Onur Al
@onral
Okuyup yazmak, duyguları paylaşmaktı..
Okul Öncesi Öğretmeni
Lisans/SAÜ
Sakarya
8 Aralık
23 kütüphaneci puanı
293 okur puanı
Ağustos 2019 tarihinde katıldı
Şu anda okuduğu kitaplar
Okuma Hedefleri
Okur Takip Önerileri
Mırıldanan Çocuk
"Bu hikâye, Fraser'a ve sessiz dünyasından çıkmak için bir ele, bir patiye ihtiyacı olan bütün çocuklara adanmıştır."
Ev kedisi olan Pepe bir gün çatıya çıktığında dördüncü katta oturan bir çocuğu görür ve bu hiç görmediği çocuğun kim olduğunu merak eder ve kendi kendine düşünceler kurar ve o çocuğun kim olduğunu, neden evden dışarı hiç çıkmadığını öğrenmeye çalışır.
Pepe’nin çocuğa ulaşma çabasını görüyor bir kedinin Otizmli bir çocuğu insanlara fark ettirme yolculuğunu onun insanlarla ilişki içerisine girmesini sağlamasını okuyoruz.
Bu güzel, eğlenceli, sürükleyici ve anlamlı kitabı okumanızı ve okutmanızı öneririm.
Mırıldanan Çocuk 
Gabriele Clima
Yuan Huan'ın Kulübesi
Her şey Türkçe öğretmeninin kitap okuma ödevi vermesiyle başlar. Kitap okumayı sevmeyen İlhami okul çıkışında arkadaşlarıyla gittiği parkta karşılaştığı bir telefon kulübesine oyun oynamak için girer. Telefonu oyun için kulağına götürür ve telefondan bir ses gelir. Telefondaki ona ‘’ Dinle… Bir hikayem var sana.’’ Der.
Bu ses acaba gerçek midir? Kayıt mıdır? Bunu merak eder ve telefondaki hikayeleri dinlemeye başlar. Öğretmenin verdiği ödevi bu şekilde yapar. Acaba dinlediği hikayelerin yazarı kimdir. Bir kitabı var mıdır? Herkes onu merak eder. Ve olaylar böyle devam eder.
Bu akıcı ve etkileyici kitabı okumalısınız. 9+ yaş için öneririm.
Miyase Sertbarut 
Yuan Huan'ın Kulübesi
Palto
Devlet dairesinde memur olarak çalışan Akaki Akakiyevic’in , yaşadıklarını ve çevresi tarafından dışlanmasını okuyoruz. İşini yaparken mutlu olan ve işinden başka hiçbir uğraşı olmayan Akaki Akakiyevic, kışın gelmesiyle eskimiş paltosunun yaptırmak istemiş ancak yapılamayacağı için yeni bir palto almak zorunda kalmış. Yeni bir paltoyu en ucuza getirecek şekilde yaptırmaya çalışmış, yeni bir palto yaptırdıktan sonra da insanlar tarafından değer görmüş ve dikkatleri üstüne çekmiştir. Ancak bu dikkat kısa sürmüş ve paltoyu bir geçe çaldırmıştır.
Paltoyu geri alma sürecini ve sonraki yaşadıklarını okuduğumuz da o dönemdeki ve hatta günümüzde de hala devam ettiğini düşündüğüm sınıfsal farklılıklardan doğan insanların acımasızlığı yüzümüze çarpıyor.
Duygusal betimlemeleri ile Akaki Akakiyevic’in yaşadığı zorlukları ve dışlanmışlığı bize çok güzel yansıtan ve birçok yazara bu yapıtı ile örnek olan Nikolay Gogol’un bu kısa ama büyük etkiye sahip kitabını okumanızı öneririm.
Nikolay Gogol 
Palto
Kuş Uçar Kanat Ağlar
Ey özlenen zamanla şimdiki zaman arasında çırpınan yeryüzü... senin mutsuzluğundan başka bizi bu cehennemden çıkaracak bir bilgi var mı, gözyaşlarıyla sulanmış o derin yalnızlıklarında...
Kuş Uçar Kanat Ağlar 'da Şükrü Erbaş'ın şiirlerinden farklı olarak şiir-hikaye türünde yazdıklarından oluşan hayatla, yaşadığımız koşullarla, sosyal medyayla, cahillikle ve bunun gibi birçok şeyle alakalı düşüncelerini okuyoruz. Diğer kitaplarında da olduğu gibi içeriğinde kendimizden bir şeyler buluyoruz, birçok duyguyu bize çok güzel yansıtıyor. Şükrü Erbaş'ın her okuduğum kitabında aynı duygular yaşıyorum ve bu duyguları tam olarak dökemiyorum. Okuduğum kitaba baksanız çoğu yerin altını çizdiğimi görürsünüz. Burada alıntı olarak paylaşmadığım öyle uzun kısımlar var ki beni etkileyen. Onları, okuduğunuzda sizin fark etmenizi istiyorum. O yüzden kesinlikle okumanızı öneririm. Eğer Okuduysanız ya da Okursanız düşüncelerinizi de bekliyorum.
Şükrü Erbaş 
Kuş Uçar Kanat Ağlar
Görünmez Adam
Görünmez olmak bir lütuf mu, yoksa bir lanet mi? İstenmeyen bir yetenek insanı ne kadar yozlaştırabilir?
Görünmez olarak yaşamak ne kadar zor olabilir?
Görünmez Adam, görünmez olabilmenin sırrını çözmüş ve yaptığı çeşitli çalışmalar sonucu kendini görünmez yapmış olan bir bilim adamının (Griffin’in), görünmez olduktan sonraki yaşadıklarını anlatıyor.
Görünmez olduktan sonra her şeyin daha kolay olacağını düşünen Griffin, görünmez olduktan sonra hiç aklından geçirmediği zorluluklarla karşı karşıya kalıyor. Kitapta insanların onu kabullenmemesini ve Griffin’in de aynı şekilde onlar hakkındaki kötü düşüncelerini okuyoruz.
Görünmez olmak düşüncesi şu an da çok basit bir şeymiş gibi gelebilir ama H. G. Wells bu kitabı 1897 de yazıyor ve görünmez olmanın bazı parametrelerinden ve olasılıklarından bahsediyor. Bununla beraber H. G. Wells, Görünmez adamı ve çevresindeki insanların psikolojilerini çok güzel yansıtmış. Kitabın sonunda yer alan yazarın sonsözü kısmında H.G. Wells’ in bütün yazdığı hikayeler hakkında kısa bir bilgilendirme yazısı bulunuyor.
Bir solukta okuyabileceğiniz bu sürükleyici bilimkurgu klasiğini okumanızı öneririm.
Görünmez Adam 
H. G. Wells
Çırpınıp İçinde Döndüğüm Dünya
Şükrü Erbaş'ın 2015 ve 2019 yılları arasındaki yayımlanmış yazılarından ve üç şiirinin bulunduğu, benim her cümlesinde ayrı güzel bir anlam bulduğum, farklı güzel duygular yaşadığım ve size kesinlikle önereceğim bir kitap. Çırpınıp İçinde Döndüğüm Dünya' yı okuduğumuzda Şükrü Erbaş'ın hayat yazgısını, toplumsal düşüncelerini bununla beraber Haydar Ergülen, Küçük İskender ve en çokta keşke ben yazsaydım dediği Necatigil'in dizelerini görüyoruz.
Size Kitaptan sevdiğim alıntılar ile sözlerimi bitirmek istiyorum.
''Bir zamanlar insanlar hayatlarından memnun değillerse devrim yaparlardı. Şimdi alışverişe çıkıyorlar. Tamamen bir hafıza kaybı dönemi yaşıyoruz.''
Arthur Miller
''Gönül yorgunluğu ne, biliyor musun? Ölümün, yaşarken hüküm sürmesi insanda.''
"Gücünüzü zekâ sanıyorsunuz, şiddetinizi ahlâk, cehaletinizi büyüklük.."
''Hangi vefa duygusuyla tutunacağız dünyaya? Hangi güzelliğin özrüyle varacağız mezara? Biz nasıl seveceğiz? Sevgimizi nasıl söyleyeceğiz? Bunu kim öğretecek bize? Ellerimiz bir su gibi akacak mı bir daha? ''
Çırpınıp İçinde Döndüğüm Dünya Şükrü Erbaş
Martıya Uçmayı Öğreten Kedi, Okyanusa dökülen petrolden zehirlenen martının o zehirden kurtulma cabasını, kurtulmayı başaramayınca da karada karşılaştığı kedi Zorba’ya yumurtasını emanet etme ve ondan bazı sözleri alma hikayesini anlatıyor. Kedi ve yumurtadan çıkan martı (Şanslı) ‘nın dostluğu ve Zorba’nın sözlerini yerine getirme hikayesini okuyoruz.
Güzel tasarımı ile kitabın kapağı ve içeriğindeki çizimler dikkatleri çekiyor ve yazarın güzel üslubuyla o güzellik buluşuyor.
Özellikle çevre kirliliği farkındalığında bulunması, kedinin verdiği sözü tutmasının önemini, iki farklı varlığın (kedi ve martının) birbirini seveceğinin mümkün olduğu mesajını vermesi çokça güzel.
Bakalım Zorba, Martıya uçmayı öğretebilme yolunda neler yapacak ve martıya uçmayı öğretebilecek mi
Kesinlikle Öneririm
Martıya Uçmayı Öğreten Kedi
Türk dilinin zenginliği, deyimler ve atasözleri..
Hepimiz hayatımızın bazı dönemlerinde bazı deyimleri ve atasözlerini anlamakta zorluk çekmişizdir. Sinem Deyimler Prensesi” adlı öykü kitabında da Sinem, bazı deyimleri ve atasözlerini anlamakta zorluk çekiyor veya yanlış anlıyor ve kafası çokça karışıyor. Yazarımız Birgül Yangın Aslanoğlu bize Sinem’in ve arkadaşlarının deyimler ve atasözleriyle olan macerasını anlatıyor. Çok zevkli bir macera sizi bekliyor. İlkokul çağında çocuğunuz, kardeşiniz veya kitap hediye etmek istediğiniz biri var ise kesinlikle öneririm. Kitapla beraber yanında uygulama kitapçığı da geliyor ve orada deyimleri ve atasözleri pekiştirebiliyoruz.
Hayırlı günler, İyi okumalar dilerim..
Birgül Yangın Aslanoğlu
Deniz Kıyısında Koşan Ala Köpek hikayesinde Cengiz Aytmatov, deniz kıyısında yaşayan, avcılıkla geçinen bir kabilenin, her erkek çocuğuna olduğu gibi zamanı gelince denize açılan Kriski'i anlatıyor. Krisk’in babası , amcası ve dedesi ile denize açılması ve denizde yaşadıklarını içeren uzun ve bence muazzam bir hikâye. Hikâyenin içerisindeki mitolojik olaylar ve karakterlerin fedakarlıkları çok etkileyiciydi. Okurken tamamen yaşıyormuşsunuz gibi hissedebilirsiniz.
En çok etkilendiğim kısmı bir alıntı ile paylaşabilirim
‘Koca bir denizin ortasında susuzluktan ölüp gitmek korkunç bir şeydi.’
Sonsuz bir deniz de suyu dikkatli şekilde içmek ve susuzluktan dolayı yapılan fedakarlıklar..
Spoiler vermek istemediğimden dolayı hikayenin içeriğinden çok bahsetmek istemedim. Sizde okuyup aynı duyguları yaşamanızı isterim. Zaten sayfa sayısı çok olmadığından zamanınızı çok alacağınızı düşünmüyorum. Okuduktan sonra sizde hikaye hakkındaki düşüncelerinizi yorum olarak yazarsanız mutlu olurum.
Sevdiğim birkaç alıntıyla incelememi bitirmek istiyorum.
"İnsan ancak rüyada düşüncelerinde hür ve ölümsüzdü.Düşleriyle o, gökyüzüne çıkıyor, denizlerin dibine inebiliyordu."
"Hayallerini, düşlerini bir başkasına aktaramazdı. Çünkü düşler aktarılamaz. İşte bu yüzden, insanlar iz bırakmadan yok olmamalıydılar."
Cengiz Aytmatov
