İnsanların işe gelmeyi iple çektiği bir ortam yaratabilmek inanılmaz derecede önemlidir, çünkü yaptığınız işi seviyorsanız sıkı çalışmak çok daha kolaydır.
Elon Musk
İskender'in ölümsüz mirası Müslüman kültüründe de kendisine karşılık bulmuştur. Ortaçağdaki Müslümanlar İskender'e öylesine saygı duy- maktaydı ki Kuran'da adı geçen ve kimliği tartışmalı Zülkarneyn Peygamberin İskender olduğu savunuluyordu. Müslüman dünyada Farsça, Türkçe olarak çok sayıda İskendername kaleme alındı. Bunlar genelde İskender'in Asya içlerine yaptığı seferlerle ilgilidir ve gerçeklerle pek az bağdaşırlar. Bu öykülerde İskender, mitsel Yecüc-Mecüc kavmine karşı savaşır, onları durdurmak için surlar inşa eder, insan şeklinde meyveler veren vakvak ağacını ziyaret eder... Hayali unsurlarla dolu olsalar da bu öyküler Ortaçağ Müslümanlarının İskender'e beslediği saygıyı yansıtması açısından önemlidir.
Müderris kelimesi Arapça "derese" kökünden gelir. "Belirli bir tahsilden sonra icâzet, mülâzemet ve beratla medreselerde ders veren kimselere müderris denir." Müderris, medrese personelinin en önde gelen şahsiyetidir. Özellikle Selçuklu medreselerinde müderris o kadar önemlidir ki medrese; orada müderrislik yapacak olan kişi adına inşa ettirilirdi. Bağdat ve Nîşâbur nizâmiyelerinin aynı düşünce ile müderrisler adına inşa ettirildiği bilinmektedir. Bu durum. dönemin anlayışının gereği olduğu kadar, müderrise ne kadar önem verildiğini göstermesi bakımından da önemlidir.
Lenin’in 1914 yılından başlayarak 1922 yılına dek gerçekleşen gelişmelerden ve fikir ayrılıklarından yola çıkarak kaleme aldığı self determinasyon (kendi kaderini tayin) ilkesi proleteryanın ezilen ulusların bağımsızlık mücadelesiyle ilgili olarak ne yapması gerektiği üzerine yazdığı broşürlerden oluşmaktadır.
Sol düşüncenin de üzerinde
Bir Başyapıt! Herkesin okuması gereken bir başucu kitabı.
Doğrusunu isterseniz Büyük Sır Üstadı – 137’yi okuduktan sonra serinin diğer 2 kitabı Işık Bakiresi’nin Yolu ve Kali’yi hemen okuyup buraya hemen bir inceleme yazabileceğimi düşünmüştüm. Kitapları içercesine okudum ama inceleme yazmam mümkün olmadı çünkü ikinci kere okuyup hazmetmem gerekti. Hala da hazmetmiş sayılmam. Belki de bu 3 muhteşem
Yavuz Bahadıroğlu’nun dili gerçekten çok iyi. Kullandığı Üslupla okuyucunun merakını diri tutmayı başardığını düşünüyorum. Çanakkale’yi anlatmak, anlatırken okuyucunun gözünde canlandırmak, gerçekten herkesin harcı değil. Çanakkale savaşını her acıdan bu kitapta göreceginizi düşünüyorum.
Osmanlı devletinin dönem itibarıyla hali hazırdaki durumu