Levent Yüksel
DEDİKODU Kim söylemiş beni Süheylâ’ya vurulmuşum diye? Kim görmüş, ama kim, Eleni’yi öptüğümü, Yüksekkaldırım’da, güpegündüz? Melâhat’i almışım da sonra Alemdar’a gitmişim, öyle mi? Onu sonra anlatırım, fakat Kimin bacağını sıkmışım tramvayda? Güya bir de Galata’ya dadanmışız; Kafaları çekip çekip Orada alıyormuşuz soluğu; Geç bunları, ‘anam babam, geç, Geç bunları bir kalem; Bilirim ben yaptığımı. Ya o, Muallâ’yı sandala atıp, Ruhumda hicranın’ı söyletme hikâyesi?
Orhan Veli Kanık
Orhan Veli Kanık
Uyumuşum, diye söylendi. hava aydınlanıyordu. kadını tekrar görmek için gözlerini kapadı. hayaller ve kelimeler, rüyadaki anlamlarını hemen kaybettiler. oyunlar tek başına oynanmıyor evladım hikmet. saatine baktı: altıya geliyordu. şimdi albayımı uyandırmak olmaz. işte hürriyet, işte çalışmıyorsun; daha ne istiyorsun? neler yapacaktık değil mi?
Reklam
son ayakta yatan türk atı altılısı
Kafam karıştı be kanka: Nerede kaldı Shakespearyen telaffuzum Efendi takılacaktım, beni 6. sınıf kitaplarına alacaklardı- beceremedim Aruz vezniyle şiir yazacağıma gidip Berlin'de bir guy club'ta.. Neyse onu sonra anlatırım. Anlatmazsam da edebiyat tarihçisi bulsun Sırf Veli Orhan'la uğraşacak değil ya!
Sayfa 12 - Sel Yayıncılık- 3.baskı, 2014Kitabı okudu
Demem o ki sevgili..
“Siktir et şimdi yağmur altında yürümeyi, mum ışığında ki romantizmi falan. Klişe’den uzak olalım, boş verelim onları .. Sen gel, mavi’yi sev, bilhassa rakı’yı .. Ha, bu arada, Ahmet Kaya’yı da unutma! Sonra, kumral bir çocuğun yaz öyküsünü anlatırım sana, şarkılarla geçerken aramızdan… Müziği sev, şair ceketli çocuğu da Büyük yemin etmeme gerek yok herhalde O iyi biriydi, yüreğimle kefilim… Kendini, uykunun o şefkatli kolarına bırakmadan evvel, sana bozuk diksiyonumla, Sabahattin Ali okurum belki Onu da sev, kitaplarını da… O da iyi biriydi, layıkıyla.. Seni düşünmek güzel şey, Nazım’ın deyimiyle, ümitle.. Seni sevmek, felsefedir kusursuz, Ahmed’in söylemiyle, imandır, korkunç sabırlı.. Demem o ki sevgili, ustalar candır. Onları da benim kadar seversen razı gelirim.
Son Sanrı
"Bir yapı çıldırabilir mi?" Bu soruyu bir saat önce sormuştum. Yaz alacakaranlığı, Büyük Alan'dan yavaş yavaş çekiliyordu; çekilirken de sütunlarda, kemerlerde oyalanan son güneş kırıntılarını siliyor, kaygan taşlarda gittikçe genişleyen kara gölgeler bırakıyordu. Alacakaranlığın, her şeyi olduğundan biraz daha değişik,
Orhan Veli Kanık
Kim söylemiş beni Süheyla'ya vurulmuşum diye? Kim görmüş, ama kim, Eleni'yi öptüğümü, Yüksekkaldırımda, güpegündüz? Melahat'i almışım da sonra Alemdar'a gitmişim, öyle mi? Onu sonra anlatırım, fakat Kimin bacağını sıkmışım tramvayda? Güya bir de Galataya dadanmışız; Kafaları çekip çekip Orada alıyormuşuz solugu; Geç bunları, anam babam, geç; Geç bunları bir kalem; Bilirim ben yaptığımı. Ya o, Mualla'yı sandala atıp, Ruhumda hicranın'ı söyletme hikayesi?
Reklam
baktım da şöyle buraya bin altmış yazı koymuşum. buradan öncesine sekiz yüz desek. sonra işte o site var. orada da vardır beş yüzlü bir şeyler. defterler ajandalar kızlarda kalanlar evlerde unutlanlar. hardisk arızası sonucu silinenler.. koy bunları üst üste beş bini bulur. yememiş içmemiş yazmışım. ders filan çalıştığım yok ha babam yazmış
695 öğeden 676 ile 690 arasındakiler gösteriliyor.