Merkezin içimizde kalması, bebeğin/çocuğun "iç"ine dair her şeye saygı duymakla mümkün. Şöyle düşünün: Küçük bir çocuksunuz. İç realiteniz size doyduğunuzu söylüyor. Ama tanrı gibi gördüğünüz yetişkin, "Olsun, biraz daha yemeye çalış. Bunu yemen senin için daha iyi," diyor. "Demek ki bir bildiği var. Sorun bende herhalde," diye düşünüyorsunuz, yiyip yememenizden bağımsız olarak.