Yüce Allah (c.c) şöyle buyurmaktadır:
"Ey âdemoğlu!
Size bahşettiğim nimeti hatırlayın ve ahdime (emrime) vefa gösterin ki, ben de size
verdiğim ahdi yerine getireyim. Birde (ahde vefasızlık hususunda) benden korkun.
43 Buhârî, Tevhîd, 35, Bed'ü'l-Halk, 8; Müslim, İmân, 312; Tirmizî, Cennet, 15; İbn
Mâce, Zühd, 39; Dârimî, Rikâk, 98, 105; Ahmed b. Hanbel, Müsned, 2/313, 438
Bakara 2/40.
Yola kılavuzsuz çıkamayacağın gibi cennete de amel dışında hiçbir yolla
ulaşamazsın. Yorulmaksızın mal toplanamayacağı gibi bana ibadet üzere
sabretmeksizin de cennete giremezsin. Öyleyse Allah'a (farzların yanında) nafile
ibadetlerle yaklaş.
Benim rızâmı, miskinlerin (garip ve çaresiz kimselerin) sizden razı olmasında
arayın. Rahmetimi âlimlerin meclislerinde bekleyin. Zira benim rahmetim göz açıp
kapama süresince, dahi onlardan ayrılmaz."
Allah Teâlâ şöyle buyurdu:
"Ey Musa, söyleyeceğimi iyi dinle! Şu bir gerçektir ki, kim bir miskine karşı
kibirlenirse kıyamet günü onu karınca suretinde (küçük, hor ve hakir bir halde)
hasrederim. Miskine karşı tevazu göstereni dünya ve âhirette yüceltirim. Her kim,
bir miskinin sırlarını (özel hayatını) açığa çıkarıp utandırmak için uğraşırsa kıyamet
günü onu, bütün gizli halleri açık bir halde haşrederim.
Kim bir fakire hakaret edip onu küçük düşü-rürse bana karşı harp ilân etmiş
demektir.
Kim bana iman ederse meleklerim dünya ve âhirette onunla musafaha eder."