Bismillahirrahmanirrahim
Kıssaların en güzeli,
Züleyha'nın gözbebeği,
Ben diyim 50 siz diyin 100 kadının,
Uğrunda ellerini kestiği.
Bir kanlı gömleğe sığdırılan,
Necip Fazıl Kısakürek - Beklenen Şiirinin Hikâyesi - Şairin Kendi Kaleminden
Üniversiteli delikanlı Kolejli kıza bir voleybol maçında rastladı.Okul salonundaydı maç. Tribünsüz minik bir salon.. Seyircilerle oyuncular arasında sahanın çizgisi vardı sadece.. O kadar yakındılar..
Delikanlı bu tatlı bu güzel bu dünyalar şirini kızı ilk defa görüyordu takımda.. Hoşlandığını fena halde hoşlandığını hissetti. Az sonra bir şeyi
AŞK MAHKUMU
Onu ilk kez gördüğümde kanadı kırık bir kelebeğe benzetmiştim. Uçmaya çalışan ama uçarken de acısını içinde yaşayan bir kelebeğe… Sanki acısını kabullenmiş gibiydi. Güçlü görünmeye çalışıyordu. Ama bu konuda pek de başarılı değildi.
Ortak bir arkadaşımızın evinde verdiği doğum günü kutlamasında karşılaşmıştık. Dikkat çekici bir
GÖRÜCÜ
İşten eve geldiğimde oldukça yorgundum. Elbiselerimi değiştirip hemen odama çekilip uzanmak istiyordum.
--Anne! Ben geldim!
Mutfaktaydı. Sesimi duyunca ellerini havluya silerek yanıma geldi. Gülümsüyordu.
--Hoş geldin, aslan oğlum. Hay maşallah. Seni yaradana kurban olurum ben.
Şaşırmıştım. Ama hemen kendimi toparladım. Ne de olsa böyle bir
Selamlar kitap dostlarım
Uzun zamandır alıntılarını görüp okumak istediğim bir kitaptı Milena’ya Mektuplar. Milena’nın Kafka ile yazışırken evli olduğunu öğrenince çok şaşırmıştım. Kendi kendime ‘Ön yargılı olma Nihal, önemli olan okuduğun edebi eser.’ dedim. Altını çizdiğim çok güzel cümleler var lakin ben genel olarak kitabı sevemedim. Nedenlerimden bahsedeceğim ama umarım linç yemem.
Bazı insanlar aşka âşıktır. Önemli olan yaşadığı aşkı dağlara taşlara haykırmak, âşık olmanın getirdiği heyecan, hafif sarhoşluk ve deli cesaretidir. Bence Kafka böyle biri. Âşık olmanın onda yaşattığı hisler Milena’yı sevmenin bir adım önündeydi. Bu dediklerim tamamen benim hissettiklerim. Eminim ki tam tersini düşünenler de vardır. Özellikle ilk başlarda Milena’nın cevaplarını okuyamamak beni biraz eksik hissettirdi. Böyle hissetmemin bir nedeni sanki Kafka Milena’yı bu aşka zorluyormuş gibi hissetmemdi. ‘Bak sana karşı ilgi duyuyorum, seni önemsiyorum senin de bana karşı hislerin var.’ düşüncelerinden hareketle yazılmış gibiydi mektuplar.
Evli olan Milena’ya Kafka’nın birkaç kez ‘bana sadık olmanı bekliyorum’ demesi beni biraz düşündürttü. Sadakat böyle bir şey değil bence. Kaldı ki bu aşkın güzelliğinin bana geçmemesinin bir sebebi kendimi sürekli aldatılan konumunda düşünmemdi sanırım. Bir tarafta aşkımdan zarar gören, incinen, bir zamanlar sevdiğim biri varsa eğer bence aşk mutluluk getirmez.
Ben okurken büyük bir aşktan geriye kalan mektupları okumanın verdiği heyecan ve mutlulukla okuyamadım ama okuyacak olanlara keyifli okumalar.
instagram.com/p/B0OnOgGJXVk/?...