İnsan yetim oldu mu kendi ayakları üzerinde durmayı ve bunu yapmasını sağlayacak her türlü numarayı öğreniyor. Kendi işini kendi görüyor. Dört beş yaşlarından itibaren kendi işini kendi gören birisi olarak, karşılaştığım herkese kendim gibi yetimmiş muamelesi yaptım. Sanırım hala da öyle davranıyorum. Gizli bir yetimler ittifakı öneririm. Birbirimize göz kırparız. Hiyerarşiyi reddederiz. Her türlü hiyerarşiyi. Dünyanın pisliğini olduğu gibi kabullenir, buna rağmen nasıl hayatta kaldığımıza dair hikâyeleri paylaşırız. Münasebetsiziz biz, kopuğuz. Evrendeki yıldızların yarısından fazlası hiçbir takım yıldızına ait olmayan yetim yıldızlardır. Takım yıldızlarının hepsinden daha fazla ışık verirler.
Diğer durumlarda olduğu gibi, bu konuda da son derece dikkatli olmanızı öneririm. Kuantum mekaniği hâlâ anlayamadığımız sonsuz incelikler içerir. Hiçbir şey çok daha basit ve daha az yaratıcı bir açıklamanın olabileceği ihtimalini ortadan kaldırmaz. Gerçek şu ki bunun işlemesi için yöntem, güçlü ölçümden sonra bile içimizde bazı alarm zillerini çaldıran zayıf ölçümler yapmayı gerektirir. Geçmiş olaylar gelecekteki olaylardan etkilenebilir mi? Öyle görünüyor, ancak bunu üretecekleri sonucunu bilmeniz şartıyla. Hayallere dalmadan önce kuantum mekaniğinin çok iyi çalıştığının ve onu her gün kullandığımızın ama hâlâ tam olarak anlayamadığımızın farkında olmalıyız. Bu nedenle şimdilik geleceğin mikroskobik madde sistemlerinin geçmişini değiştirebileceği fikri sadece bir varsayımdır. Bu korkunç bir aldatmaca olabilir veya doğayı anlamanın yeni yollarının yolunu açabilir.
"Gelecek için hazırlanan vatan çocuklarına, hiçbir zorluk karşısında baş eğmeyerek sabırla çalışmalarını ve eğitimdeki çocuklarımızın ana babalarına da yavrularının eğitimlerini tamamlamak için her fedakârlığa katlanmaktan çekinmemelerini öneririm…"
Yaşam, hücre zarlarında bulunan mikroskobik elektrik motor-
larını ve zar boyunca görülen pH farklılıkları sayesinde oluşan
elektrik akımlarını kullanarak enerji üretir. Bu muhteşem molekü-
ler makineleri anlatmaya kelimeler yetmez, o yüzden okurlara in-
ternette "ATP sentaz animasyonu" araması yapmalarını öneririm.
Temel olarak, hücre zarının iki yanında farklı pH değerleri oluş-
turmak için metabolik enerji kullanılır ve genellikle hücrenin dışı
içinden daha asidik hale gelir. Bu kademeliliğe proton gradyanı
denir çünkü pH bir solüsyonda bulunan pozitif yüklü hidrojen
iyonlarının (protonların) konsantrasyon ölçümünün tersidir; kon-
santrasyon arttıkça pH azalır, asidiklik artar. Proton gradyanı esa-
sen bir pile benzer. Deşarj olduğunda, elektrik akımı hücre zarın-
daki moleküler türbinden geçerek enerji depolayan moleküller
oluşturur. Adenozin trifosfat veya "ATP" adı verilen bu molekül-
ler tüm hücrelerde enerji taşıma görevini üstlenir. Örneğin insan-
da 250 g ATP bulunur ama bir insan üretilen ATP'nin kullanılıp
yeniden üretilmesi sayesinde, bir günde vücut ağırlığına denk ATP
kullanır.
Sanattan bahsediyorsak o sanatın sadece çok paralı insanlar tarafından değil, daha mütevazı yaşayanlar tarafından benimsenmesine de bu müthiş yetenekli olmayan ama çalışkan kişilerin emeği yol açar. "Mükemmel iyinin düşmanıdır," lafına bir de bu pencereden bakmanızı öneririm.
***
Eğer Karl Marx’ın kitabını aldıysanız ve benim gibi ilk başlıkların diyalektik inceliklerinin içinden çıkamadıysanız, öncelikle sermayenin ilkel birikimine ve modern sömürgecilik teorisine ayrılmış bölümleri okumanızı öneririm.
***
Mesela yerli edebiyatımızda roman alanında Yaşar Kemal’i, Yakup Kadri’yi, Halit Ziya’yı, Kemal Tahir’i, Sabahattin Ali’yi; öyküde Sait Faik’i; şiirde Cahit Sıtkı’yı, Orhan Veli’yi mutlaka okuyun. Dünya edebiyatında örneğin İspanyol kültüründen Cervantes’in Don Kişot’unu, Yunan yazar Kazancakis’in Zorba’sını, Fransız yazar Victor Hugo’nun Sefiller’ini, Avusturyalı yazar Kafka’nın Dava’sını, İngiliz yazar George Orwell’in Burma Günleri’ni, Amerikalı yazar Mark Twain’in Tom Sawyer’ın Maceraları’nı… Ayrıca Rus klasiklerini de önemsiyorum, özellikle psikoloji öğrencileri için Tolstoy ve Dostoyevski’yi öneririm.
Dilini anlamadığımız canlılarla birlikte olmamanızı öneririm. Bir kadını evetle kandıramazsınız. Sürekli evet derseniz neden hayır demediğinizi sorgularız. Kadınları idare ediyoruz sanıyorsunuz ya, en büyük hatayı orada yapıyorsunuz. Biz idare edilmeyiz, size bizi idare ettiğinizi düşünürüz.
Öncelikle yaptıklarınız sayesinde değer kazanamazsınız başarılar size tatmin getirebilir ama mutluluk değil başarılara dayalı özgüven sahte bir güvendir gerçek değildir ayrıca benlik değeriniz görünümünüze yeteneğiniz şöhret inize veya servetizede dayalı olamaz aşk onaylanma arkadaşlık veyayak yakın şefkatli insan ilişkileri kurabilme kapasitesi
Bazı insanlar vardır ki, enerjisiyle, içinin güzelliğiyle girdiği ortamı, dokunduğu insanı dönüştürür. Hayat yolunda karşına böyle insanlar çıkınca onların değerini bilmen ve bu insanlarla ilişkilerine yatırım yapmanı öneririm.