Önsöz
“Yalnızca zamanı belirtirken uzun uzun düşünmek zorunda kaldım, çünkü insanların her gün ‘bugün’ demelerine, dahası demek zorunda olmalarına karşın, benim için ‘bugün’ diyebilmek neredeyse imkânsız; örneğin insanlar bana -yarın bir yana- bugün ne yapmak istediklerini bile anlattıklarında, çoğunlukla sanıldığının aksine, dalgın bakmaya değil, ama ne yapacağımı bilemediğimden, çok dikkatli bakmaya başlıyorum; ‘bugün’ ile aramda işte bu denli umutsuz bir ilişki var: çünkü bu Bugün’ü ancak delicesine bir korkuyla ve koşarcasına yaşayabiliyorum, Bugün olup bitenler üzerine ancak böyle bir korkunun pençelerinde yazabiliyor ya da konuşabiliyorum; çünkü Bugün üzerine yazılanları hemen yok etmek gerekir; tıpkı bugün yazılmış ve yerine hiçbir Bugünde varamayacak mektupların bu nedenden ötürü yırtılması, buruşturulması, bitirilememesi, yollanmaması gibi.” -Bachmann
248 syf.
10/10 puan verdi
Geştalt
Hifa Aydın- kitap incelemesi 1. Basım, Metis Yayınları Kitap, günümüz psikoloji camiasında pek üzerinde durulmayan, Esra Hoca’nın da dediği gibi ihmal edilen ve hakkında çok az şey bilinen Geştalt Kuramı üzerine aydınlatıcı ve kapsayıcı bir çalışma olmuş. Kitabın başındayken en çok ilgimi çeken unsurlardan biri de kitabın bir makaleyi andırmasıydı
Geştalt Kuramı
Geştalt KuramıEsra Mungan · Metis Yayınları · 202313 okunma
Reklam
Önsöz Yerine - Ali Ünal
İnsanın öncelikle 'ayetler'e ihtiyacı vardır; bu ayetler, Kur'an'ın ifadesiyle 'afaki' ve 'enfüsi'dirler; yani, Kâinat nefsinden ruhuna, yerlerden göklere, fizikten fizik ötesine hicret etmeğe, bu uğurda mücahede etmeğe hazır insanlar için bir yol, bir merdivendir: Kâinat'taki her nesne, her olay, her olgu, kısaca 'Meşiet-i İlâhî'nin ürünü olan her şey bu yolun 'işaretler'i, bu merdivenin basamakları durumundadır. Bundan ayrı olarak, Allah'ın insanın 'fitrat'ına yerleştirdiği 'ayetler', yani 'enfüsi' ayetler tıpkı Kâinattakiler gibi insanı Ruhu'na, Rahman'ın Arşı'na ulaşmada işaret ve basamak görevi yaparlar; dıştaki, afaktaki seyri enfüsteki, seyir anlamlandırır ve tamamlar.
Önsöz
Geçmiş yüzyılların edebiyatına ve bütün olanaklarına rağmen çağdaş yazarlar iyi değillerdi. Raflardan çekip göz attıktan sonra yerine koyduğum kitapların sayısı bini geçer. Neden kimse bir şey söylemiyordu. Neden kimse haykırmıyordu? Charles Bukowski
_Kendine gülmeyen ustaya şaşarım. Güler geçerim ona işte. Öz evimde yaşarım. Benzemem hiç kimseye. _İnsanın kendine gülebilmesi; şimdiye değin, en iyiler gerçek anlamından yoksun kaldı bunun; en yetenekliler ise bu konuda bir deha göstermediler. Belki de kahkaha, bilgelikle birleşecek, geriye yalnızca "şen bilim" kalacaktır. Şu anda
Aktörlük Sanatı, Sanat Kuramları, Görme Biçimleri
_Medeniyet, insanların ne kadar para kazandığıyla ya da kaç tane lüks arabaları olduğuyla ölçülmez. Medeniyetin para birimi Sanat’tır. Sanat aristokrattır ve sanatla uğraşan kimseler de yükselerek seçkinleşirler. Müzelerimizde ve kütüphanelerimizde korunan da sanatın ta kendisidir. Sanat Müzesi'ni ziyaret ettiğinizde göreceğiniz, insanların
Reklam
_Hiçbir şey söylememek amacıyla sürekli konuşuyorlar. Öfkeli sözlerle tatsız gerçeklerin üzerini örtme çabasından başka bir şey değil bu. Cüretli iddialar, politik ajitasyonlar, eşi benzeri görülmemiş anlamsız düşüncelerle iflah olmaz insanlar. _Söylenenler sürekli tekrarlanırsa artık kanıta ihtiyaç kalmadan kesin gerçek olarak kabul edileceğine
_Tanrıları, tıpkı insanlar gibi sevgi ve nefretle harekete geçen, armağan ve kurbanlarla etkilenen duygulu ve zeki varlıklar diye biliriz. İşte, dinin kökeni budur. Dolayısıyla, puta tapıcılığın ya da çoktanrıcılığın da kökeni budur. Tanrısal varlıkları yetkinliğin en son sınırlarına değin yücelte yücelte, sonunda birlik ve sonsuzluk, yalınlık ve
Önsöz ve Teşekkür
Kara Atena'nın ardındaki öykü uzun, karmaşık ve kanımca, bilgi sosyolojisi alanındaki bir çalışma olarak, geniş bir şekilde ele almayı hak edecek kadar ilginçtir; ama burada ancak kısa bir özetini verebilirim. Ben eğitimimi Çin araştırmaları alanında yaptım; aşağı yukarı yirmi yıl Çin üzerine dersler verdim; ve hem 20. yüzyılın başında Çin
Sayfa 23 - KAYNAK YAYINLARI - BİRİNCİ BASIM - HAZİRAN 1998Kitabı okuyacak
önsöz, xxi
Sizden önceki parlamenterlerin vicdan huzuruyla yerine getirdikleri bu kan dökme görevinin derinliklerinde toplumsal ve ahlaki değerleri yok ettiğini hissetmiyor musunuz?
Sayfa 21 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
1.000 öğeden 691 ile 700 arasındakiler gösteriliyor.