Önsöz: "Olmak'ta Eksik" Lacan’da Kastrasyon ve Narsizm
Lacan'a göre dilin özneden bağımsız işleyen yapıları vardır; özne de adeta oraya "iliştirilmiştir". (Burada Lacan’ın dilbilim karşısındaki tavrı da çıkar ortaya: dil durağan bir yapı değil, işleyen bir yapıdır.) Sartre’ın "varoluşçuluk bir hümanizmadır" sloganının karşısına seminerlerinde "psikanaliz bir anti-hümanizmdir" denklemiyle çıkar.
Önsöz: "Olmak'ta Eksik" Lacan’da Kastrasyon ve Narsizm
... insani arzu Öteki’nin arzusunun arzusudur; insan arzulanmayı arzular. O zaman ilk bakışta güç gibi gözüken şu denklem ortaya çıkar: insan kendini ancak dilde, yani Öteki'nin nezdinde gene Öteki tarafından ona dayatılan bu yabancı ortamda, kendine yabancı(laşmış) olarak imleyebilir, işte Lacan’a göre bu ötekileşme, bu yabancılaşma bilinçdışının koşuludur. Böylece özne kendini imlerken temelde Öteki’nin arzusunu dile getirir.
Reklam
Önsöz: "Olmak'ta Eksik" Lacan’da Kastrasyon ve Narsizm
Lacan’da kastrasyon sadece -imgesel- bir penisin kesilmesi tehdidi değildir; "fallus olmak"tan, yani her iki cins için de Öteki’nin arzusunun nesnesi olmaktan yoksun olmaktır.
Önsöz: "Olmak'ta Eksik" Lacan’da Kastrasyon ve Narsizm
Freud’un Urverdrängung adını verdiği mitik ve her türlü analizde ulaşılması olanaksız olan, asla bilinçte yer almamış, yani Lacan’ın kavrayışıyla dil öncesi olduğundan dilde simgeleşmeden kalmış deneyim, dil tarafından örtüldüğünden ve bu deneyime dil cephesinde yabancılaşmış olarak denk düşen karşıt yatırımın yüklendiği bastırıcı imleyen Öteki’nin arzusunun dolayımlandırıcı gücünün imleyeni fallus olduğundan, fallus "kökensel bastırma"nın imleyenidir. O halde bu durumda tüm dilin imleyen işlevinin öznede meydana getirdiği temel yabancılaştırıcı etkilerin, yani "arzu"nun "talep"e indirgenemezliğinin de imleyenidir. İşte kısaca "Fallus’un Anlamı" budur.
Önsöz: "Olmak'ta Eksik" Lacan’da Kastrasyon ve Narsizm
Lacan’a göre kadında cinsel gereksinim ve arzunun, arzunun imleyeni olarak fallus üzerinde toplanması beklenir. Erkekte ise cinsel gereksinim, tatminini kadın bedeninde bulurken, arzu daima fallik nesneye metaforik bir tarzda ikame edilen bakire ile fahişe arasında kutuplaşarak "öteki kadın" söylencesinde dağılır gider. Lacan bu sadakatsizlik eğiliminin erkek cinselliği için kurucu olsa da özel olmadığına işaret eder. Nihayet kadın için de erkek sadece penise sahiptir; fallus değildir.