Ordasın, biliyorum. Bu satırları okuyorsun. Simdi bu satıra geçtin. Kaşların çatıldı. Kafan karıştı. Kimle konuştuğumu, bu satırları kime yazdığımı anlamaya çalışıyorsun. Ben bu satırları sana yazıyorum. Ona, buna, şuna değil. Sana yazıyorum. Dünyanın her neresinden bilmiyorum, hangi şehrin hangi sokağından okuyorsun bu yazdıklarımı bilmiyorum. Bir otobüstemisin, trende misin, saat kaç orda? Bilmiyorum... Ekrana dökülen saçların ne renk inan bana tahmin edemiyorum. Ve inan bana bunların hiçbirinin önemi yok. Saçlarının renginin, saçlarının olup olmamasının, nerede olduğunun, saatinin kaç olduğunun... Tek önemli olan sensin. Bu satırları okuyor olman. Tek önemli olan simdi bu cümleyi geçmiş olman. Neler yaşadın, neleri atlattın, neler yaşayacaksın, neleri atlatmak zorunda kalacaksın bilmiyorum...