". Yunanda tek seçim generaller arasında yapılıyordu ve ordu komutanı, daha önce kurayı kazanmış olanlarca seçiliyordu. Ne Romada ne de Yunanda kadınlar, çocuklar, yaşlılar, dengesizler ve köleler oylamaya ve kuraya aday olabiliyorlardı. İşte bu anlamındadır ki Cumhuriyet, Latince "Res Publica" idi. Buradaki "public" tanımı üzerine durmak gerekir. Bu sanıldığı gibi "halk" anlamına gelmez. Latince "public" kanımızca Türkçe "kamu" sözcüğüne yakındır. Ve gerçekten de "ergin ve hür yurttaş" anlamında kullanılmaktadır. Zaten Latince "public" yine aynı dildentüretilme "puberty" (erginlik) ile bağlantılı bir sözcüktür. İşte "Res Publica" gerçekte "ergin ve hür yurttaşa ait olan şey" anlamına geliyordu.."
Bugünkü "ordu" kelimesi eski Türkçe "ortu" yani "orta" kelimesinden çıkmış bir sözcüktür. Eski çağlarda yerleşik topluluklar genellikle tapınaklar etrafında, atlı-göçebe topluluklar ise bir lider etrafında toplanmışlardır. Liderlerin bulunduğu yer, devletin ve teşkilâtın tam ortası idi. Başka bir ifade ile söylemek gerekirse lider ve otağı devletin tam ortasında yer alırdı. Etrafını da diğer beylerin ve halkın çadırları halka halka sarmaktaydı. Bundan dolayı Türkler bu çadır kente yani devletin merkezine "ordu" demişlerdir. Mesela Ordu Balıg, Ordu Kent, Kuz Ordu (Balasagun) vs. gibi... ... Başta Gazneliler olmak üzere Afganistan, Pakistan ve Hint yarımadasında kurulmuş Türk devletlerinin saraylarında ve ordularında Türkçe konuşulmaktaydı. Türk devletlerinin askerleri alış-veriş için pazara çıktıkları zaman biraz Türkçe, biraz Farsça ve biraz da yerli kelimeleri (Batı Hintçesi) kullanarak, meramlarını anlatmaya çalışmaktaydılar. Zamanla bu geniş sahada Türkçe, Farsça ve Hintçe'nin karışımı yeni bir dil doğdu. Bu yeni dil, yerli halk tarafından da benimsenerek, bölgedeki toplulukların ortak anlaşma vasıtası hâline geldi. Başlangıçta Türk ordu mensuplarının anlaşma vasıtası olarak kullanılmasından dolayı bu yeni dile, XVII. yüzyıldan itibaren "ordu dili" (Urdû-yu Mu'alla) dendi. Böylece Türkçe "ordu" kelimesi, bölgedeki toplulukları birleştirici bir kavram olarak bu coğrafyada yerleşmiş oldu. Bugün Pakistan'ın resmî dilinin "ordu dili" anlamında "Urduca" adıyla anılması, bu kültürel olayın doğal bir sonucudur.
Sayfa 81 - Berikan YayıneviKitabı okudu
Reklam
Ordu Türkçe bir sözcüktür. Ordu sözcüğüne, Orhun Anıtları'nda rastlanmaktadır. Türk ordusunun kurumsal düzeyde oluşumu ise M.Ö. 209 yılında, Hun İmparatorluğu zamanına kadar götürülür. Kelime anlamı olarak ordu, "amaç" ve "nitelik" yönlerinden "benzeyen” insanların bütününe verilen bir isimdir. Bu tanımlamada üç önemli nokta vardır: Amaç, nitelik ve benzeme. Orduyu oluşturan insanların; amaç ve nitelik yönlerinden birbirine benzemesi vazgeçilmez bir husustur. Yani, her biri aynı amaca ve benzer niteliklere sahip olmalıdır. Mustafa Kemal de askerliği bu şekilde tanımlamıştır. 21 Mart 1904'de, Harp Akademisi'nde öğrenci iken, not defterine askerliğe ilişkin şunları yazmıştır: "Arkadaşlar, mademki askeriz. Mademki hedefimiz, gelecekteki emellerimiz ortaktır, arkadaşlığımızın, kardeşliğimizin üstünde bir kuvvet ve irtibata mal olması pek tabiidir. Herhalde hepimiz kardeşiz ve bu kardeşliğimiz sonsuz bir hayata sahiptir."
Sayfa 19 - KırmızıkediKitabı okudu
ORDU Türkçe bir sözcüktür ..
ORDU sözcüğüne ,Orhun anıtlarında rastlanmaktadır. TÜRK Ordusunun kurumsal düzeyde oluşumu ise M. Ö .209 yılında Hun Imparatorluğu zamanına kadar götürülür. . Kelime anlamı olarak ORDU ... "amaç " ve "nitelik" yönlerinden "benzeyen " insanların bütününe verilen isimdir ..
Sayfa 19