Oğuz Atay'a AİT DEĞİLDİR...
#Biliyor musun Olric
Neyi efendimiz?
Onunla ne zaman lades oynasak hep o kazandı.
Neden efendimiz?
Kalbimdeyken nasıl aklımda derdim?
...Ve güz geldi Ömür hanım. Dünya aydınlık sabahlarını
yitiriyor usul usul. İnsanın içini karartan bulutların seferi var
göğün maviliğinde. Yağmur ha yağdı ha yağacak. İn-
cecik bir çisenti yokluyor boşluğunu insan yüreğinin.
Hüznün bütün koşulları hazır. Nedenini bilmediğim bir
keder akıyor damarlarımdan. Kalbimin üstünde binlerce
bıçak
1- Kitapla alakasız, anket iletilerinden geçilmiyor. 1k özünden kopuyor. Alıntılar, incelemeler, arka planda kalıyor.
2- 'Keşfete bi giriyorsun, saçma sapan bir sürü şey'. Bi tane güzel paylaşım okuyamıyorsun.
3- Keşfette 4 sekme var. En yeniler yükselenler ilgi görenler vsvs. Bunlar ne işe yarıyor, hangisine bakmalıyım. Yüksenlelere sn başına 100
(Bakara suresi 30 ):Bir zamanlar Rabb'in meleklere: "Ben yeryüzünde bir halife yaratacağım" demişti. (Melekler): "A!.. Orada bozgunculuk yapacak ve kan dökecek birisini mi yaratacaksın? Oysa biz seni överek tesbih ediyor ve seni takdis ediyoruz" dediler. (Rabb'in): "Ben sizin bilmediklerinizi bilirim." dedi.
Bu
"Aşk, bir bedende iki kişi."
“Ey aşk...! bir mucize gerçekleştir şimdi
Şapkandan bir kumru havalansın
Bana öyle büyük ki bu kalp,
Gelsin yüreğime yuvalansın”
Kitabı okurken sımsıcak bir yürek buldum. Yaşam kavgasının molalarında, sıcacık bir poğaça, buğusu üstünde demli bir çay, sevgi ve vefayla beslenmiş hoş bir muhabbet, zifiri
YouTube kitap kanalımda okumadan önce ölünmesi gereken Yabancı kitabını yorumladım: ytbe.one/jtUaG022XWM
Bitmeyen toksik aşklar, tecavüz güzellemeleri, mutasyon geçirmiş bir erkeğin adeta bir (erkek)²’ye dönüşmesi... İşte bunların hepsi Yabancı kitabı arkadaşlar.
İncelemeye başlamadan önce yine şunu söylemem gerek. Bu incelemenin altına
Öncelikle başlığı merak ediyorsunuzdur. Bu cümle 4 yaşında bir kızın, ablasının öğretmenine kurduğu cümle. Olayı kısaca özetleyeyim size.
"-Sana dondurma almamı ister misin?
+İstemem.
- Aaa yemek de yemek istemiyorsun! Hasta mı oldun sen birtanem?
+Yemek yemek istiyorum. Dondurma istemiyorum. Onun içinde süt var. Süt istemiyorum.
- Hay
Öğrenmek isteyen okusun!
Öncelikle yazdıklarım kitap incelemesinden ziyade yazar incelemesi veya araştırma yazısı oldu. Bu araştırma-incelemeyi oluşturmak, (geceleri birer-ikişer saatimi ayırarak) bir haftamı aldı. Biraz emek verdim açıkçası. Bu sebeptendir okuyacak olanlara kesinlikle birşeyler kazandıracağımı düşünüyorum. Vakti olan herkesin
Yine saçma sapan bir zihinle hayatını idame ettiren bir adam daha.Bu günde fazlasıyla utandık.Çünkü dediğim gibi bu zihinler bitmez.Bitmeyecek.Umutsuzluk insanların yaşam biçimi oldu.Metroya binince insanların jest ve mimiklerine bakıyorum.Son 3 senedir yaklaşık mutlu insanların sayısı kendi basit analizime göre azalmaya başladı.Özellikle
İncelemeye başlamadan önce sizinle bu kitapla ilgili çok şaşıracağınız, sıra dışı bir bilgi paylaşmak istiyorum: Dostoyevski bu kitabı kumar borcunu ödemek için sipariş üzerine sadece 25 gün........
Kızmayın hemen, küçük bir şakaydı arkadaşlar... :) Bu kitap hakkında konuşurken bu bilgiyi vermeyenleri Sibirya'ya kürek cezasına
Bu kitabı yazmaya başladığımda birçok insanın eleştirisine maruz kaldım. Aynı konu üzerinde farklı farklı hikayeler yazmak okuyucuya itici geleceğini insanların bunu anlamayacağını ve benim cinsiyetçi bir tavır takındığımı söyleyeceklerini söylediler. Oysa bu dedikleri şeyleri onlar düşünüyor onlar yapıyor ve onlar söylüyordu. Alacağım eleştiri
Okurlar olarak hepimizin zihninde iyi bir kitap nedir sorusunun birden fazla cevabı var.
Bazılarımız hızlı okunan kitapları iyi bir kitap olarak niteliyor: “Aktı gitti resmen, elime aldığım gibi bitirdim!”
Bazılarımız ise tam tersine zor kitapların iyi kitap olduğunu iddia ediyor. Büyük bir çoğunluk çok satanların, yine ezici bir çoğunluk ise
Kendimi öldürmeme acıma duygusu engel olmuştur. Korkunç üzüldüm, kendimi öldürmek istedim. Sonra başkalarına baktım, gördüm ki onlar da benim kadar mutsuzdular. Onlara acıdım, işte acımak çok güzel bir şeydir! Ben bunu bilmiyormuşum.
- Böyle bir şaheser hakkında ne inceleme ne de yorumda bulunmak haddime bile değil ama içimden geçenleri belirtmek istedim..
Nihat: "Ne istediğini bilsen canın sıkılmaz!" dedi.
Ömer, yalvarır gibi cevap verdi: "Bana istenecek bir şey söyle, uğruna can verilecek bir şey söyle, hemen dört elle sarılayım..."
Nihat güldü: