Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Zor zamanlarda, siyah bulutlardan kristal yağmur yağacağı umudu olmadan olmaz.
Sayfa 165Kitabı okudu
Kusurlar, onları taşıyan kişilere, diğerlerine göre daha belirgin göründüğünü hatırlamak önemlidir; tıpkı özgüven eksikliği olan bir mankenin kendinde gordugu yüzündeki ve görünümündeki tüm o kusurlara rağmen insanların onu nasıl güzel bulduğu a inanamaması gibi. Ya da ergenlik yıllarımızda yüzümüzde çıkan sivilce gibi; bize göre o kocaman ve dikkat çekicidir ve herkesin ona baktığına eminizdir. Aslında, çok az insan farkındadır.
Sayfa 159Kitabı okudu
Reklam
trader'lara öneriler
Yeni trader'lara neler önerirsin? Öncelikle, iyice kavranması gereken en önemli şey, risk yönetimidir. İkinci önerim ise, çok küçük ve sınırlı işlemler yapmalarıdır. Düşündüğün pozisyon miktarının yarısıyla başla. Tecrübesiz trader'larla ilgili gözlemim, yapmaları gereken işlemin üç veya beş katı fazlasıyla işlem yaptıklarıdır. Almaları gereken risk, %1 veya 2 olması gerekirken, %5 ile 10 arasında risk alıyorlar. Gereğinden büyük ölçülerle işlem yapmalarından başka, yaptıkları tipik hatalar nelerdir? Piyasaya bir kişilik veriyorlar. En çok yapılan hatalardan biri de piyasayı canlı bir varlık olarak görmektir. Oysa, piyasa tamamıyla cansız bir varlıktır; sizin para kazanmanız ya da kaybetmeniz umurunda değildir. Ne zaman bir trader, "İnşallah" ya da "Umarım" derse, bu gerçek teşhislerde bulunacağı bir süreçten kendini uzaklaştırdığı için olumlu bir düşünme tarzı değildir.
Sayfa 112
"Hayat bir yolculuktur" sözü çok beylik olacak, ama kesinlikle öyle. Birçok yönden bu, birçok soruya cevap aradığmıız ruhsal bir yolculuktur. Biz kimiz, ne için buradayız ve en iyi ne yapabiliriz? Bu, çok ciddi bir konu. Diğer yandan, kendimi gereğinden fazla ciddiye almamam gerektiğini unutmamam gerekiyor. En iyisi, espri anlayışına sahip olmaktır.
Sayfa 150Kitabı okudu
Geleneksel toplumdan çağdaş topluma geçiş, otorite kimliğinin de sarsıntı geçirmesine neden olur. Kimi, her şeyi bilir görünen, eleştiriye kapalı ve dayanaktan yoksun yargılarda bulunan bir otorite kimliğini benimserken, kimi otoritesinin gerektirdiği sınırları yeterince çizemez. Benzer bocalamalar toplumun otorite ile olan ilişkisinde de gözlemlenir. Kimi, otoriteye, inançlarına ve geleneklerine eskisinden daha çok bağlanarak toplumsal değişimin getirdiği kaygı ve yabancılaşmaya karşı kendisini korumaya çalışır. Kimiyse tepkici davranışlar gösterir. Engelleyici bir kurum olarak algıladığı otoriteye karşı açık ve sürekli bir öfke yaşar. Ne var ki, otoriteye kayıtsız şartsız boyun eğme kadar, ona yönelik ve ona göre ayarlanmış karşıt tepkiler de insanın gelişimini ve içsel özgürlüğünü kısıtladığından, bu kişilerin tepkileri zaman zaman saldırgan ve yıkıcı ölçülere ulaşabilir. Dolayısıyla bu tür insanların kendilerine tanınan hakları sağduyu ölçüleri içinde kullanamadıkları, var olan kurumlara yalnızca karşı çıkarak, yapıcı, yaratıcı ve gerçekliğe uygun öneriler getiremedikleri de sık gözlemlenen durumlardır.
Hepimiz sevilmeye ve diğer insanlar ile yakın ilişkiler kurmaya ihtiyaç duyarız. Ancak, olması gerekenden fazla "insan saygısı" bizi başkalarının bizden ne istediğini düşünme konusunda takıntılı hale getirir. Sonuc olarak da, kendi düşüncelerimizin mahkumu oluruz.
Reklam
Her insan özellikle kendisini bekleyen üç temel ödevin üstesinden gelmek durumundadır. Sözkonusu ödevler onun için gerçeği oluşturur. İnsanın karşısına çıkan bütün sorular bu ödevler doğrultusundadır. İnsan her allahın günü kendisine kafa tutup meydan okuyan bu sorulara çözümler arayıp bulmak zorundadır sürekli. Bulduğu çözümler de yaşamın
Sayfa 9 - Say Yayınları-2004 basımıKitabı okuyor
Yıllar önce Dr. Spock adlı bir Amerikalı, annelere yeni doğan bebekleriyle ilişkileri konusunda öneriler sunduğu bir kitap yayınlamıştı. "Bırakın ağlasın. Göreceksiniz iki üç gün ağlayıp sonra susacak, uslu, sizin kurallarınıza uyan bir bebek olacak" diyordu Dr. Spock. O yıllar bu kitabı okuyan annelerin bebekleri günlerce yataklarında haykırarak ağlamış, kusmuş, boğulacak gibi olmuş ama anneler doktorun önerilerine uyarak asla bebeğin yanına gitmemiş, onu kucağına almamış, sallamamış, ona ninni söylememişti. Gerçekten de bebekler bir süre sonra susmuştu. Anneleri tarafından doyurulamayan bu bebekleri sonradan hayat hiç doyuramadı. Biri size, "Bir bebeği kucağına alma, şımartma, bırak ağlasın" derse sakın kulak asmayın. Beynin gıdası ilişkidir. Bebeğin beynini aç bırakmayın.
Sayfa 180
Tüm insanlardaki ortak duygusal payda, yüksek özgüven ve üstünlüktense daha çok kaygı ve güvensizlik hissidir. Kaygı ve değersizlik hissi, sizi hayatın keyfini çıkarmaktan alıkoyar. Bunlar, olumlu, dışadönük davranış biçimlerini ve pratikte her anlamda espri anlayışını yok eder.
Eğer, belli bir şeyi yapmaktan ödünüz kopuyorsa, bunun bir parçasını kasıtlı olarak yaptığınız oranda korkunuz azalacaktır.
Reklam
Shakespeare hakkında Mark Twain
O, sen ve ben gibi, bir dikiş makinesi değildi; o bir Goblen dokuma tezgahıydı. İplikler ve renkler ona dışarıdan geldi; dış etkiler, öneriler, deneyimler, onun zihnindeki desenleri çerçeveye aldı ve onun karmaşık ve hayranlık verici makine aksamını çalıştırdı ve bu aksam, dünyayı hayrete düşürmeye hala mecbur eden o resimlenmiş ve muhteşem kumaşı otomatik olarak imal etti.
İlk öneriler arasında yer alan Erzurum Saylavı Emrullah Nutku ve Antalya Saylavı Akif Sarıoğlu'nun dört arkadaşıyla beraber verdiği, "Halkevleri'nin mallarına el konulması"yla ilgili yasa önerisi, DP yöneticilerinin uyarısı üzerine geri aldırıldı. Parti yöneticileri, bu tasarının yasalaşmasıyla Halkevleri'nin tümünün ortadan kaldırılamayacağını düşünüyordu. Bu nedenle parti yönetiminin uyarıları doğrultusunda Tekirdağ Saylavı Şevket Mocan ve elli üç arkadaşı Halkevleri'ni tümden yok eden bir yasa önergesi hazırladı. Meclis'in 6 Ağustos 1951 tarihli oturumunda ele alınan yasa tasarısı, epeyce tartışma yarattı.
Sayfa 34 - İSTANBUL BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE YAYINLARIKitabı okudu
Sınırları aşmak dilimizde ''haddi aşmak'' deyimiyle karıştırılınca sanki dini öykülerin geneline zıt bir durumu işaret ediyor gibidir. Zira günümüzde din denince birçok insan ''itaat ve kalabalıklara uyum sağlama'' gibi bir çağrışımlar dizisi ile düşünmeye şartlanmış vaziyette. Oysa ki tüm dinler aslında
Öneriler
Belirsizliğe karşı cesaretimiz arttıkça mutlu olma ihtimalimiz de artar. Mutluluk, bireyin andaki varoluşunda ve özneler-arası alanda saklı bir ihtimal, bir potansiyeldir. Dolayısıyla mutluluğu öğrenmek için anda olmayı, anda olmak için hazırlıksız olmayı öğrenmek durumundayız.
Sayfa 169Kitabı okudu
MUTLULUĞA DAİR ÖNERİLER
(Mutluluk) içindeyken zorlandığımız, çoğunlukla sonradan farkına vardığımız kısa ve güzel anıların toplamı…
Sayfa 167Kitabı okudu
1.239 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.