Bir zamanlar imkansız olan şeyler nasıl da mümkün...
"Havadan daha ağır bir makinenin uçması imkansızdır." Lord Kelvin, İngiltere Kraliyet Ordusu, 1895
kahvedeki yanık masa örtüsünde kupa kızı nasıl da yalnızdı az önce umut her zaman bir yol bulur denir maça valesi vardı birisinin elinde
Reklam
Kucağında alev almış bebeğiyle nehre atlayan anneler, belki bombalanmaz umuduyla okul ve hastanelere sığınıp kavrulan yaşlılar, günlerce Tokyo sokaklarından silinmeyen yanık et kokusu ve nehirlerden akıp giden yanmış cesetler...
ANKARA'YA PEMBE YANAKLIYA Pembe yanaklıya, dinle beni diye diye; Bir garip Orhan Veli, İstanbul'u düşünmüştü, Acizane ben, Ankara'yı buldum , gittim, gördüm; Sezar endamında... İskender'in büyüğü müydü bilmem ama kıskandırdım... Zira Hiç düşünmedim, düşünemedim, fırsatım olmadı... Yaşattı; yaşadım, Kanattı; kanadım, Yalan yok ağlattı
Analar
Yağmur yaşta ıslanır. Teslim olmaz hırslanır. Sonsuz aşktan beslenir. Bağrı yanık analar. Mutlu Kılıç
Sayfa 114 - Sisyphos YayıncılıkKitabı okudu
AHMED ARİF, “HASRETİNDEN PRANGALAR ESKİTTİM” KİTABININ YAYINLANMASINI ANLATIYOR. Cüneyt Arcayürek arkadaşım. O zaman Hürriyet gazetesinin Ankara temsilcisi. Bir gün bana dedi ki: “Bobin artığı sonsuz kâğıt var. Senin kitabını basalım. Hürriyet gazetesinin satıldığı her büfeye koyarız. Peşin de sana elli bin lira verelim. Bütün geliri de senin
Reklam
33 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.