Akış
Ara
Keşfet
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
Kitap Türleri
Dergiler
Çevirmenler
İncelemeler
Alıntılar
İletiler
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.38.2
#okudumbitti #kitapyorumu
Herkese merhaba,Bilim kurgu ve distopik türü sevenler size güzel bir yorum ile geldim.
Akdeniz'in kıyısında nöbet tutan ülkesini,topluluğunu canla başla koruyan 15 yaşındaki Baran.Evet o bir asker.Arkadaşı ile beraber nöbet tutarken denizden onların tarafına doğru bir şeyin geldiğini görürler.Koşarak oraya varırlar ve
Audrey Hepburn asaletine hayran olduğum kadınlardan biridir. Yaşadığı zorluklarla mücadelesi ve hayat duruşu oldukça etkileyici. Bu kitap ise Audrey Hepburn ve William Holden “Bill” ikilisi etrafında dönen bir Hollywood biyografisi.
Audrey’nin biyografisini daha önceden Destek Yayınları’dan da okumuştum (profilimde bulabilirsiniz). Ancak o kitap inceliğinin bir sonucu olarak aktrisin hayatına hızlı bir bakış sağlamıştı. Bu kitap ise Audrey’nin Hollywood kariyerine çokça odaklanmış. Hatta Hollywood dışında pek bir şey anlatılmamış bile diyebilirim.
Kitabın ana fikri Audrey ve Bill’in Sabrina filmi ile başlayan aşkı. Daha sonrasında yollarının ayrılması, yeniden aynı filmde buluşmaları ve hayatlarının nasıl devam ettiği anlatılmış. Audrey ağırlıklı olsa da iki oyuncunun da hayatına yer verilmiş. Ayrıca Hollywood yaşantısını da gözler önüne sermiş. Herkesin herkese çok hızlı aşık olması, evli çiftlerin başka insanlarla ilişkisinin doğallığı kitabı okudukça beni şaşırtmamaya başladı... Audrey’e hayran olarak diyebilirim ki herkes gibi o da çok sık sevmiş ancak 2 kez aşık olmuş bence: Bill ve Robbie.
Kitap dediğim gibi çok Hollywood odaklı olmuş. Çok fazla oyuncu-yönetmen ismi ve film var. 1950-1960’lar Hollywood’una ilgili kişiler için güzel bir öneri olabilir. Ama Audrey ve bu dönem hakkında bir fikriniz yoksa bu kitabı önermem çünkü çok detaylı ve sıkıcı gelebilir. Ancak Audrey hayranlarına önerimdir. Keyifli okumalar
Sonunu merak ettiğim bir kitaptı sanırım polisiye, cinayet, katilin kim olduğunu merak ettiğimiz pek çok aynı tür kitap gibi. Başlangıçtaki merak uyandırması ilerleyen kısımlarda aynı şiddette devam edememiş. İki dönemin anlatıldığı bir kitap olarak geçmiş dönem bir yerde ve bence erken bir zamanda kitapta son bulmuş. Ahmet Ümit kitaplarından sonra aynı tarz yabancı yazar arayışında ilk okuduğum kitap olarak başka bir yazarın kitabını denemeliyim bir dahakine dedim. Ancak benim gibi durağan, dikkat gerektiren kitaplardan biraz uzaklaşıp film izlermiş gibi okuyayım bir şeyler derseniz okuyun işte:) bir de buraya kadar okumuş ve polisiye roman seviyorsanız öneri kitaplarınızı memnuniyetle bilmek isterim.
#okudumbitti #kitapyorumu
Herkese merhaba,bilim kurguyu sevenler,yoruma bekliyorum.
2079 yılında patlak veren "Dumuzi" virüsü ile başlayan vakalar.Ve 1 sene sonra aşının bulunması ile rahat bir nefes alınmıştır.Bir grup bilim insanın ve Profesör Rudolf'un Aritanya'ya gidişi ve bu bölgede her şeyin güzel olup,yalnız mutluluğun olmaması herkese ilginç gelmiştir.24 Ocak 2083 yılında ise ortaya çıkan "Lucy" virüsü ile artık insanlık hepten bitme noktasına gelmiştir.İşin garip tarafı bu virüs sadece Kadınları öldürüyordur. Aritanya dönüşü uçağın düşmesi ve Rudolf'un Marsilya'da bir sığınakta gözlerini açması bu işin boyutunu gözler önüne sermiştir.Ailesine ne olduğunu merak eder ve Paris'e doğru yola çıkar.Ta ki yolda küçük kız LUCY ile karşılaşana dek.
Dumuzi virisü nasıl ortaya çıktı?
Aritanya'da insanlar neden mutsuz?
LUCY virisü nasıl patlak verdi?
Sadece neden kadınlar ölüyor?
Uçağın düşme sebebi ne?
Rudolf'un ailesine ne oldu?
Küçük kız LUCY nasıl hayatta kaldı?
Günümüz anlatılıyor dediğinizi duyar gibiyim ama yanılıyorsunuz.Çünkü bu öyle bir virüs ki sadece kadınları ve kız çocuklarını hedef alıyor ve kısa sürede ölümlerine neden oluyor,hem de korkunç bir şekilde.İnanın sanki film izliyorum hissine kapıldım.Her sayfası ayrı bir heyecan,merak yüklüydü.Bilhassa o sonlara doğru yaşanılan olaylar,adrenalin had safhadaydı.Ama o son,aslında sonun başlangıcı desem daha doğru olacak.Benden bu kadar devamı kitapta.Bilim kurgu sevenler,size güzel bir öneri ile geldim.Seveceğinize eminim.Keyifli okumalar diliyorum.
Doğan Cüceloğlu’nu çok severek takip etmeme rağmen, ilk defa kitabını okudum. Ölmeden önceki son kitabı olması da benim için ayrı değerli. Kitabın içinde kendinize katacağanız, belki de yeni kararlar alacağınız, ders niteliğinde birçok şey mevcut. Çocukların nasıl yetiştirilmesi gerektiği, kültür farklılıklarını, çocuklarınıza tek bir yanlış hareketinizin onları nasıl etkileyeceğini seninle sohbet eder gibi, çok güzel bir şekilde anlatmış. Tabii ki herkese hitap eden bir kitap ama özellikle anne babaların, öğretmenlerin okuması gereken bir kitap. Ayrıca kitabın içinde; tavsiye kitaplar, film önerileri, dinleyeceğiniz müziğe kadar birçok öneri bulunuyor. Ben severek okudum. Okuyacakların sıkılmadan okuyacağını düşünüyorum. Bir kitap bile insanın hayatını değiştirebilir. Keyifli okumalar...
Doğan Cüceloğlu bir kitap yazmaya karar verdiği zaman sosyal medya hesabından takipçilerine okurlarına karar verdiği konulara neleri eklemesini istediğimizi sorardı. Kitap yayımlandıktan sonra ise kitabı nasıl bulduğumuzu, kimlere onerebilecegimizi, hangi konularda farkındalık kazandırdığını sorar ona yazmamızı isterdi bende her zaman ona yazmak