Bir insan ömrünü neye vermeli
Harcanıp gidiyor ömür dediğin
Yolda kalan da bir yürüyen de bir
Harcanıp gidiyor ömür dediğin.
Dışı eli yakar içi de seni
Sona eklenmeli sözün öncesi
Ayrılık gününün kör dereleri
Bölünüp gidiyor nehir dediğin.
Yüreğin ürperir kapı çalınsa
Esmeyen yelinden hile sezerler
Künyeler kazınır demir sandıkta
Tükenip gidiyor ömür dediğin.
Bir insan ömrünü neye vermeli
Para mı, onur mu, taş, diken bir yol
Ağacın köküne inmek mi yoksa
Savrulup gidiyor yaprak dediğin…
Bu güzel türküyü (şiiri) Zülfü Livaneli yazmış, Emel Taşçıoğlu yanık okumuş:
youtu.be/S0lVl7G4t3c
Kucağında alev almış bebeğiyle nehre atlayan anneler, belki bombalanmaz umuduyla okul ve hastanelere sığınıp kavrulan yaşlılar, günlerce Tokyo sokaklarından silinmeyen yanık et kokusu ve nehirlerden akıp giden yanmış cesetler...