Necip Fazıl' ın şiirinde kadın
Kadın bir kalıp değil, bir fikirdir; çölde kaçan bir seraptır, en yakınken en uzaktır, bir timsal, bir misal, bir visal; Allah'a götüren bir vasıtadır.
Sayfa 56 - ElipsKitabı okuyor
Reklam
Seni tek bir silkeniş, nefsini murakabe ve oluş hamlesi bekliyor. Ol ki 120 yıldır olamayan olsun!...
Sayfa 137 - ElipsKitabı okuyor
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Düşünce dünyamızı aydınlatmış isimlerin ve onların eserlerinin, bugün yeterince tanımadığı bir gerçektir. Özellikle genç nesiller, düşünce dünyamızın yıldızlarını tanımıyorlar. Son dönemde önemli bir kopuş yaşandığını düşünüyoruz. Türk kültürüne, Türk düşüncesine, Türk edebiyatına eserleriyle ve çalışmalarıyla hizmet etmiş, yön vermiş şahsiyetler, aramızdan ayrılmış olsalarda yaşamaya devam ediyorlar. Aradan geçen zaman, onların değerlerini azaltmamış aksine dahada arttırmıştır. Onlar bugünde yolumuza ışık tutuyorlar. Şimdi yeniden onların keşfedilmesi, okunması ve yorumlanması gerekmektedir. Çünkü 20. Yy ortaya koydukları bu birikim, içine girdiğimiz yeni yüzyılda da belirleyici olmaya devam ediyor. Günümüzde konuşulmaya ve tartışılmaya devam eden çoğu konuyu, yıllar önce onların ele aldığını görüyoruz. Sıfırdan bir Türk düşüncesi meydana getirilemeyeceğine göre, düşüncemizi o birikim üzerine inşa etme mecburiyetimiz vardır. Türkiye bugün köklerine buluşma sürecini yaşıyor. Bu süreçte karşımıza işte bu birikimi oluşturan isimler çıkıyor. Lütfü Şahsuvaroğlu
Ordusunu Arayan Kumandan
Ordusunu Arayan KumandanLütfü Şehsuvaroğlu · Elips Kitap · 20128 okunma
Kadın: bir kalıp değil çölde kaçan bir seraptır, en yakınken uzaktır, bir timsal bir misal bir viral. Allaha götüren vasitadır.
Ordunun üstad' dan sonra en kıdemli kurmayı yine bütün bedeniyle, davranış biçimi ile konuşma üslubu ile duruş ve edasıyla Hilmi oflaz'dı.
Sayfa 13 - ElipsKitabı okuyor
Reklam
Gerçekten de Sakarya ile bu mukaddes emanetin yılmaz bekçisi seçilmiş millet, şanlı bir direniş göstermiş; suyu yokuşlara doğru akıtmayı bilmiş ve fakat sonradan yaptığı eldiven ve şapka dan ibaret inkılaplarla şanını ilerletememiştir.
Sayfa 66 - ElipsKitabı okuyor
Demirel Demokrat parti mirası üstünde politika yapmış ve fakat o uğurda hiçbir şey yapmamıştır.
Sayfa 144 - ElipsKitabı okuyor
Reklam
Türk düşünce ufuklarını tayin etmeye kalkıştığınızda mutlaka yolunuzu Necip fazıl'dan geçecektir.
Sayfa 11 - ElipsKitabı okuyor
Suçlayıcılar aslında yükseldiklerini sanırken gerçek zamanı kokutmakta ve alçalmaktadırlar. Bir saman kağıdından kopya almanın dışında bu talkitciler hiçbir şey yapmamaktadırlar. Devrim diye yaptıkları da masaldan ibarettir ve yeniye tahammülleri yoktur. Ne yazık ki bu solmaz, pörsümez yeni, çirkine mahkum edilmiştir. Bir gün hesap görülecek ve gerçek inkılâp zuhur edecektir. Öylesi bir genç adam, sürekli kendi kendine "Ben neyim ve bu hal neyin nesi?" sorusunu soracaktır. Sonsuz varlık muhasebesini yapacaktır. Cemiyet, yok edilen ruhu ve yok eden güruhuyla tahlile muhtaçtır; kurtarılmayı, kendi öz benliğine döndürülmeyi beklemektedir. Şairde bu cemiyetin rahminde bir doğum sancısıdır. Böyle bir doğum aynı zamanda mukaddes emanetinde taşıyıcısı okacaktır. Artık oğul Mehmet' e güven aşılamalıdır. Nasıl ki dava, "büyük Doğu" cemiyetinin farkına vardığı mesaj olmuştur; Bu sefer içeride olan babanın evladına bir mesaj olmak gerekir. Mehmet sevinmelidir, babası eve dönse de dönmese de sevinmelidir. Zira bu tekerlek, tümsekte kalmayacaktır artık. Gerçekten de Sakarya bu mukaddes emanetin yılmaz bekçisi seçilmiş millet, şanlı bir direniş göstermiş; suyu yokuşlara doğru akıtmayı bilmiş ve fakat sonradan yaptığı eldiven ve şapkadan ibaret inkılâp larla şanını ilerletememiştir.
"Büyük Doğu"nun son dönemecinde ve "Rapor"ların tamamında... Onunla Türk gençliğini bütünleştirecek, özellikle ülkücüler ve akıncılar mahfillerini "Büyük Doğu" yani tarihî olan hakiki büyük birliğe kalbedecektik. "Ordusunu Arayan Kumandan" olarak Necip Fazıl sanatkâr deruniliği ile siyaset yaratan kurmaylığını buluşturup Türk'ün ruh köküne dayanan yeni bir inkılap peşindeydi. Fakat ya orduları onu anlamadı yahut o, ordulara kumanda edemedi...
Çıkar Türk'ün ruhunu zindandan, kurtar o ruhu her an ödünü patlatan üç beş korkuluğun sahte gardiyanlarından ve tık içeriye bütün hak ve hakikat düşmanlarını!
Sayfa 139 - ElipsKitabı okuyor
Hitame
Necip Fazıl Kısakürek, yani üstad yani Büyük Doğu kurucusu, mürşidi başyazarı yani Büyük Doğu cemiyeti töre ağası yani Büyük Doğu Ordusunun kumandanı; cumhuriyetle yaşıt olan sanat, fikir ve cemiyet hayatında çıkardığı dergiler, kurduğu cemiyetler ve etkilediği siyasetler göz önüne alındığında Türk düşünce tarihi, Türk siyaset tarihi, Türk edebiyat tarihi içinde vazgeçilmez bir konuma sahiptir. Onun 1976 -1983 tarihleri arasında ki hayatında ben de vardım. Büyük doğunun son dönemecinde ve raporların tamamında... Onunla Türk gençliğini bütünleştirecek, özellikle ülkücüler ve akıncılar mahfil lerini Büyük Doğu yani tarihi olan hakiki büyük birliğe kalp edecektik. Ordusunu arayan kumandan olarak Necip Fazıl sanatkar derunliği ile siyaset yaratan kurmaylığını buluşturup Türk'ün ruh köküne dayanan yeni bir inkılap peşindeydi. Fakat orduları onu anlamadım yahut o, ordulara kumanda edemedi...
Sayfa 323 - ElipsKitabı okuyor
41 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.