gözümde uyku var bu ne yorgunluk
sevilmek olmasa sevmek mutsuzluk
hasretim aşkına susuz çöl gibi
gitmiyor gönlümden sana susuzluk
kuruyan dudaklar seni heceler
geçmiyor gündüzler sensiz geceler
yalnızlık bahtımın dinmez yarası
seversen bitecek bu işkenceler
bu şarkı gönlümün hasret şarkısı
ümitsiz aşkımın ümit şarkısı
bir değil yüz değil bin yıl geçsede
alamaz gönlümü senden başkası
"Fatmagül'ün Suçu Ne?", Vedat Türkali'nin eski bir gözağrısı olan ve yıllar önce "çalınarak" bir Orhan Gencebay filmine ("Batsın Bu Dünya") konu edilen bir senaryoya dayanıyor. ''
Ben yokluğu yalnız bende sanırdım,
Meğerse ne yokluk çekenler varmış.
Derdimi herkesten fazla sanırdım,
Dert ile yaşarken ölenler varmış.
Ey gönlüm sen benden neler istiyorsun?
Mutluluk yetinmektir bunu bilmiyorsun
"Koreli ve meyhane sakinleri Orhan Gencebay'a gönülden bağlı oldukları için, Batsın Bu Dünya anlayışı sigara dumanlarıyla birlikte, ağır ağır siniyordu insanların omuzbaşlarına."
‘’Benim boynum hep böyle bükülü mü ka-
lacak / Her hasretin içinde kavgası mı olacak / Bak halime
arkadaş yaşarken ölmüşüm ben / Belki çare var ama beni
nerden bulacak / Gayemiz yaşamaksa acı çekmek mi lazım
/ Çaresizlik peşinde hep adım adım / Bazen isyan ettiysem
hakkım değil mi / Bu dünyada gülmek için ölmek mi lazım /
Ben yanılmam arkadaş sen de bizdensin / Bizim gibi meçhule
gidenlerdensin / Bu dertler böyle bitmez düşünme derin derin
/ Hayat böyle arkadaş beteri var beteri / Her darbede öldü-
ren aşkın kurbanıyız biz / Türlü dertler içinde büküldü hep
belimiz’’
‘’…Sen bizi evde bekliyorsun diye işimizde gevşeklik gös-
teririz. Belki canımız evden çıkmak istemez bile. Çekilmez bir
tatlılık duygusu içimizi sarar. Eski öfkelerin acısını unuturuz.
Sen de bu oyundan, günün birin de bıkarsın. Çünkü kadınlar,
uzun süre oyunlarla oyalanamazlar, çünkü gerçekçidirler. Bir
gün bizi eski horgörülmelerimizle, aşağılanmalarımızla, hiçe
sayılmalarımızla, adamdan sayılmamalarımızla, haklı ya da
haksız küçük görülmelerimizle ve daha kötüsü bütün bunla-
rın intikamını alamamış olmalarımızla baş başa bırakıp gi-
dersin.’’
Orhan Gencebay’ın 1971 yılında (53) İstanbul Plak al-
tında, 9175 katalog numarasıyla yayınlanan 45’lik; Bir Te-
selli Ver / Yorgun Gözler adını taşır. Bugün arabesk denil-
diğinde akla gelen ilk düşüncelerin hiçbir şekilde kendine
yer bulmadığı bir şarkıdır; Bir Teselli Ver. Şarkının etkisi;
hem Gencebay’a şöhret kapılarını sonuna kadar açmış,
hem de bambaşka bir müziğin ilk büyük hiti olarak halen
daha çokça sevilmektedir. Gencebay’ın ilk çalışmalarından
bambaşka bir yerde konumlanan Bir Teselli Ver şarkısının
hikayesini ise kendi şöyle anlatıyor; ‘’…Sonunda geldik Bir
Teselli Ver’e. O benim beşinci 45’liğimdi. Dedim ki ‘yahu ben
nasıl adamım’, Rabbim bize bir nimet veriyor, bunlar birer
nimettir, bunlar güzel şeylerdir, ben bunlara gereken saygıyı
göstermiyorum; yapmam, etmem diyorum dedim; ben ayıp
ediyorum, bu bir saygısızlıktır dedim, bundan sonra ciddi
olayım madem, böyle bir nimet, değerlendirme var, böyle bir
ilgi var; Bir Teselli Ver’i bu duyguyla yaptım. İlk defa en ciddi
olduğum çalışmayı bu şekilde yaptım ve Ortadoğu, Kafkaslar,
Balkanlar, Orta Asya, Dünya’nın birçok yerinde ilgi gördü ve
onunla ünlendik açıkçası.’’