Kendimizi gelişmenin doruğunda gördüğümüzden, gerçekliği öteki yaşam biçimleri aracılığıyla anlama yönünde hiçbir çaba harcamıyoruz. Bu yaşam biçimlerini incelememizin tek nedeni, kendimizi daha iyi anlamaktır belki de. Sırf homo sapiens'in çıkarlarına hizmet için hayvanlar üze rinde deneyler yürütüyoruz, onları kesip biçiyor, etik olmayan (birbirimize yapsak etik olmayacak) bir yığın şey yapı- yoruz. Kurbağaları algılamak ve duyumsamak, yani onların dünyasına girmek, evreni teleskopla incelemekten daha az öğretici bir deney olmasa gerek. Yaşamı daha bütünsel bir biçimde algılamak, evreni diğer bütün varlıklar aracılığıyla görmekle, işitmekle, dokunmakla mümkündür ancak.
Ne var ki homo sapiens'in amacı, yaşamdan daha zengin bir anlam çıkarmak, onu daha yoğun algılamak değil, kendi çıkarlarını kollamak ve yaşama hükmetmek olmuştur. Yalnızca birbirimize hükmetmeye çalışmakla kalmıyor, hep birlikte bütün diğer yaşam biçimlerini de hükmümüz altına alıyoruz.