O hâlde öfkenin yok olması ya kalbin önemli işlerle meşgul olmasıyla ya tevhit düşüncesinin galip olmasıyla ya da başka bir üçüncü nedenle tasavvur edilebilir. Bu üçüncü sebep ise Allah'ın (cc) öfkeden uzak durmayı sevmesini kişinin bilmesi ile mümkün olur. Böylece kişinin Allah'a karşı olan şiddetli sevgisi onun öfkesini söndürür. Böyle bir durum nadir olsa da imkânsız değildir.
Çocuğunuzla konuşurken ya da onu dinlerken, yani onunla sohbet içindeyken üzerinde durulacak en önemli konu nedir biliyor musunuz? Kaygı, umutsuzluk ve öfke içinde tepkisel biri değil, güven, umut, huzur ve anlayış içinde biri olmaktır. Farkındayım; söylemesi kolay, yapması zor!
Sayfa 126Kitabı okudu
Reklam
Herhangi bir karı-kocayı izle -yapacaklarını tahmin etmek hiç de zor değildir. Sabahleyin koca, gazetesini yayıp okumaya başlar ve kadın yıllardır söylemekte olduğu aynı şeyleri söyler ve koca aynı şekilde tepki verir. Neredeyse bütünüyle tasarlanmış, programlanmıştır. Sadece küçük değişikliklerle şaşıracaksın. Yarın, sabahın köründe sandalyene
Sayfa 192 - Butik yayınlarıKitabı okuyor
Bir Şaman’a sormuşlar; “Zehir nedir?” diye. “İhtiyacımızdan fazla olan her şey zehirdir!” demiş. Bu güç de olabilir, tembellik de. Yiyecek, ego, hırs, ihtiras, kendini beğenmişlik, kıskançlık, korku, öfke, nefret, hatta iyi niyet bile…
Sayfa 345
Peki olumsuz duygu nedir? Vücut için zehirli olan, vücudun dengesini ve uyumunu bozan duygudur. Korku, endişe, öfke, kin, üzüntü, nefret, kıskançlık, gıpta; bütün  bu duygular, vücuttaki enerji akışını bozar ve kalbi,  bağışıklık sistemini, sindirim sistemini, hormon üretimini ve vücuttaki diğer birçok şeyi etkiler.
Sayfa 155 - E kitapKitabı okuyor
Sorun karşısında yapılacak ilk şey nedir? Sorun olduğunu fark etmek ve sorunu kabullenmek. Burada "kabullenmek"le kastettiğimiz şey onaylamak, bir şey yapmamak değil, kişinin bir sorun yaşadığının bilincinde olması ve gerçekliği görmesidir. Sorunu kabullenmemenin tercümesi, "Niye benim başıma bu geldi?', “Neden ben?” , “Bu olmamalıydı!” , “Diğer insanlar böyle sorun yaşamıyorlar” , "Ben buna dayanamam, bu durumu kaldıramam!" gibi düşüncelerdir. Kişinin soruna yol açtığını düşündüğü kişilere öfke ve kızgınlık duyması, kendini suçlaması, pişmanlık, kaygı vb. hissetmesidir. Davranışsal olarak ise sorundan kaçınma gibi tavırlar sergilemesidir. Bu tür tutumların arkasında şunlar yatar: Kişinin, sorunların kendisi kadar, sorunu çözerken yaşayacağı olumsuz duygulardan da kaçınması ve korkması. Bu nedenle de sorunları doğal, olması ihtimal dahilinde, aşılabilecek bir durum gibi değil de, bir tehdit olarak görmesi. Sorunla ilgili olarak kendisinin baş etme gücü ve sorun çözme yetisiyle ilgili kuşku duyması. Ve sorunu çözmeye dönük çabaların sonucuyla ilgili kötümserlik. Bunun duygusal sonuçları engellenme, sinirlilik, kaygı, çökkünlük; zihinsel sonuçları sorunla ilgili endişe duymak, yeni sorunlar öngörmek ve yeni endişeler edinmek; davranışsal sonuçları ise kaçınmak, ertelemek, bazen de sonucunu hiç düşünüp hesaplamadan aniden konuya ilişkin bir şeyler yapmaktır.
Sayfa 224Kitabı okudu
Reklam
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.