Onsekizinci Bölüm
Ama yeter artık bunca öfke, bırakalım geçmişi, olan oldu, gemlemek zorundayız göğsümüzdeki yüreğimizi.
Sayfa 400 - TİMAŞ
706 syf.
10/10 puan verdi
Modesta’nın nefretiyiz...
Az bilinen mükemmel romanlar kategorisi oluştursak bu kitap zirvede yerini alırı diye düşünüyorum. Kitabın adı aslında ‘’Zevk Sanatı’’ olmalıydı. Çeviri de gereksiz bir ahlakçı tutum sergilenmiş bunu belirtmeden başlamayayım incelemeye. Yazar, anlatıcı Modesta karakteri ile insanı olayların içine öylesine çekiyor ki, okuyucu kadın Modesta’nın
Mutluluk Sanatı
Mutluluk SanatıGoliarda Sapienza · Kafka Yayınları · 201755 okunma
Reklam
342 syf.
9/10 puan verdi
1. BÖLÜM: DUA EDENLER, SAVAŞANLAR VE ÇALIŞANLAR Yazar, bölüm girişinde Ortaçağ’ı anlatan kitapların bu dönemi yanlış aksettirdiklerine değinerek feodal toplumun üç sınıftan meydana geldiğini belirtiyor. Bunlar; dua edenler (kilise mensupları), savaşanlar (askerler) ve çalışanlardır (köylüler/serfler). Çalışan insanlar, kilise sınıfıyla askeri
Feodal Toplumdan Yirminci Yüzyıla
Feodal Toplumdan Yirminci YüzyılaLeo Huberman · İletişim Yayınları · 2016669 okunma
Niteliksiz Adam 1. Kitap - 2. Bölüm Çeviri Karşılaştırması
Yapı Kredi Yayınları - Ahmet Cemal Çevirisi Bu küçük kazanın meydana geldiği cadde, ışık demeti gibi kentin ortasından fışkıran, dış bölgelerden geçen ve varoşlarda biten o uzun ve kavisli trafik yollarından biriydi. Eğer şık çift bu yolu biraz daha izlemiş olsaydı, hiç kuşkusuz hoşuna gidecek bir şey görecekti. Bu, onsekizinci ve hatta belki de onyedinci yüzyıla ait, kısmen bozulmadan kalmış bir bahçeydi; ve bahçenin dövme demirden parmaklıklarının yanından geçildiğinde, ağaçların arasından, özenle biçilmiş çimlerin üstünde iki yanında ensiz uzantılar bulunan bir saray yavrusu, eski zamanlardan kalma bir av köşkü ya da aşk yuvası görünüyordu. Aylak Adam Yayınları - M. Sami Türk Çevirisi Bu küçük kaza hadisesinin yaşandığı yol, şehrin kıyısından şualar halinde fışkıran, dış muhitleri dolanıp banliyöye çıkan o uzun ve kıvrımlı, trafiğe açık caddelerden biriydi. Söz konusu zarif çift, o yolu bir müddet daha takip etseydi, kesinlikle beğenecekleri bir şey görmüş olacaktı. On sekizinci, hatta on yedinci yüzyıldan kalma, hala bir kısmı sapasağlam duran bir bahçeydi bu; dövme demirden parmaklıklarının yanından geçerken ağaçların arasından, özenle kesilmiş çimlerin üzerinde eski zamanlardan kalma, kanat kısımları dar, küçük bir şato görülüyordu, bu bir av köşkü veya bir aşk şatosuydu.
Görüyorsunuz, ben hiçbir şekilde, Gustave Flaubert'in söylediğini söyleyemem, "Madam Bovary ben'im" diyemem; diyenlere de karşı çıkamam. Konu çok karmaşık. Örneğin, bir gerçeğin romana nasıl girdiğini araştıralım. Les Beaux Quartiers'ye değin küçük bir öykü anlatayım size. Beaux Quartiers'de tüyler ürperten bir bölüm
Sayfa 24 - deKitabı okudu
400 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
75 günde okudu
Ezbere Yaşayanlar – ki isminin ne kadar güzel seçildiğine ayrı bir başlık açmak lazım – belki de hiç düşünmeden verdiğimiz günlük kararların arkasında hangi etkenlerin rol aldığını konu edinmiş bir kitap. Kitap birçok konuda giriş seviyesi sayılabilecek bilgiler vererek bir temel atmaya çalışıyor. Konu yelpazesinin çok geniş olması okuyucuyu biraz
Ezbere Yaşayanlar - Vazgeçemediğimiz Alışkanlıklarımızın Kökenleri
Ezbere Yaşayanlar - Vazgeçemediğimiz Alışkanlıklarımızın KökenleriEmrah Safa Gürkan · Kronik Kitap · 20221,701 okunma
Reklam
Pierre Brizon Emeğin Ve Emekçilerin Tarihi
İÇİNDEKİLER BİRlNCl BÖLÜM. - Eski Loncalar - Doğan Burjuvazinin Desteği Eski Loncalar Loncaların Kaynakları ilk Meslek Kuruluşları Lonca Hareketi ve Serbest Zanaatlar Bir Loncanın Tüzüğü, Toulouse Topluiğnecileri Patronların Kalesi Olarak Zanaat Kuruluşları Tekelde Başarısızlık: Ustalık Belgeleri ve Saraya Çalışan Zanaatçılar Tekellerin Savaşı
Niteliksiz Adam 1 - 2. Bölüm Giriş
Bu küçük kazanın meydana geldiği cadde, ışık demeti gibi kentin ortasından fışkıran, dış bölgelerden geçen ve varoşlarda biten o uzun ve kavisli trafik yollarından biriydi. Eğer şık çift bu yolu biraz daha izlemiş olsaydı, hiç kuşkusuz hoşuna gidecek bir şey görecekti. Bu, onsekizinci ve hatta belki de onyedinci yüzyıla ait, kısmen bozulmadan kalmış bir bahçeydi; ve bahçenin dövme demirden parmaklıklarının yanından geçildiğinde, ağaçların arasından, özenle biçilmiş çimlerin üstünde iki yanında ensiz uzantılar bulunan bir saray yavrusu, eski zamanlardan kalma bir av köşkü ya da aşk yuvası görünüyordu.
Sayfa 81 - Yapı Kredi Yayınları - Ahmet Cemal ÇevirisiKitabı okudu
Batı Avrupa'da roman, onyedinci ve onsekizinci yüzyıllarda gelişmiştir. Bu yüzyıllar, akıl çağıydı; bütün yaşamı ussal açıklamalara ve sınıflandırmalara dayandırmaya çalışan bir çağdı. Overbury'nin ve La Bruyeré'in, insan doğasının deliliklerini, kötü ya da erdemli "tipler" dizisi şeklinde düzenleme yetenekleri nedeniyle
Sayfa 303 - Yirmiikinci Bölüm, SONSÖZKitabı okudu
Reklam
9. Bölüm, SÜMER'DE UYGAR TOPLUMA GEÇİŞİN KURGUSU:
''Onsekizinci yüzyıla dek ''ilk uygarlık'' denince akla Eski Yunan geliyordu. Ondokuzuncu yüzyılda insanlığın en eski uygarlığının Mısır olduğu sanılıyordu. Hititlerin varlığı ve Anadolu'da (Mezopotamya etkisiyle) parlak bir uygarlığın kurucusu oldukları, ondokuzuncu yüzyılın sonlarına doğru anlaşılabildi. Bu koşullarda, insanlığın uygar topluma ilk olarak İÖ 4. binyılda ''Sümer'' denilen Aşağı Mezopotamya'da geçtiği saptamasının ancak yirminci yüzyılın başında kesinleşmesine şaşmamalı. Artık bu konuda bilim çevrelerinde görüş ayrılığı yok.''
Sayfa 357Kitabı okudu
325 syf.
·
Puan vermedi
·
21 günde okudu
Dünden Bugüne Tiyatro Düşüncesi
Dünden bugüne tiyatro düşüncesi denildiğinde ilk aklıma gelen tiyatro adını verdiğimiz olgunun hangi işlevden ortaya çıktığı sorusu. Bununla birlikte bu kitap bu noktadan başlamıyor. Tiyatro düşüncesinin terimsel olarak tiyatroya dönüştüğü Antik Yunan döneminden başlamakta. Bununla birlikte ilerleyen sayfalarda tiyatronun tiyatro olmasına sebep
Dünden Bugüne Tiyatro Düşüncesi
Dünden Bugüne Tiyatro DüşüncesiSevda Şener · Dost Kitabevi · 2015142 okunma