdim hem de. Ama bu fırsat verilmedi. Çok nadir oldu ise de hatırlamıyorum. Neyse. Heralde kalan arkadaşlar bordo bereli olmalı ki her halime katlanıyorlar. Ya da sessize almış olabilirler de, bilemiyorum. Kim bilir belki de sadece öyle katlanılabiliyorumdur. Gece gece buna üzüldüm şimdik. Hayırlar olsun, ne diyelim.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.