552 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
Eleştiride bulunanlar yedirememiş olsa gerek
Öncelikle kitap roman olarak islamı anlatmış yani 2sini bir arada yapması islamı resmen yaşatmış.İlk başlardaki kişi detayları o dönem insanlarının islama bakış açılarını çok iyi yansıtıyordu.Diğer bir yandan bilalin aşkına karşın nefsiyle olan mücadelesi,Feyzanın yaptığı şeylerden ne denli etkilenip tövbe edişi.Bu 2 farklı kişilik sayesinde hidayet yolunu ve bilalin yaptığı gibi hidayet sonrası tebliğ yoluna kapı aralamış küçük kız hilalin okulda yaptıkları çocuk okurlara bunu heveslendirtmiş düşüncesindeyim.Kitap, islam davasının sade,çok detaya girmeden anlatılmış hâli okurken sürekliyici sıkmıyor.Kitaba nefret ile bakanlar Bilal vr Feyzaya karşı safta olup yedirememiş olsa gerek :) Gelelim eleştirilere vay be ne sondu diyeceğim diye bekkiyordum ama olmadı öyle yani bi anda kesilmiş içinde ukte kalmış gibi oldu ama bi 10 sayfa daha eklenseysi yada feyzayı öldürmeseydi kitap 100 200 sayfa daha uzayacaktı en az yani nerde bitirirse bitirsin hep yarım kalıcak bir hikayeydi.birde sonra doktor celille karşılaması biraz zorlama olmuş gibi ama onun dışında dediğim gibi mükemmeldi birde madem böyle bitti bilale olan vedası biraz daha uzun yada daha anlamlı daha değişik bir şekilde olabilirdi bilmiyorum ama sade gibi geldi biraz.Herkese tavsiye ederim hayırlı okumalar.
Huzur Sokağı
Huzur SokağıŞule Yüksel Şenler · Timaş Yayınları · 202115,7bin okunma
320 syf.
·
Puan vermedi
·
6 günde okudu
Kalbimin derinliğinde kırılan bir şeyler var.
Bu kitap bana tıpkı bu alıntı gibi hissettirdi. Eski ispanyada baharın doğayı süslediği ve okurken portakal çiçeklerinin kokusunun, o yemyeşil alanların defalarca betimlendiği, bu baharın ortasında klişe bir şekilde "başka dünyalara ait" olan bir çiftin aşkını anlatıyor. Baharlar açıyor açmasına da, dünyada gerçek denen şey ne yazık ki kaderimizin orta yerinde ve yine ne yazık ki bizler bir peri masalında değiliz. Bu hayat gerçekliğinin çiftimizin hayatında fazlaca can yaktığı bir hikaye. Bundan sonrası spoi içermekte!!! Hikayeyi uzunlamasına anlatmayacağım ancak söylemek istedigim birkaç şey var. Leonara her ikisinin de farklı dünyalara ait olduğunu bilmelerine rağmen Rafael'in duygularına karşı biraz daha dirayetli olsaydı, onu reddetmeye devam edebilseydi belki de bu acı hayatı yaşamamış olacaklardı. Ve Rafael, aşkından kölen olurum dediği kadını bir otel odasında onunla dünyanın öbür ucuna gitmek icin sözleşmişken terk etmeseydi, ona verilen bu şansın kıymetini bilseydi, ilişkide daha cok yara olan taraf olmazdı. Hikaye kısaca beni mahvetti. Özellikle son sahnesi, bir kaldırım taşı üzerinde birbirlerine bakarlarken arkalarına dönüp gitmeleri, Rafael'in artik onun hayalini bile kuramayacak olduğunu anlamasıyla bundan sonra bir ölü olduğunu düşünürken iş hayatındaki başarının haberini alması, Leonara'nın o dimdik, istikrarlı soğuk vedası. Bazı vedalar edilmeli. Bazen birinden gitmeli. Artık her portakal kokusu duyduğumda aklıma gelecek bir kitap oldun. Baharların açması, kışı içimizde taşımadığımız anlamına gelmiyor ve her hikaye malesef mutlu sonra bitmiyor.
Baharlar Açarken
Baharlar AçarkenVicente Blasco İbañez · Yazko Yayınevi · 198348 okunma
Reklam
239 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Gerçekler acıdır, ruhların ikliminin çoraklastığı mevsim anlaşılamamak...
Biraz spoiler ;)
Kapı
Kapı
.... Anlamlar deryasının büyülü kelimesi... Ruhun gizli kalkanı. Bitişler ve başlangıçların derin simgesi. ... Yüzyıllar geçse de yeri değişmeyen varoluşsal anıt... Açılması da kapanması da zor olan "insani" bir duruşun hali olan o kapı, edebiyat dünyasında bir kadının kaleminde vücut büluyor... Macar
Kapı
KapıMagda Szabo · Yapı Kredi Yayınları · 20211,214 okunma
128 syf.
·
Puan vermedi
Güneş Batarken
Shūji Tsushima. Bilinen adıyla Osamu Dazai. “Yaz çiçeklerini sevenler, yazın ölür derler.” Bu eser başlı başına Osamu Dazai’nin insanlığa son bir vedası gibi geliyor bana. Yaz mevsiminde doğmuş ve yine yaz mevsiminde hayatını sonlandırmış birisi Osamu Dazai. Bu detayı hatırlamak söylediği söze yüklenen anlamı değiştiriyor haliyle. Tekrar ve
Güneş Batarken
Güneş BatarkenOsamu Dazai · Sel Yayıncılık · 20232,517 okunma
152 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
30 saatte okudu
“Balkanların Maxim Gorki’si” olarak adlandırılan, “serseri dahi” olarak bilinen bir yazar Panait Istrati. 51 yıllık yaşamında özgürlüğünün peşinden koşan, kalıplara girmeyi reddeden bir işçi sınıfı yazarı. Yoksul bir aileden gelen, babasını hiç tanımayan, annesinin çamaşırcılık yaparak okuttuğu Istrati, bir dönem Bolşevizm’e ilgi duymuş, ancak
Minka Abla
Minka AblaPanait Istrati · Varlık Yayınları · 1967341 okunma
624 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
Zülfikarın Hükmünde başlayan macera Erbain Fırtınası ile sona erdi. İlk kitapla başlayan, burada devam eden, yenileri eklenen gizemler ve tüm soru işaretleri çözüldü. Emanetler geri alındı; ocağın geleceği güven altına alındı. Behruz Usta’nın vedası efsaneydi; iki kitap boyunca konuşulan Elif etkileyici bir sahneye çıkış yaptı; gelecek kitaplarda hikayesini en heyecanla beklediğim usta oldu kendisi. Deneyimli bir fantastik hikaye okuyucusu olarak, başlangıçtan itibaren biriken sorularım cevaplarını fazlasıyla buldu. Alamut ve Hasan Sabbah efsanesi, karanlık da olsa kötü değildir; grinin farklı tonlarında dolaşırsınız Alamut söz konusu olduğunda. Ne iyidir ne de tam anlamıyla kötü. En azından benim için öyle. Hikayede yer alan Alamut başından beri negatif çağrışımlar yapıyordu. Hafif bir hayal kırıklığı yaratmıştı. Fakat kitabın sonunda, ‘Dağın ışığı üzerine vursun, Alamut’tan selam olsun.’ cümlesiyle efsaneyi hakettiği yere oturtan sürpriz detay çok iyi geldi. Spoiler vermeden inceleme yazmak bu kadar zor olmamıştı hiç. Zülfikarın Hükmünü okurken hikayenin zenginliğinden çok etkilenmiştim. Bu kitabı diğer fantastik hikayelerden ayıran bu zenginlik ve hikayenin yaşanan zamana entegre edilmesi bana göre. Şimdiye kadar, sayısını unuttuğum kadar fantastik kurgu okudum. Benim için David Eddings farklı bir yerdeydi. Şimdi onun yanına Saygın Ersin’i de ekliyorum.
Erbain Fırtınası
Erbain FırtınasıSaygın Ersin · April Yayıncılık · 2020269 okunma
Reklam
90 syf.
·
Puan vermedi
·
9 saatte okudu
Kitapların Anlamı Açısından
Kitap "1998 ilkbaharında Bluma Lennon, Soho'daki bir kitapçıdan Emily Dickinson'ın Şiirler'inin eski bir baskısını aldı ve ilk köşe başında tam da ikinci şiiri okumaya başladığında bir arabanın altında kaldı."(s.11) cümlesiyle başlar. Bluma'nın kitaba vedası yine bir kitapla olur ve bu metaforik vedanın devamında yazar, "Kitaplar insanların kaderini değiştirir." cümlesiyle bizi derin düşüncelere gark eder. Gerçekten de kitaplar biz okurların düşüncelerini ne derecede etkiler? Okuduğumuz kitaplardaki kahramanlar bizlere neler söyler? İnsanların ister kaderini ister kendini değiştirsin kitapların gücü tartışılmazdır. "...bir okur zaten var olan bir yolda ilerleyen bir yolcudur. Ve bu yol sonsuzdur."(s.44) Bluma'nın ani ölümüyle onun derslerine girmeye başlayan anlatıcının, serüvenini anlatır bu uzun hikâye. Bir gün bir paketin içinden Bluma'ya gönderilmiş çimento ve kir kaplı eski bir "Gölge Hattı" baskısı çıkar. Artık anlatıcı bu kitabı kimin gönderdiğinin peşine düşer ve kitap bu şekilde devam eder. Kitap bittiğinde ise aklınızda şu soru kalacak: "Kitap okumanın/almanın amacı nedir?" "Kitap okumak için bütün bir günü, isterse gecesi olan bir adam düşünün. Ve istediği kitabı satın alabilecek paraya sahip bir adam. Sınırı yoktur. Arzusunun insafına kalmıştır. Peki arzunun en çok neye ihtiyacı vardır? Ukalalık gibi görmezseniz eğer...Sınırının belirlenmesine..."(s. 46) Kitaplar, hayat yolculuğumuzda bize yol gösteren birer deniz feneridir. Kitaplarla kurduğumuz ilişkiyi sorgulamamız açısından tavsiye ederim.
Kâğıt Ev
Kâğıt EvCarlos María Domínguez · Jaguar Kitap · 202012,1bin okunma
210 syf.
8/10 puan verdi
·
5 günde okudu
İllaki spoiler içeren bir şeyler yazmışımdır :)bilginize
Uzun zamandır kitap incelemesi yapmıyordum ama böyle güzel bir kitaba bir şeyler yazma gereği duydum. Öncelikle kitap çok akıcı ve sürükleyici..Kitabı okuduğunuz zaman kitabı okuyormuş gibi değil de sanki bir insanın hayatını izliyormuşsunuz gibi veya onun hayatını yaşıyormuşsunuz gibi hissediyorsunuz.Son zamanlarda beni bu kadar derinden etkileyen bir kitap olmamıştı.Ve uzun süre de etkisinde kalacağım bir kitap olacak.Ben dramatik hikayeleri severim duygusal yapımdan dolayı.Bazen bir hikayede üst üste dramatik olaylar olduğunda kendimi çok kaptırıp hikayenin sonunun mutlu sonla bitme beklentisine girerim kendimce.Bu romana da öyle bir beklentiye girdim ama okudukça olaylar daha da beterin beteri şeklinde gerçekleşti.Bir karakterle tanışıyorsun onu sevmeye başlıyorsun ama bir anda sana veda ediyor başka bir karakter çıkıyor karşına onu da tanıyıp sevmeye başladığın anda o da çekip gidiyor.Hikaye boyunca hep bu sorunla karşılaştım.Bir karakterin yasını tutarken başka bir karakterin vedası ile karşılaşılaştım sürekli. Kitabı benim için en önemli kılan ve en çok dikkatimi çeken tarafı baş karakter Fugui’nin tüm yaşadıklarına rağmen isyan etme duygusundan uzak oluşuydu.Her şeye rağmen pes etmemek ve normal karşılamak Fugui 'nin sırrı sanırım.Tavsiye üzerini kitapla tanıştım.Siz değerli 1k okuyucularına da tavsiye ederim ve okuduğunuza pişman olmayacağınızın garantisini verebilirim.(Kalpsiz olanlar hariç :) )
Yaşamak
YaşamakYu Hua · Jaguar Kitap · 201632,7bin okunma
392 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
59 günde okudu
Uzun zamandır kitap incelemesi yapmamıştım bu güzel kitapla yapayım dedim. Öncelikle kitabı okuma sürem bu kadar uzun bir zamana yayılmasının nedenini ben de bilmiyorum günler bir şekilde bitiyor ama çok çabuk bitiyor gibi geliyor ve okumayı çok sevmiyorum yavaş yavaş alışmaya çalışıyorum.Kitaba gelecek olursak Hz. Hatice'yi çocukluğumdan
Hazreti Hatice
Hazreti HaticeNurdan Damla · Hayat Yayınları · 20171,951 okunma
400 syf.
10/10 puan verdi
HAYATIMDA BENİ EN ÇOK AĞLATAN KİTAP OLARAK YERİNİ ALDI. GÖZYAŞLARINIZA HAZIR OLUN. Selamlar…. Sevgili okurlar. Bu yorumu yazarken kitabı henüz bitirmiş bulunmaktayım ve gözlerimin ağlamaktan ne fena acıdığını nasıl tarif ederim bilmiyorum. Ötanazi Okulu’nun her anlamda finali olan ve ardında “ama şu kaldı / o da olsaydı” gibi yorumlar
Ötanazi Okulu 4
Ötanazi Okulu 4Maral Atmaca · Ephesus Yayınları · 20231,435 okunma
Reklam
212 syf.
9/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Bütün babalardan geriye bir boşluk kalırmış!
"Beni bir ömür sekiz köşeli şapkasının gözünde taşıyan babamı başımın üstünde taşımak için yeniden uzun ve karlı yollara düştüm" (s.29).
Kemal Varol
Kemal Varol
, "
Aşıklar Bayramı
Aşıklar Bayramı
"nda oğlu avukat Yusuf'u yirmi beş yıl arayıp sormayan Heves Ali'nin bir elinde bağlaması, bir elinde bavuluyla bir gece yarısı oğlunun kapısını çalmasıyla
Babamın Bağlaması
Babamın BağlamasıKemal Varol · Everest Yayınları · 2022906 okunma
128 syf.
·
Puan vermedi
·
8 günde okudu
Bırak Kalbin Düşünsün !!
Tuğba Doğan
Tuğba Doğan
'ın ikinci benim onun kaleminden okuduğum ilk kitabı. Oturmuş ve sakin bir kalemi var yazarın . 81 Doğumlu genç yazarlarımızdan olmasına rağmen. Kalemiyle
Kitap Dünyam
Kitap Dünyam
'mın *güncelikeşfetextra okuma maratonu sayesinde tanıştım. Gayette keyifli bir okuma yolculuğu olduğu benim için
Nefaset Lokantası
Nefaset Lokantası
o yüzden yazardan
Musa'nın Uykusu
Musa'nın Uykusu
kitabını da kitaplığıma ekledim. En kısa zamanda okumayı ümid ediyorum. Ana karakter Salih'in hayat mücadelesindeki silikliğini sevmedim. Afitap hanımsa enfes bir karakterdi. Yalnız o Tv programından o kocayı almayaydı iyiydi :)) Nihan gereksiz bir ayrıntıydı, fakat yazarımızın Salih'in Varoluşsal sancılarını, kalan olmayı, intiharın aldatmacasını, kalanın hayattan kopuşunu ve gitmek isteyip gidememesini ve tüm bu duygu durum vurgusunu verebilmek adına Nihan'ı kullanmış sanırım. Üç bölümden oluşan Nefaset Lokantası Afitap hanımın Salihin vedası için hazırladığı muhteşem yemek ve mezeleri ile başlıyor ve Salihin çocukluğunu hatırlaması ile nihayet buluyor. "Hatırlamak kalbin düşünmesidir. Bırak kalbin düşünsün. Hatırla." diyor ya 101. sayfada. Kuyudan çıkmak için gereklidir belkide? Hatırlamak. Biraz depresif, biraz melankoli ve güzel yemekler sevenler için... Bence şans verin. Keyifli okumalar :)
Nefaset Lokantası
Nefaset LokantasıTuğba Doğan · Yapı Kredi Yayınları · 20191,533 okunma
183 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
33 saatte okudu
Tüm Masumiyetiyle Çocuk Kalbi, Ah Zezé, Ah Kalbim...
Kitabın akıcılığı ve sanki herşey yanıbaşımda oluyormuş gibi hissettiren anlatımını çok beğendim ancak konu çok ağırdı... Bir çocuğun bu kadar acı çekmesi, bu kadar fiziksel ve duygusal şiddet görmesi malesef bir zamanlar böyle şeylerin yaşanmış olması gerçeği çok üzücüydü. Gözyaşlarıyla okuduğum, bir umut kurtulacak artık diye beklediğim ama Portuga'nın ölümüyle Zezé'nin hayattaki şansını kaybetmesi, iyiliğe dair umudunu kaybetmesi, şeker portakalı ile vedası ve nicesi ile son sayfasına bir günde nasıl geldiğime şaşırdığım yüreğimde bir acı ile bitmiş olan güzel bir klasikti, okumak bu yaşımdaki bana nasipmiş. *Aynı evrende yaşamamalı cellatlar ve çocuklar. Ya ölmeli cellatlar ya da hiç doğmamalı çocuklar.* Bir çocuğun celladının onun emanet edildiği ailesi olmadığı bir dünya diliyorum.
Şeker Portakalı
Şeker PortakalıJosé Mauro de Vasconcelos · Can Yayınları · 2022228,9bin okunma
128 syf.
·
Puan vermedi
·
31 saatte okudu
Fakirlik nasıl bir şeymiş, para ne demekmiş bilmiyorum ben. İnsanın düşmanı kendi hane halkından çıkar. Fakat siz soylular bizim o ince duygularımızı anlamamakla kalmıyor, bir de küçümsüyorsunuz. Savaş sonrasında soylu bir aile nasıl yıkıma uğruyor onu okuyoruz #osamudazai 'den. Diğer kitaplarına nazaran ben bunu daha çok sevdim ama sonlara doğru gene o karamsar havasını konuşturuyor. Yine intihar söz konusu ama sanki kitaptaki karakterin mektubu Dazai'nin vedası idi. Kadın karakterler daha ön planda bu eserinde. Ailenin yıkımını çok derinden hissettirmis Dazai. Naoci'nin ablasının gözünden okuyoruz her şeyi. Kızın başına gelenlere de üzülmedim değil açıkçası. Sonunu en azından onun için güzel yapsa idin Dazai ne vardı sanki. Henüz yazarla tanışmadı iseniz bu kitap gayet iyi bence. Japon edebiyatından her kitabı okuyamıyorum ama bu kitabı gerçekten sevdim.
Güneş Batarken
Güneş BatarkenOsamu Dazai · Sel Yayıncılık · 20232,517 okunma
80 syf.
7/10 puan verdi
Sarayın en etkili kadınlarından biri olan Madame de Prie, kralın gözünden düşer ve bir köye sürülür. Madame de Prie ilgi görmeye, lüks yaşama o kadar alışmıştır ki bu sürgün günleri onun için adeta işkencedir. Saraya dönmenin artık bir yolu olmadığını anladıktan sonra yaşamanın onun için bir amacı kalmamıştır. Ama sessiz sedasız hiç yaşamamış gibi bir gidişi asla kabullenemez. Onun vedası başka olmalıdır. Akıllarda kalan, kimsenin unutamadığı bir gösteriye dönüştürmeyi amaçlar vedasını.. Bütün stefan kitapları gibi Bir Çöküşün Öyküsü kitabının da ayrı bir derinliği vardı. Çok ama çok güzeldi. Keyifle okudum.
Bir Çöküşün Öyküsü
Bir Çöküşün Öyküsü
Stefan Zweig
Stefan Zweig
Bir Çöküşün Öyküsü
Bir Çöküşün ÖyküsüStefan Zweig · Panama Yayıncılık · 201776,7bin okunma
64 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.